air20

entry479 galeri10
    400.
  1. desem ki...
    inan bana sevgilim inan,
    evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    ve soframda en eski şarap.
    ben sende yaşıyorum,
    sen bende hüküm sürmektesin.
    bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    günlerden sonra bir gün,
    şayet sesimi farkedemezsen,
    rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
    bil ki ölmüşüm.
    fakat yine üzülme, müsterih ol;
    kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
    ve neden sonra
    tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
    hatırla ki mahşer günüdür
    ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
    2 ...
  2. 401.
  3. (#7818329)

    sıradan değiliz bu yüzden. seni hala çok ama çok seviyorum kubim benim.
    3 ...
  4. 402.
  5. bugün sahilde yürürken bi teyze dileniyodu. ellerini açmış; güzel kızım allah sevdiğine bağışlasın dedi bana.
    nasıl yoksun kubim nasıl? haksızlık değil mi bu
    7 ...
  6. 403.
  7. bir gün neden o diye ağlayıp isyan ederken bana isyan etmek yok demiştin. ne yaşarsan yaşa asla isyan etme, acın ne kadar büyük olursa olsun isyan etmek yok demiştin. şimdi bana bu cümleleri kuran bir başkası yok ve isyanın eşiğine geldiğimde bu sözlerini ve daha nicelerini hatırlıyorum. verdiğim sözleri hatırlıyorum. acın çok büyük ama pes etmek yok, ağlarken de gülebilmeyi öğrenme vakti artık demiştin.. belki şimdi yoksun ve bu cümleleri senden duyamicam artık ama hala en büyük desteği senden alıyorum, senin acına katlanmak için gereken gücü de yine senden senin kurduğun o cümlelerden alıyorum. ne garip demi hiç aklımıza gelir miydi birgün senin acına katlanmak için senin cümlelerinle kendimi toparlayacağım? sözlerimi tutmaya çalışıyorum eğer görüyorsan beni bana kızma diye..
    3 ...
  8. 404.
  9. hani herkes ölüm hakkında kesin yargılara sahiptir ya. ölen kişi bir daha gelmez, eğer gelirse olağandışı olur, doğaya aykırıdır, öyle bir şey olamaz. insanlar böyle düşünür. sırf onlara karşılık, böyle bir şeyin olmadığına inanırcasına bağırdım sana çok çağırdım. gel lütfen gelirsen kimseye söylemem dedim. yemin ederim söylemezdim orada gelebilirdin biraz konuşurduk. sonra da kimseye söylemezdim. ve insanların beynindeki o aptal düşünce yerini korurdu. niye hep kurallar var kubi? neden. neden öyle olması gerektiği gibi yaşıyoruz. bir mucize olamaz mı. orada gelip bütün hayatımı değiştiremez miydin. her şeyin bu kadar basit, belli bir güzergahta ilerlemediğini göstermiş olurdun bana. ama biliyorum senin de bunu yapmak istediğini. bir şeyler tutuyor seni orada, sakınıyorlar benden. gelemez o. ama niye? niye bunu açıklayamıyorlar ki. şöyle şöyle desinler anlatsınlar, bu yüzden gelemiyor desinler tamam dicem. ama biliyorum ki sadece ben senden ayrı değilim sen de benden ayrısın sen de üzülüyorsun belki, ulaşamıyorsun çünkü bir şeyler izin vermiyor buna.bunu anladım çünkü içimden senle konuşurken gel kubi derken duraksadım bir süre sonra, daldım sonra dolabımın üstündeki fotoğraf yere düştü. evet bir tesadüf belki. ama bunlara yoruyorum işte. bunlar yaşanır kılıyor ardında bıraktıklarını. neden sonra radyo dinlerken senle çok sevdiğimiz şarkı gelmiş de şarkının ortasında fark ettim o şarkı olduğunu, o kadar derin düşünmüşüm seni. bunlarda senin hala beni sevdiğinin, düşündüğünün izleri olamaz mı. evet belki izin vermiyorlar buraya gelmene. ama kim diyebilir ki bana seni özlemiyor, düşünmüyor. o müziğin çalması, o fotoğrafın düşmesi bir tesadüf. yüzde yüz böyle. hani garantisi?
    3 ...
  10. 405.
  11. ne günüydü üstünden bunca gün geçen
    pazar mı, o yapışkan ruhsuz pazar mı
    hiç sevmedim ben zaten pazarları

    sanki bende sadece bedeninden gidişin
    öyleymiş gibi uyanıyorum her aklıma gelişinde yüzün
    yanyana yakışmıyor o kelimeyle adın, inan
    şimdi sanki milat gibi,
    herkesin gözünde bir sen gizli
    sonra mı diyorlar olaydan önce mi
    sanki herkes senin gibi gülüyor
    herkesin sırtına yakın boşluk sancıyor
    nasıl anlatayım onlara yok olmadığını?

    bitmişse ruhun yorgunluğu
    giderken şekillenip hem de çekip gidiyor
    insan kendine, iyilere mi olur diye sorup
    kendini ağlarken cevabını buluyor
    cevabım bu eğer üzüyorsak seni ağlayarak
    arkandan seslenebildiğim tek dil bu kubi

    yapabileceğim bir şey yok artık ama
    yapmış olduğum bir çoğu olsaydı keşke
    karşıma çıktığında, gün vuruyor gözüne,
    sen hiç kendini yanında iyi hissettiğin birini tanıdın mı?
    elbet tanıdın, ama değildi kendinden dahası

