elimizde o kadar sağlam argümanlar var ki bu konu hakkında, bu gerçeği size şöyle açıklayayım ben izninizle. ak parti 2002 yılında iktidara geldi bildiğimiz gibi. o mutlu, o kutlu günde hepimiz sokaklara döküldük. hatta laf aramızda o gün ben biraz alkol bile almıştım. neyse konuya dönelim. ak parti her zaman azınlıkların haklarını savunmak için elinden geleni yaptı bu ülkede. yapmadı diyen taş olur. yıllardır ülkeyi faşizan bir biçimde yöneten karanlık güçleri dahi karşısına alarak ülkeye gerçek bir özgürlük ortamı getirdi. başbakanımız recep tayyip edoğan açılım konuşması sırasında, ahmet kaya'sız nazım hikmet'siz olmaz dediğinde ben göz yaşlarımı tutamamıştım. biz hiçbir zaman bu kadar özgür bir ülke olamamıştık çünkü. hatırlayın nazım hikmet'in hain ilan edildiğini, hatırlayın ahmet abi'nin kürtçe şarkı okuduğu için bu ülkede çatal bıçaklarla kovalandığını. yakın bir zamanda sırf ermeni diye katledilen hrant abi'yi hatırlayın. bu ve bunun gibi fail-i meçhullerin arkasında da kimlerin olduğunu tahmin etmek hiç güç değil. ben onları burada yazmıyorum sakıncaları olacağı için. o ülke türkiye idi arkadaşlar ve şimdi bu ülkede türkiye. aradaki farkı görebiliyor musunuz? atın şu at gözlüklerinizi ve ak parti'nin özgürlükçü bir parti olduğu gerçeğini görün.
yine kürt kökenli vatandaşlarımıza diyarbakır cezaevinde afedersiniz bok yedirenler acaba şimdi ne düşünüyorlardır merak ediyorum. kürt kökenli vatandaşlarımız bu ülkede ne zaman bu kadar özgür oldular size soruyorum. kürtçe kanalları var, üniversitelerimizde kürt dili ve edebiyatı bölümleri açtık onlar için. hepsi daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha aydınlık bir türkiye içindi. peki ismi cumhuriyet halk partisi olan sözde ülkesini seven cehape bu ülke için ne yaptı bu zaman içinde. yaptığı tek şey ak parti'nin yaptıklarına koşulsuz bir şekilde karşı çıkmaktı. peki ya mehape ne yaptı? yaptığı şey yıllardan beri şehit kanları üstünden nemalanmaktı ve aynı çizgisini korudu o da. kürt kökenli vatandaşlarımızı yok sayan bu zihniyetlerin artık bu ülkede yaşayabileceğine inanıyor musunuz? ben inanmıyorum.
nazım hikmet, neyzen tevfik, ahmet kaya, necip fazıl, uğur mumcu ve daha birçokları için savaşan ak parti iktidarı türkiye'nin aydınlık geleceğini oluşturacaktır hiç şüpheniz olmasın ki..
son olarak büyük başbakan recep tayyip erdoğan ile terör konusunda görüşmeyi kabul eden chp lideri kemal kılıçdaroğlu'na buradan saygılarımı sunuyorum.. devlet bahçeli için ise söyleyecek tek bir kelimem dahi kalmamıştır bu böyle biline..
türkiye gerçeğidir. muhalefetin demokrasi noktasında hezeyanın sebebi adaletin ucunun onlara da dokunmaya başlaması ile ilgilidir. modern ya da postmodern darbe yapanlar ve onların yardakçılarının, sorgusuz sualsiz insan öldürmeye alışmış olanların, her yaptığı yanına kar kalmış zorbaların, devletin kaynaklarını babalarının malı gibi kullanmayı prensip edinenlerin, sınırlı sayıdaki mevki makamı baba malı gibi paylaşmayı marifet haline getirenlerin, mafyaların, çetelerin, devletin derin elamanlarının alışık olmadığı şekilde adalet önünde hesap vermeleri sebebiyle koparılan feryat figanın aksine türkiye eskisinden daha demokratik bir ülkedir. asit kuyularını dolduran , hrantın, evlerin bodrumlarında gömülü, sırf inancından ötürü eğitim öğretim hakkı elinden alınan, devletin efendisi değil hizmetkarı olduğu gerçeğini gören, sıradan bir çok insanın farkettiği gerçektir.
oecd'nin yaptigi arastirmaya gore 169 ulke icerisinde , ifade ozgurlugu konusunda turkiye 140 larda. 60 in uzerinde gazeteci cezaevlerinde.
mal misiniz olm siz ya...
edit: bir de eksiliyorlar. yani ben chp yi filan da sevmem. hatta bu duzen partilerinin hicbirini sevmem. fakat akp ye de ozgurlukcu demek (hele bu verilerle) mallik olsa gerek.
fakat asıl ironik olan herkesin herkese (din, ırk, vekil, başvekil, parti başkanı, giyim kuşam fark etmeksizin) ana avrat düz gidebildiği sözlükte memleketin özgürlük meselesini tartışmaya yeltenmemizdir sanıyorum.
fişlenmenin hala devam ettiği gerçeği ile son bulan gerçektir. bunu şahsen yaşamış bir insan olarak fişlenmek bitecek yalanları ve fişlenmelerin hala devam etmesi demek akp'nin sözde özgürlükçü yalanını ortaya çıkarıyor.***
kesinlikle doğrudur. bir zamanlar çocuğunun ismi deniz, devrim vb. olmasından dolayı işkence gören hapse giren insanlar vardı. okuduğu şiirden, yazdığı kitaptan dolayı sürgüne giden insanlar vardı. hatta bir zamanlar ev ev gezilip dini içerikli veya siyasi içerikli kitaplar toplatılmadı mı? bu yüzden birçok insan toprağa, kuyulara kitap saklamadı mı? ve bunlar sadece birkaç örnek. hala neyin tartışmasını yapıyorsunuz. geçmişi çok çabuk unutuyorsunuz. neymiş "gazeteciler askerler cezaevindeymiş" , suç işleyen cezaevine girecek tabi amk. ülkenin ansını skenlere kimse sesini çıkarmadı şimdiye kadar. rahat olun herşey yolunda...
internet sansürleri, sigara yasağı, silah taşıma yaşı 18 iken alkol sınırının 24e yaş a çıkarılması.Hala daha neyin özgürlüğünden bahsediyorsunuz.iktidar yalakası olmayın.
zaman gazetesi'nin basımının ilk yapıldığı yer neresiymiş çoğu bilir. diyalog dedikleri şeyin hayırlı birşey olmadığını da çoğu bilir. dünyevi hırslara kanarken dünyevi hırslara aldanılmaması gerektiğini söyleyenler de onlardır. biz halk arasında münafık deriz onlara. güya islam'ı yayacaklardır. ancak batı ile yapılan bir iş birliği onların niyetlerinin başka şeyler olduğunu bize söyler aslında. ve dahası.