ulusalcıları kendi meşreplerince karalayan zihniyetin, kendilerine yapılan bilgili, belgeli eleştirileri hazmedememe sendromuna kapılmalarının bir ürünü olan cümlenin saçmalama bütünüdür.
bankacılık sektörünün %51'i yabancıların eline geçmiş, imkb'nin %80'i yabancının eline geçmiş, ağır sanayi yabancı kontrolüne girmiş, ormanlar maden arama adı altında talan edilip, çıkacak olan 2b yasası sayesinde villa yapılacak hale getirilmiş, iletişim sektörünün %85'i yabancının eline geçmiş, iş-dış borç toplamı 420 milar doları aşmış -2002'de bu borç, 221 milyar dolardı, yani 1923-2002 arası 221, 2002-2007 arası, 199 milyar dolar-, günde 40 milyon dolar sıcak para girişi olmazsa ekonomi krize girecek noktaya gelmiş, tl aşırı değerli yapılarak, para babalarının parasına para katılmış, terör yeniden hortlatılmış, ab'ye aday olma yalanının dışında 3 yılda hiçbir şey yapılmamış, her şey ab ve abd'ye sorup danışarak yapılır hale gelinmiş, ihalelerde dönen dolaplar birçok akp miletvekilini dahi çileden çıkarmış, bu yolsuzlukları eleştiren milletvekilleri partiden ihraç edilmiş, kayıtdışı ekonomi konusunda 5 kuruşluk fayda sağlanmamış vs. vs. vs.
çok sağlam bok attım rahatladım!
ha unutmadan, parlamenter sistemi derinden sarsan, türkiye'nin sosyolojik yapısını hiçe sayarak popülist olarak ortaya sunulan cumhurbaşkanını halkın seçmesi olayı ise, ayrı bir olaydır.
halka sorun bakalım, "cumhurbaşkanını halkın seçmesi ne demek?" diye, ne cevap verecek?
recep tayyip erdoğan demekte ki, "halkımız referandumla doğrudan demokrasi konusunda bir adım daha atmıştır" bu ülkede doğrudan demokrasi için, öncelik cumhurbaşkanını halkın seçmesi değildir. öncelik siyasi partiler kanununun değiştirilerek, halkın yönetime daha çok katılmasının sağlanmasıdır. halk, liderlerin seçtiği milletvekili adaylarını onaylama makamı değil, milletvekillerini tepeden tırnağa seçen olmalıdır!
demokrasi mi? tayyip erdoğan'ın "evet" demesini emir telakki edip, daha neye ne için oy verdiğini bilmeyen halkın yaptığına demokrasi mi deniyor?
referandum günü seçim sandığına "ben muhtarlık seçimi var sandım" diyerek gelen insanlar bile var!
evet çok fena bok attık, rahatladık...
3-30 paraya satılan yerler bittikten sonra ekonomi neyle döndürülecek bakalım? öldürülen tarımla mı, bitirlen üretimle mi? büyüyen işsizlikle mi? türkiye 10 milyon nüfuslu yunanistan'dan pamuk ithal etme durumuna getirilmişken mi büyüyoruz, yoksa, buğday ithal ederken mi? ya da şeker pancarı üretiminin bitirilme politikalarıyla ab ülkelerinden -17 aralık'ta rte imza attı bu maddenin altına- suni tatlandırıcı ithal ederek mi?
çok fazla kokuttum ortalığı. üzerine de osurayım tam olsun.
ak parti ye oy atan insanlar kötü değildir aslında. onlar saftır, cahildir, dünyadan haberleri yoktur, bu saflıklarını 'denyo' sıfatını hakedenler suistimal ederler. asıl kötü olanlar sömürenlerdir.
sadece kendini akıllı sanıp, her iki kişiden birinin oy verdiği, milyonlarca seçmenin aptal sanıldığı, deve kusu olma durumudu. Amma velakin, kafayı kuma gömmekle gövde saklanmıyor.