ak parti halkı aç bırakıyor safsatası

entry23 galeri0
    1.
  1. halkı alışveriş merkezlerinde görebileceğini sanan, gereksiz önerme.
    0 ...
  2. 2.
  3. hortumcuyu beslemiyor diye üzülenlerin yaydığı şaiya ve safsatadır.
    3 ...
  4. 3.
  5. türkiye'yi ve türkiye halkını sadece istanbul ve ankara'daki alış-veriş merkezlerinde geziyor zanneden zihniyetin bir ürünüdür.

    Bu zihniyet aynı zamanda eskiye oranla ne kadar büyük bir uçurumun halk arasına koyulduğunu da fark edemez, daha doğrusu etmez.

    (bkz: 70 milyonun ferrarisi var)
    (bkz: alış-veriş merkezini ekonominin merkezi sanmak)
    9 ...
  6. 4.
  7. sofrasından havyar eksik olmayanların muslukları kesildikten sonra uydurduğu yalandır.
    bu adamların halkı görmüşlüğü bile yoktur.
    2 ...
  8. 5.
  9. her sene bilmem kaç milyon işsizlik olmaması için aylık 700.000 kişiyi işe başlatılması gereken bu ülkede türk halkı toktur açtır muhabbeti yapmak gerçekten saçmadır. dolu gördüğünüz alışveriş merkezlerindeki mağazalara girip işler nası diye sormayan sonrada ak parti halkı aç bırakıyor safsatası ile ilgili atıp tutan arkadaşlar ise ayrı sorunsaldır. yakın zamanda izmirin avm lerinin bir çoğuna girip çıkıyorum her gittiğimde farklı dükkan görüyorum aynı yerlerde. siftah yapmadan kapatan saatçiler kuyumcular şekerleme satanlar o kadar çok ki. satış yapan sadece burger king ile kfc var sanarsınız. böyle atıp tutmak yerine gerçekçi verilerle başlık açmakta fayda var.

    asgari ücret alan bir kimsenin en iyi şartlarda 500 lira kira verip 100 elektirik su ödeyip çoluğuna çocuğunu okula göndermesi yemesi içmesi iletişim masraflarının olması işe bedava gelip gitmediği gerçeği vb durumlar yok zaten bu ülkede oralara girmiyorum.

    (bkz: göt yalamak)
    (bkz: bana dokunmayan yılan bin yaşasın)
    9 ...
  10. 6.
  11. halkı alışveriş merkezindekilerden ibaret sanan çoluk çocuk saçmasıdır. enflasyondan da haberi yoktur bu gencimiz ayrıca. tekel işçilerinin hali ortada. bir gün o kavanoz yalayıcıların olduğu marketten, alışveriş merkezinden çıkta, varoş diye tabir edilen mahallelere git. evinde yakacak kömürü olmayan mı, yiyecek bulguru olmayan mı, kırık penceresini tamir ettiremeyen mi, hasta çocuğuna ilaç alamayan mı ararsın o sana kalmış artık... ülkenin çok küçük bir kısmının orta kesimi oluşturduğunu öğren önce... ya zengin var, onlarda senin savundukların gibi çalıp çırpıp zengin oluyor ya da fakir var yiyecek iki kuru ekmeğe muhtaç...
    8 ...
  12. 7.
  13. (#7321820) tekstil sektörünün halinden haberi olmayan yandaşların söyleyeceği söylem dir. çok değil bundan 5 sene önce dünyada tekstil denince 2. numara olan türkiye de tekstil ölmüş durumda. o işsizliğin sayısı neden arttı sanılıyor ki. tekstil sahası türkiyede 6 ila 7 milyon işçi üzerinden 15 milyon kişiyi istihdam ediyordu. ama teğet geçen kriz 5 milyon tekstil işcisini aç bıraktı. 2005 yılında çin kotaları kaldırdığında türk hükümeti bunu iyi idare edebilseydi üzerine giydiğimiz her tişörtte '' made in prc'' yerine made in türkiye yazacaktı. fanatiklik heryerde var ama vicdanınıza sirayet etmesin bari. vicdanı olan böyle konuşamaz nitekim.
    4 ...
  14. 8.
  15. kriz yeme oranını bankaların ne kadar kar ettikleriyle bağdaştıran insanların anlayamayacağı olaydır. kapanan ve kapanacak olan işletmeler listesinde türkiye en ön sıralarda yer almaktadır. fakat ülkenin çoğunluğu açken alışveriş merkezlerinde para saçan bir kesim varsa da bu eşitsiz kesim de akp desteklediği için vardır. öyle teşvik var böyle süper şeyler var diyenler de öncelikle hiç birisinin o kadar kolay olmadığını, cebinde doğru düzgün parası olmayan sıradan bir insanın o teşviklerle bir işletme kuramayacağını bilsinler ve bütün gün çalışmak zorunda olmayıp da iş saati içinde sözlükte entry girebilen insanlar para kazanmanın kolaylığı veya zorluğu hakkında yorum yapmasınlar. bildiğini zannetmekle, yaşayıp görmek çok farklı şeyler.
    2 ...
  16. 9.
  17. basit bir formül ile açıklanacak "safsata"dır. 2010 yılı için net 576,57 tl olan asgari ücret ile aşağıdaki tablo ile millet geçiniyor, alışveriş merkezlerinde para saçıyor demek insafsızlıktır.

