bilmiyodur. mamakta toplasan 100 metreyi geçmeyecek yol kurban bayramından beri yapılamamıştır. bayramdaki rezilliklerimizi geçtim hala yol yapılamadı çalışma var.
katettiği yol ortada olan büyükşehirlerdir. en son seçimde akp antalya'yı kaybetmiştir fakat antalya antalya olalı öyle çalışkan bir belediye başkanı görmemiştir. nankörlük sonucu rektör antalya'nın kaymağını yemekte şu an. makro olarak siyasetleri beğenilmese de göz var nizam var.
başka partiler zamanında istanbulda çöplerin ekskavatörlerle toplandığını bilmeyen bünyelerin ak partiyi destekleyenlere 'angut' veya 'cahil' diyerek karşı çıktıkları geyik.
zaten hakaret etmeden konuşmayı beceremeyen adamlar ak partinin belediyeciliğini eleştirse ne olur eleştirmese ne olur. siz hakaret etmeye ve sözlükten, facebookdan vatan kurtarmaya aynen devam edin. anca ondan anlarsınız.
Ak partinin sahip olduğu belediyelerde genellikle gece sokakta dolaşmak yada tinercilerin dalaşmasından korkmak gibi dertler olmaz. ama Chp nin hakim olduğu yerlerde tinerciler gırla gider ve geceleri sokağa çıkmak yürek ister.
3-5 tane alt geçidi belediyecilik zanneden angutların geyiğidir.
belediyecilik bağlamında kişiler çok önemlidir.
türkiye'de gerçek manada 2 tane belediye başkanı vardır. biri yılmaz büyükerşen, diğeri ise mehmet özhaseki'dir.
ikisi arasındaki fark, biri her türlü ödeneği merkezi hükümetten sağlarken diğeri aynı ödeneği sağlayamamasına rağmen planlı şekilde bir bozkırda harikalar yaratmaktadır.
denizli, antalya, konya, kayseri örneğini verenler neden kütahya diyemiyorlar? neden afyon diyemiyorlar? neden çankırı, çorum, yozgat diyemiyorlar? neden sivas diyemiyorlar? neden hatay, elazığ, rize diyemiyorlar? türkiye'deki arsenik oranı en yüksek içme suyunun sahibi kütahye belediyesi neden eleştirilmiyor mesela? ezberlenmiş laflarla belki de ömründe gitmediği şehirleri örnek veriyor "antalya, denizli, kayseri, konya" vay anasını sayın seyirciler.
şimdi hacı abi benim değinmek istediğim bir mevzu var, son 15 senede antalya'ya 2 defa gelmemiş herifler "antalya'da büyük değişim yaşandı hocu" edebiyatına vuruyorlar.
bu adamların elindeki tek argüman başbakan'ın "26 defa gittim, çok anormal buluyorum" lafıdır. raylı sistemin olduğunu bilirler ancak sadece teknik olarak.
bak şimdi hacı abi akp, antalya büyükşehir belediyesi'ni borçsuz teslim aldı. 5 yılda 1 milyar liralık yatırım yapıp, 1.2 milyar liralık da borç yaptı. bununla beraber, bu belediyenin 5 yıldaki toplam geliri 750 milyon lira. bu denklemi mantıklıca açıklayabilecek bir ampul kafalı varsa da beri gelsin!
6 tane alt geçit yapmakla, 2 tane park yapmakla mı hizmet edilmiş oluyor? aynı sürede mehmet özhaseki 1 stad, 1 kapalı spor salonu bitirdi! üstelik türkiye'nin tek borçsuz büyükşehir belediyesidir kayseri büyükşehir belediyesi! o da akp'li, bu da? birin anlayışı ne olursa olsun para bol da gelse planlı gitmek, öteki kafasına göre.
gelelim 6 tane alt geçide. bunların 4 tanesi bir güzergah üzerinde ve 2-2 şeklinde ayırırsak, tam ortasında ışıklı kavşak var 4 şeritli bulvarda! alttan bir çıkıyorsun 80-90 km hızla kırmızı yanmış, pat trafik kazası. antalyalı olan arkadaşlarınıza sorun, "samanyolu kavşağının ışıklı olması mantıklı mıdır?" diye ne cevap verecekler?
