Bağlı olmaktan, kalmaktan, yani bağımlılıktan nefret etmekle alakalıdır.
"az yedim, çok içtim. Hâlâ içiyorum. içki ayırmadım. Alkolü kendime yakıştırdım. Her türlü uyuşturucudan tattım. Bağımlılıktan nefret ettim. Gitmemi, terk etmemi engeller diye. Ne bir maddeye, ne de bir insana bağlandım. Sırf bunu kendime kanıtlamak için eroin kullandım, aşık oldum. ikisini de arkama bakmadan bırakıp gittim. Geçmişe tükürüp geleceği çiğnedim. Bugüni ise uyuyarak geçirdim."
Çağımızın en büyük sorunlarından biridir. Dışlanmak, ilgisizlik gibi sorunların birleşerek oluşturduğu histir. Çözümü yeni insanlar yeni mekanlar insanın kendini yeniden yaratmasıdır.
Serseri ruhlar diyip geçiştiresim geldi ama o kadar basit değil sanırım.
Ait olmak yada tabii olmak, büyük ölçüde köreltiyor insanı. Bir şeye yada birine ait olmak, ona ait olduğunuz sürece ait olduğunuz ve hoşunuza giden başka şeyleri de yapmamanızı gerektirmekte. Çünki bazı kurallara riayet etmeyi gerektirir bişeylere ait olmak. Ve kurallar bazen çok can sıkıcı olabiliyor.
Ve bir isyan sürecine girip ait olduğunuz şeye aslında ait olmadığınızı hissediyorsunuz. Bu, uymanız gereken kuralların vazifelerin sıklığı ve zorluğuyla alakalı bir durumdur.
Yeterince sıkıldığınızda yada bu mecburiyetlerin sizi faZla kısıtladığını gördüğünüzde ise o şeye aslında ait olmadığınızı hissedersiniz.
işin bencesi budur.
Yaşamak, bir başkasına ait olmaktır. Ölmek, bir başkasına ait olmaktır. Yaşamak ve ölmek aynı şeydir. Ama yaşamak başkasına dışarıdan ait olmakken, ölmek içeriden ait olmaktır. Bu ikisi birbirine benzer, tek fark, hayat ölümün dış tarafıdır.
bazen bu ülkeye kendimi ait hissetmiyorum ve bazen bu ülkede başımıza gelen işleri eziyetleri ermenilerin elinde olsak onların bile yapmayacağını düşünüyorum.
beraberinde türlü burukluklar getiren hissedememe durumudur.
aitliğin hayat bağlamında tutucu olabilecek önemli bir yeri var. her insanın tutunmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. hiçbir şey ya da kimse yoksa bile kendine tutunmaya çalışan insanlar da var.
kendimi hiç bir yere ve hiç bir kimseye ait hissedemedim, ne zaman ne mekan ne de şahıslar tutunmaya yeltenecek umut vermediler ya da ben alamadım, evet ben alamadım. denedim de alamadım ama öyle nazlanan biri değilimdir. en basitinden buraya da ait hissedemiyorum on yılın ardından. neyse, bu ömür de böyle heba olsun...