    kira: 150 tl (bodrum kat)
    gıda: 180 tl (4 kişilik bir aile her öğün sadece 2 kuru ekmek yese)
    su: 50 tl (musluk suyu içseler)

    şu an 380 tl etti. daha hiçbir harcama eklemedim (elektrik, ısınma, yol masrafları, okul, temizlik malzemeleri vs.) haklısınız safsata bu. bu aile kalan 196 tl parasını alışveriş merkezlerinde saçıyor, starbucks'ta white moca içerek, ailece film izleyerek geçiriyorlar. ya da yukarıdaki önermede bir hata var.

    körü körüne bağlanmayın bazı şeylere, at gözlüklerinizi çıkarıp etrafınıza bakın bakalım kim ne kadar aç? alışveriş merkezlerinde nabız tutmaya çalışacağınıza, akşamları pazaryerlerine gidin bakalım daha ucuz diye kaç kişi oradan çürük çarık sebze-meyve almaya gidiyor.
    3 ...
  18. 10.
  19. Aynen safsata değil gerçektir.. Ne zaman doyurdu ki aç bıraksın dedirten içler acısı girdi(!)..
    1 ...
  20. 11.
  21. ecevit döneminin sana yağ kuyruklarını hatırlamayan zihniyetin safsatasıdır. çok şükür (bkz: deniz baykal) hiç iktidar olmadı olamayacak yoksa ülkemiz o sana yağ kuyruklarını da arar olur.
    3 ...
  22. 12.
  23. halkın aç kaldığının safsata olduğu gerçeğidir. evet halk aç olsa bu sefillere bırakın oy selam bile vermez mantığı ile sağlaması da yapılabilir.
    verilen alışveriş merkezlerinde ki durum ise yaratılan türbanlı, imanlı, ağzından duası elinden tespihi düşmeyen ve mevcut iktidarla sosyalleşen bir takım kesmin kendini gösterme çabasıdır. öyledir ki bale'ye gidip sanatçıları "amman ne olacak sahnede dans ediyorlar" diyerek sirk gibi izleyen, tiyatroya gidip "ay bitse dizim kaçmasa" ruh halinde seyreden cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrasına davulcu-zurnacı olarak bakan bir kesmin yarattığı curcunadan başka birşey değildir.

    öte yandan asgari ücretle bir iş için takla atan milyonlarca işsizin kahve köşelerinde oturması kimseyi bu kadar rahatsız etmemektedir. alet ettikleri dinin, imanın temeli kitabı bir okusalar "kendisi tokken komşusu aç yatanın "bizden" olamayacağı" açık ve net ifade edilmişse de bunu okumak işlerine gelmemektedir. varsa yoksa birilerinin inandığı şeyleri heryerde futürsuzca sarf etmektir. allahın ilk emri "ikra" olmasına rağmen bunlar buna da uymamaktadır. yarattıkları yandaş medya'yı okumayı tercih etmekte dar dünyalarında kendi başlarına kalmaktadır.

    bu kadar ironi ve gerçeği karıştırmak yeter. evet efendiler avm'lerde ki o kuru kalabalığın nedeni evinde daha az elektrik ve doğalgaz yakmak adına gününü orada geçirenler olduğunun farkında bile değilsiniz. avm'nin çöplerinde ki atıkları toplayanların farkında bile değilsiniz. siz yaşadığınız coğrafyanın, bulunduğunuz ülkenin, var olan değerlerinizin hatta ve hatta sümük gibi yaşadığınızın farkında değilsiniz. halk aç.
    3 ...
  24. 13.
  25. sadece istanbulu ele alacağım.

    istanbulda nereden baksanız minimum 100 alışveriş merkezi olduğunu varsayalım.