bu kavşaklar yapılırken plansızca yapıldı "ben yaptım oldu" zihniyetiyle yapıldı, ulaşım master planı olmadan yapıldı. bugün chp'li belediyenin kavşak yatırımı yapmamasının sebebi de şu anda ulaşım master planının hazırlanıyor olmasıdır. mesela bundan 30 yıl sonra nereye raylı sistem yapılacak, toplu taşım güzergahları nasıl olacak, hangi yol nereden geçecek vs planlanacak şimdiden. altyapı ona göre yapılacak. işte bu akp'li belediye önce alt geçit yaptı, sonra dikine kestiği yolun birini trafiğe kapattı, üstüne bir de hiç alakasız bir yere, gereksizce raylı sistem hattı yapıldı. antalya kişi başına düşen araçta açık ara türkiye lideri olmasına rağmen trafik sorunu yaşamayan bir kentken, plansızca yapılan kavşak ve raylı sistem düzenlemeleri yüzünden bugün özellikle şarampol-100. yıl civarında yoğun trafik vardır. sebebi de plansızlıktır. çünkü, alt geçit yapılırken o hattı dikine kesen bir raylı sistem kurulacağı akıllarda yoktu. kavşak yapıldı 2 sene sonra raylı sisteme karar verdiler o güzergahta. bu mudur belediyecilik?
ha, antaya'daki yatırım mevzusuna gelince, antalya'da 2 dönem belediye başkanlığı yapmış olan hasan subaşı, sadece 1994-1999 arasında yeni otogar -antalya'ya gelenler bilirler, 1.2 milyonluk bir şehir için butik kalmasına rağmen ne kadar muhteşem işleyişi olan bir otogar olduğunu- toptancı hal kompleksi -döneminde türkiye'nin en büyük komplesiydi ve hala da antalya'ya en bir 30 yıl yeter kapasitesi- cam piramit, atatürk kültür merkezi, atatürk parkı vs. gibi yatırımların 10'da 1'i bile değildir akp'nin yaptığı yatırımlar...
"madem bu adam başarılıydı neden kaybetti?" diye soranlara da söyleyebilirim ki, antalya "yesin ama yapsın" kültürüne sahip değildir! hillside su oteli ve tramvay konusu hasan subaşı'nın ipini çekmiştir. antalya'ya "ideolojik karar verdiler" diyenlere de son 5 seçimin sonuçlarını söyleyeyim; dyp-dyp-chp-akp-chp. böyle bir istatistiğe sahip bir şehre "ideolojik karar verdiler" demek geri zekalılıktan da öte bir şeydir hacı.
ha, bu arada menderes türel efendiye "neden kaybettiniz" diye sormuşlar geçenlerde o da "bilseydim şu an kazanmış olurdum. hala da bilmiyorum" demiş. (#4930170) işbu entry seçimden 2 gün evvel yazılmıştır ve ilgili video bağlantısında bizzat menderes türel seçimi kaybedeceğini ima ediyor sebebini de söylüyor.
böylesine iki yüzlü ve samimiyetsiz bir adam kaybetmeyecek miydi sizce? "bilmiyormuş hala" lan seçimden en az 10 gün önce seçimi kaybedeceğini bilmiyorsa adam değilim.
antalya'ya gelmeden, antalya'yı tanımadan "hizmete değil, ideolojiye oy verdiler" diyenler için; (bkz: menderes türel/@paleface)
vel hasıl, hizmet anlayışınız belediyelerin milyarları bulan borçlarla başbaşa bırakılmasıysa, plansız programsız "ben yaptım oldu" zihniyetine aldanmaksa ben size "lan bir siktirin gidin" derim.
