başlığı tastikler nitelikte de sayın başbakanımızın bir açıklaması mevcut; "türkiye öyle bir örnek ki demokrasi ile islam'ın birlikte yaşanabileceği tek ülke türkiye. bunu da en güçlü şekilde savunan ak parti. islam dünyasına bakarsanız çoğu ülkede diktatörlük ve kaos var. pakistan'ın ne çileli günler yaşadığını görüyoruz. türkiye'de son 13 yılda bir başarı hikayesi yaşanıyor. aslında bu başarı hikayesi işid ideolojisinin antitezi. türkiye bölgede istikrarın en önemli teminatı.''
şu demokrasi+islam formülünün getirdiği ''başarı hikayesini'', bunun nasıl da sömürücü kapitalist sınıfın durumunun kuvvetlendirilmesiyle, sermaye birikiminin ve kar hadlerinin pik yapmasıyla ilgili olduğunu, işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen yoksul milyonların durumuna bakarak somut şekilde görebilirsiniz. islam'la ilgili gerçekse, türkiye'de yaşananın değil işid'in, taliban'ın vb'lerinin uygulamalarının kitabi hadis+''islam'' doktrinine uygun olduğudur. güvenilir hadis çevirilerini okuyanlar bunu görebilir. akp'nin ''demokratik islam''ının başarısı, davutoğlu'nun dediği gibi ''işid ideolojisinin antitezi'' olmasındadır. evet, ama şu farkla: işid ideolojisinin antitezi olarak, islam doktrininin de antitezi olarak. davutoğlu'nun ''islam'' dediği şey, türkiye dahil bütün dünyanın evrensel dini, bir hristiyanlık mezhebi olan protestanlıktır.
küresel kapitalizmin ruhu protestan ahlakıdır, terbiye edici çalışmaya, çalışanın ödüllendirileceğine, özgür emek-gücüne, bireyin yükselme hırsına, girişimciliğe, zenginleşme kaderine, fırsatları değerlendirmeye vb imandır. egemen kapitalist sistemin dini budur, vaaz edilen budur. akp'li islamcılar başarılıyız diyorlar, çünkü kapitalizmi tanıyor ve tam uyum gösteriyorlar. çünkü istikrara, sermaye birikimine, piyasaya iman ediyorlar. bu durum, işid ve taliban gibilerini kapitalist olmaktan kurtarmıyor ve ''islam''ı bunların özelinde kapitalizme alternatif bir ekonomik, siyasi, sosyal bir sistem yapmıyor. işid ya da taliban, örneğin alkollü içecek ticaretini lanetleyerek ve hatta yasaklayarak kapitalist üretim ve bölüşüm sisteminin kurallarından çıkmış olmaz. kaldı ki kapitalizm ilkel ilahi dinleri ve kanaatkar peygamber dinlerini günbegün yok etmiş, yerine sermaye için gereken yukarıdaki gibi dünyevi ilkeleri geçirmiştir. islam'ın ya da demokrasinin ya da her ikisinin hanesine yazılabilecek bir ''başarı hikayesi'' de değildir söz konusu olan. tek bir ''hikaye'' vardır ve o da sığınak haline getirdiği kalıntı halindeki dini duyguların ardına saklanmaya çalışan, evrensel bir diktatörlük süren toplumsal azınlığın, sermayenin yalanlarıdır
Asıl dini yaşamak şeriattır. Şeriat gelse ki gerçek şeriat hangisi, nedir, nasıl olur? Neyse.. Bilen vardır elbet.
Her kadın kapanacak, o el kesilecek aga. O zaman yaşarsın dinini.
bir ateist olarak dinim olmasa da katılmadığım önerme.
sebebi ben inançlara saygı duysam da benim fikrime saygı duyulmaması.
bu konunun en büyük ispatı ise akp genel başkanının "bunlar ateist" söylemi ile, ateistleri teröristlerle bir tutmuş olmasıdır. halbuki terörizm ile ateistlerin hiç bir alakası yokken.
bu sebeple, dünyadaki dini terör örgütü üyelerinin hemen hemen hepsinin islam dinine mensup kişilerden oluşması da müslümanlar teröristtir çıkarımı yapmamıza çok daha kolay olanak tanır.
akp sayesinde ülkede insanların birbirlerine saygısı kalmadı, çünkü aynı kandan gelen insanlar kutuplaştı. evet, belki müslümanlar dinlerini daha rahat yaşamaya başladılar ancak müslüman olmayanların özgürlükleri kısıtlandı, üzerlerindeki baskı arttı.
yani dinini akp sayesinde yaşayanlar yalnızca akpye oy atanlar diyebiliriz. ülke bölündü, bölücü de kendileri.