    100 alışveriş merkezinin günlük ziyaretçi sayısının 1000 olduğunu varsayalım.

    100 alışverişmerkezine ortalama 100 bin kişi aktif ziyaretçi dersek aya vurduğumuzda 3 milyon kişi yapar.

    3 milyon kişiden %10 u aynı kişiler dersek geriye 2,7 milyon kişi kalır.

    2,7 milyon kişiden %40 ı dolaşmak, bişeyler yemek için geliyor desek geriye 1,6 milyon kişi kalır.

    bunlardan % 25 i zengin diye tabir edilen aç sayılmayan kesim olsa bu rakam 400 bin yapar.

    istanbulun nüfusunun 25 milyon olduğunu varsayarsak 400 bin kişilik alışveriş yapıp lüks arabalara binip alışveriş merkezine her gittiğinde yüzlerce tllik alışveriş yaptığını varsaydığımızda bu grubun 25 milyonun %1,6 sını oluşturduğunu görürürüz.

    alışveriş merkezine giden her insan zengin, lüks içinde yaşıyor ve her gittiğinde alışveriş yapıyor dersek hesaplamamıza en baştan başladığımızda

    3 milyon kişi bu gruba dahil olursa 25 milyonun %12 si olur bu.

    %12 veya %1,6 rakamlarına bakıp bunu halk aç değil bunun sebebi de akp derseniz ben de gelin size biraz sayılarla alakalı ders vereyim derim.

    en basitinden hayatın avmlerden ibaret olmadığı, açlık sınırının avm ler ile belirlenmediğini de öğretirim bonus olarak.
    4 ...
  26. 14.
  27. haftada en az 3-4 kere cevahir alışveriş merkezine, 1 yıl öncesine kadar da her gün Profilo alışveriş merkezine uğrayan biri olarak Cevahir teknosa'ya açıldığından beri bıraktığım para 65 lira, 5 yıl içerisinde Profilo teknosaya veya darty e 0 lira ha dur bir mağazadan 50 dolara klavye maus almıştım, Profilodaki herhangi bir giyim mağazasına bıraktığım para 2 gömlek bir kazak parası , cevahire de açıldığından beri bıraktığım para da iki gömlek, birkaç tşört bir de pantolondan ibaret. 15 milyonluk bir şehirde Herkes en fazla benim kadar alışveriş yapsa giyim ve elektroniğe o mağazaların cirosu zaten alıp başını gider ki benim kadar alışveriş yapamayan 10 milyonu aşkın insan vardır. 15 milyonluk şehirde insanımızın bir kısmının arada bir dışarıda yemek yemesi de zenginlik göstergesi olmayı versin, Ha bir de markete gidiyorlarmış Tayyip sağolsun, marketten üç-beş bir şey alabiliyoruz da bir türlü kafaya takmadan haftada bir de olsa bir aileyi doyuracak kadar et alamadık gitti.

    ayrıca Kredi kartı borçlarını da düşünmeyenlere selam olsun buradan.

    Daha da ötesi Türkiye'yi levent, şişli, etiler ekseninde tanıtmak da bir alem. çok değil şöyle leventten, 4 leventten büyükderenin karşı tarafından aşağılara doğru 300-500 metre uzansak yeter.

    ha bir de gerizekalıya ek: Plazma diye bir teknoloji kalmayalı çok oldu koç, Milletin aldıkları LCD ekran televizyon.
    Marketlerin de ucuz olduğunu söyleyeni allah çarpar. Hayatında hiç deterjan almamış ergen çalışan birinin 10 kiloluk bir deterjana 3-5 lira daha az para verebilmek için nasıl dört döndüğünü bilmez ki adam haklı deterjan fiyatları ebesininki kadar olmuştur.
    5 ...
  28. 15.
  29. kesinlikle safsatadır. herkes sarayda yaşıyor. yediği önünde yemediği arkasında. okumak için bile yığınla para harcanıyor. paran yoksa okuyamıyorsun. okuyamıyorsan aç kalıyorsun. ah pardon aç kalmıyordun. gerçi okusan da aç kalınan bir ülke için açlık kelimesi farklı yorumlanabilir. yaşam biçimi olabilir mesela.