tabi ki bilir dedirten tespit. bütün para onlara akıyor çünkü. diğer belediyeler de ele geçirilmek istendiğiniden en temel ihtyaçlar için bile para gelmiyor. *
geyik değil hakikattir. nitekim 2004ve 2009 yerel seçim sonuçları bunu zaten izah eder. 2004-%41 2009-%38 ha şimdi bak oran düşmüş diye yazarsanız ağlanacak halinize gülerim.
ulan eksileyen hazımsız ben demedim sandık böyle dedi.
yıllarca belediyeleri adamlarını yerleştirme, para kazanma aracı gören solcu ve ülkücüler rahatsız anlaşılan. iletişimin bu kadar arttığı bir dönemde hala akp'nin doğru düzgün belediyelerinde açık bulamamışken götten uydurma geyiklerle akp kendi yandaşlarını yerleştiriyor, yandaşlarına ihale veriyor demek saçmalık. varsa elinde bir delil söylersin biz de senden yana oluruz. demogoji yapmayın. bu ülke solcuların elinde olan belediyelerin yaptığı yolsuzlukları çok gördü ve halen görüyor. iski skandalını kimse unutmadı. belediyenin tüm işçilerinin çıkartılıp yerine solcuların alındığını gördük. ama sendikalar solcuların elinde olunca ve solcu olmayanların protesto etme geleneği olmayınca bunlar gündeme taşınmadı. kendi belediyelerine tüm kaynaklarını verirken başka partilere kök söktüren hükümetleri çok gördük. mhp'den bahsetmeye hiç gerek yok. yeri geldi eski çalışanları tekme tokat dışarı attılar. size göre tüm millet aptal. bir tek siz akıllısınız. gel bak benim şehrime, yerde bir çöp poşeti görürsen, çöp dağları görürsen, en ucuz ulaşımı, ekmeği bulmazsan konuş.
ekmek 400 lira,
otobüs öğrenci 700, sivil 1 milyon. otobüs duraklarında tarifeler var. şaşırtıcı şekilde otobüsler durakta yazan tahmini saat ve dakikada o durağa geliyor. her yerde yapılan üst geçit, alt geçitlerle hiç yavaşlamadan, kırmızı ışığa yakalanmadan şehir içinde yol alabiliyorsunuz.
çöp bulamıyorsunuz. her yer park, bahçe ile dolu. belediyeden başka ne beklenir?
belediyelerin denetim eksikliği var. ve bu çok ciddi bir sorun. bizim 2000 nüfuslu beldenin başkanı, bir dizi incelemede bulunmak üzere hollandaya gitti. dil bilmez bi şey bilmez. hayatı boyu istanbula gittiğini de zannetmiyorum. hollandadan belediyecilik öğrenecekmiş, büyükşehir belediye başkanı olursun anlarım ama senin örnek alacağın belediyeler türkiyede var. bir de dil bilmeden nasıl iletişim kuracaksın, zaten belediyenin az bi parası var onu da gitti oralarda harcadı. nereye gidiyosun kardeşim kimin parasını yiyon diyen yok. hükümet belediyeleri kaymakamların kontrolünden çıkarttı çok büyük yanlış yaptı. hesap soran yok bi şey yok oh.. gel keyfim gel. bu sene de nepal e giderse hiç şaşırmayacam
akp'nin kazandığı belediyelere olanca parayı yığıp sonra 'vatandaşa iyi hizmet veriyoruz' görünüşü üzerine oluşan durum. eğer belediyeyi başka bir parti kazanmışsa hizmet gelmez oluyor doğal olarak. bu döngü bu şekilde devam ederse akp iktidar olarak kaldığı sürece belediyeleri de kazanmaya devam edecektir.
nerede cahil adam görsem, ak partiyi sevsin sevmesin tek bir ağızdan söylerler "ak parti belediyeciliği biliyor".
ellerindeki argüman da; su ve elektriğin kesilmemesi. yahu birader; sene olmuş 2010, sen hala musluğundan akan suya bin şükür ediyorsun. 94'ten beri bu adamlar istanbul belediyesini yönetiyor, hiç mi bakmıyorsun etrafına? 16 yıl önce su akmayan yerlerde suyun akması mıdır senin belediyecilik anlayışın?