son dönem türkiye'sinin, halk deyimlerinden bir tanesidir. nerede bir "ampul" kartvizitli ile tanışsam(istisnaları kapsam dışında tutuyorum ki sayı olarak epey azlar) mutlak surette "benim, kârım" kısmına geliyor mes'ele. bir hayır işi için geçenlerde bir bölgenin, ikinci başkanı ile birarada olmam gerekti. ihtiyaç sahibi bir okula yüklü bir kitap yardımı yapılacaktı ve şahsi çabalarımla böyle bir konuda etiket fiyatının, yarısına yakın bir tutara ve "satınalma faturası" ile beraber kitapları temin edebileceğimiz fikrini sundum. farklı partilerden de arkadaşların olduğu bu ortamda kabul gören bu fikir, özelde "bize de bir şeyler düşer mi?" şekline döndü. eh be müslüman evladı, insan çocuğu hayır işi diyoruz ki her birinden ayrı ayrı nefret ettiğim(ve bilhassa vatanı karış karış satanlarından) sizlerle bir araya gelip de hatır bokuna konuşuyorum, çaba göstermeye çalışıyorum şerefine kedi sıçsın emi. ben sıçarsam, tazminat davası açmanız muhtemeldir isminiz geçmese de ama kedi, pekala kullanılabilir bu noktada...
velhasılı her yol "bize ne düşer" çıkmazına girer ve birilerinin görmediği yerde mutlak surette çıkmazdaki çamura batar ayaklar. bir göreni var nasılsa, gerisi de inan umrumda değil. şuraya yazmak bile saçma belki bu kapsamda ama biraz da merakın tetiklenmesi olsa gerek bu "acaba sadece bana mı denk geliyor koduklarım" diye...