    (bkz: açım o halde varım)

    not: babam geçende bir tane yat aldı. yemede yanında yat hani.*
    not2: babam başbakan benim. yatta alır katta. yakında fıstık'ı da alcak. binicem üstüne vurucam kırbacı.
    3 ...
  30. 16.
  31. mehmet barlas' ın bile yapmaktan çekineceği espri. burada sadece akp' ye yüklenipte önermenin sahibine ve fikirdaşlarına kendilerini savunma şansı vermek istemem. olaya bir de şu açıdan baksınlar; diğer hükümet olmuş partiler de zamanında çok iyi yönetmediler Türkiye' yi belki hiç birisinin zamanında özelleştirme rekoru kırılmadı ama içlerinden halkı düşünen de yoktu. çünkü hepsi düzen partisiydi. ne demek düzen partisi? benim anladığım anlamıyla, sermayenin "tıkır tıkır" işlerini yürütebilmesinin, maksimum kar edebilmesinin mümkün olduğu koşulların oluşturulduğu ekonomik ve siyasi ortama "düzen" , bu ortamıda canhıraş sağlama çabasında olan partilere de düzen partisi denebilir. burada sinir katsayınız arttıkça "düzen" kelimesi argoda ki anlamına ulaşacaktır.

    pek sevgili akpliler siz akpyi farklı mı sanmıştınız. akpnin tek derdi vardı, sermaye değişimi. eskiden beyaz türklerin olan sermaye hakimiyetini; yeşilimsi, versace şallarla örtünen ve şehvani bakışlardan korunmaları için ciplere binen karılara sahip sözde müslümanların eline vermekti. halk onlar için çalışan, vergi ödeyen, gerektiğinde şehit olan saf insanlar yığınından başka bir şey değildir.
    4 ...
  32. 17.
  33. 180 tl gelen elektirik faturam, 2009 yılı sonunda 310 tl gelmeye başlamış ve bunun safsata olduğunun iddiası.

    --spoiler--
    Siyasi ve ideolojik körlükle malûl insanların uydurmasıdır.
    Bu hükümet döneminde çiftçilerce satın alınan traktör sayısına, nüfusa oranla otomobil sayısındaki artışa, ev sayısındaki artışa bakarsanız gerçek sizin gözlerinize de görünür.
    Toki eskiden zenginlere villa yapıp satan bir kurumken, (çoğu insan toki'yi akparti hükümeti kurdu sanır.) şimdi gelir dağılımındaki dengesizlikleri gidermek için bir enstrüman olarak kullanılıyor; orta ve dar gelirlilere ev yapıyor. Toki ispanya kraliyetinden yüzyılın en büyük sosyal projesi adıyla ödül aldı.
    Bir zamanlarki asgari ücretle şimdikini kıyaslayamazsınız bile.
    Sosyal sigorta kapsamında olmayan, ilaç alamayan insan kalmadı, artık bu arabesk filmlerde geçen bir ajitasyondan ibaret. Bundan siz de vazgeçin.
    insanların alım gücünün yüksek olduğu ortada; ben bir taşra çocuğuyum, köyde, kasabada, ilçede, ilde, büyükşehirde yaşadım. Halen kasaba gibi, köy gibi bir ilçede çalışıyorum. Bir büyükşehirde yaşıyorum. Üç büyük şehirde de yaşadım, sık sık giderim. Yurtdışında da bulundum; birden fazla ülkede 2-3 yıl yaşadım.
    Dünyadan, küresel konjonktürden haberi olmayanlar işkembe-i kübradan sallıyorlar.
    Bir zamanlar bu ülkede bir öğretmenin maaşı 18 milyon lira iken, çok da kaliteli olmayan, ortalama bir televizyon ve buzdolabı alan bir yakınım bu malların bedelini 10 taksitte ödedi. Her ay bu iki mala 16 milyon ödedi. Yani öğretmen maaşı 18 milyon iken, bir televizyon ve bir buzdolabı 160 milyondu. Nerdeyse 9 katı... Şimdi bir öğretmen maaşı en kötü ihtimalle 1800 tl olsun; tek maaşla orta kalitede bir televizyon ve bir buzdolabı alınır mı? el-cevap: a-lı-nır. O günden bu yana 9 kat zenginleşmişiz.
    O zaman neyi konuşuyorsunuz hafızası ve vicdanı iğdiş edilmiş zavallılar!
    --spoiler--

    ilkokul 3 e mi gidiosun evladım sen ? bu nasıl hesaplamadır ? buzdolabını mı kemiriyoruz biz ? halk dediğin sadece öğretmenlerdenmi ibaret ? 800 tl işçi maaşıyla izmirde geçinmeye çalışan işçiyle öğretmeni nasıl bir tutarsın? bu memelekette herkes öğretmenmi? senin deyimine göre evinde buzdolabı olan bir insan zengindir.
    (bkz: bsg çay koy)
    0 ...
  34. 18.
  35. --spoiler--
    -Ecevit ve kankalarının üçlü koalisyon döneminde 300-350 dolar olan memur maaşları 900-1000-1200 dolara ulaştığı halde (tüm dünyada alım gücü böyle hesaplanır.) bu insanlar hala doyamıyorlar.
    --spoiler--

    komiktir. bunu diyen cahiller * * * * , maaş hesabı yapan komik insanalar ne hikmetse o zamandan sonra bu zaman kadar artan et fiyatlarından asla bahsetmez.
    ben bahseyim bari.

    ecevit zamanında ortalama maaş 200 falandı. asgari ücret o kadardı en azından. hadi ortalama memur maaşı ise hatır için 400 diyelim.
    et ne kadardı peki. ortalama 7 milyon.
    yani ortalama 57 kilo et alınıyordu maaşla.

    tayyip zamanında ise 1 milyar diyelim memur maaşı.
    et ne kadar şimdi peki.
    ortalama 30 milyon.
    yani ortalama 33 kilo et alıyorsun.
    hadi 1.2 milyar diyelim memur maaşına ve ete ise 28 milyon.
    ne ediyor; 42 kilo et ediyor o maaşa.

    trollük yapacaksınız gidin kumda yapın trollüğünüzü.
    1 ...
  36. 19.
  37. safsata olmayan hatta oldukça reel bi şey. bu alışveriş çılgınlığı biraz görmediklik ile ilgili bence. üç kuruş maaş alıp da hayvani harcama yapma arkadaşım. ben mi ödiycem borcunu. ha doğuda kullanılan kaçak elektriğin acısı benden çıkıyo o ayrı, o da adaletsiz ama bu konuyla ilgisi yok.
    onun dışında bu biraz kişisel cevaplanabilcek bi şey. kendi yaşantımı göz önüne alırsam, evet kazandığım para bana özellikle son iki senedir yetmemekte. ödemelerim gittikçe artmakta ( elektrik, su, doğalgazdan bahsediyorm ) . fena bi durum.
    1 ...
  38. 20.
  39. halktan kasıt herkes ise doğru önerme tüm halk aç değil. yalnız şu var halkın %80 inin geliri geriye kalan %20 lik kesimin gelirine eşit. akp nin iktidara gelişiyle birlikte gelir dengesizlikleri arttı. zengin daha zengin fakir daha fakir oldu. gsmh daki artış sadece belli bir kesime yaradı.

    işte o alış veriş merkezlerine gitmeyen veya gidip de sadece gezenler halkın %80i elleri poşetlerle dolu olanlar ise %20 si.
    0 ...
  40. 21.
  41. Büyük Medya grubunun ve cumhuriyet gazetesinin mal varlığına el konulmasıyla ortadan kalkacak sorundur.

    (bkz: çözüm var)
    0 ...
  42. 22.
  43. boş boş konuşmaktır. he istihdam sağlamıyor dersen sonuna kadar katılırım. açtığı fabrika sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

    çözüm: oy verme yarraaam.

    not: pijama partisine oy veriyorum her seçimde.
    0 ...
  44. 23.
© 2025 uludağ sözlük