    çek beni karşına
    sustur beni, uzunca anlat
    yine ellerin ağzından fazla konuşsun önümde
    bu sefer içimden bir ses diğerlerini susturacak
    kubi, adın ölümle anılmayacak
    sen de anlat hissettiklerini,
    gerçekten tek damla akmayacak.

    ağır aksak devam edecek elbet şov
    büyük ışık eksikken sahne karanlık
    buna da mı alışacağız,
    kimi aydınlatıyorsun orada
    bizi de inandırsana olmayacağına
    ama olacak gibi işte,
    bu siktiğimin şovuna devam edeceğiz.

    orda duyacaksın derinden derine arkadan esen sesleri
    buradaki uykun bitti, sıra uzun, huzurlu bir sonbaharda
    burada elini ısıtamayız artık
    ama sırtına da vuruyordur değil mi sevgi?
    ve dinlendiğin yerde gölge vurucak suratına
    elbette ağlamazsın, sonsuzsun artık
    sen ölüme de gülersin değil mi

    beni bir enstrümana benzet kubilay yüksel
    öyleki ardından konuşmadan seni anlatabileyim
    öyleki gözlerimle insanları sevebileyim
    öyle olsunki varlığımla mutluluk vereyim
    öyle ki sesimle gülüp, ardını unutturayım
    ama ben benim, nasıl bunları senin gibi yapayım?
    mülakatı geçtiniz,
    herhangi bir anda izlediğini
    herhangi bir zamanda orada olduğunu
    ve gidiyorsun ama yürüyüşünden anladım kim olduğunu.

    hani geçen yaz odamdaki bir defteri gösterip
    gözlerini bana dikmiştin ya
    okududa mı gülüyor demiştim,

    kapağında şöyle yazıyordu kubi;
    ''çünkü ölüm
    sevmeyi ve ölmeyi bilenler içindir.''

    seni seviyorum.
    seni sevmeyi biliyorum.
    4 ...
  12. 406.
  13. seni ararken kendimi kaybetmekten yoruldum,
    bulduğumu zannettiğimde kendimden ayrı düştüm
    bu garip bir veda olacak
    çünkü aslında hep içimdesin
    ne kadar uzağa gitsem de
    gittiğim her yerde benimlesin
    söylenecek söz yok,
    gidiyorum ben..
    hoşçakal
    3 ...
  14. 407.
  15. ...tez akşam oldu, yapacak işlerimiz vardı..
    3 ...
  16. 408.
  17. Genç ölmüş allah rahmet eylesin umarım hızlı yaşamıstır .
    0 ...
  18. 409.
  19. haziran ayında uzun zaman sonra beni o siyah elbiseyle görünce annene, anne seziyi görmen gerek o kadar güzelleşmiş ki boyu daha da uzamış, bir büyümüş bir güzel olmuş demişsin. bunu duyduktan sonra hemen kendi kendime boyumu ölçmeye çalıştım. eğer doğruysa 1.73 olmuşum biliyo musun kubim. 1 cm daha uzamışım. belki de görüyosundur ordan da diyorsundur annene dediklerini aynı şekilde, ama yine de paylaşmak istedim.
    4 ...
  20. 410.
  21. doğum günümdü dün. dün tekrar başa döndüm, senden sonra geçen daha doğrusu geçmeyen zamanın başına. o kadar aradım ki dün seni yanımda. gelmiş geçmiş en buruk doğum günümdü. hani hep insanın içinde bir mutluluk olur ya doğum gününden önce, saat 12 olduktan sonra mesajlar gelince sevinir. içimde tek bir kıpırtı yoktu kubi. hatta garip ama, gece sana mesaj atıyodum nerdeyse saat 12 oldu kutlamıycak mısın günümü diye. normalde rüyalarıma girmen için dua ediyorum ama dün rüyama girmeni istemedim nedense. çünkü yediremedim. ne demek rüyada görmek? neden yanımda değil diye yediremedim. o gece yattım hemen. hemen 27kasım olsun da geçsin diye. eminim yine çok fazla değerli ve anlam yüklü bir hediyen olacaktı. ya da en güzeli sayfalarca yazıların. dün çok istedim geçen seneki doğum günümde yazdıklarını okumayı. ama okuyamadım. neden bilmiyorum ama alamadım kağıtları elime. sadece şöyle yaptım. sabah dersaneye gittiğimde mektubunu yanımda taşıdım. zaman zaman çantama giren hediyeler olurken seninkinin en değerlisi olduğunu belirtmek için. evet birçok hediye aldım ama senin hediyelerinden değerli değildi hiçbiri. ilk defa doğum günümde bir eksiklik yaşadım. kocaman bomboş bir eksiklik. birine bağırasım hesap sorasım geldi nedense. neyse, her yıl merak ederdin kim ne aldı diye. anlatıyım yine kubim.
    ecem ve beyza haftasonu görüşemeyeceğiz diye okulda yanıma geldiler. ve bir hediye aldıklarını ama çok tedirgin olduklarını söylediler. ecemi görsen zaten gerginlikten bayılacak. hediyeyi verirken sendeki kadar değerli olmasa da- dedi ve sustu. açtım, bir de baktım senin bana aldığın ametis taşlı kolyenin yüzüğü. görür görmez yaşlar indi gözümden sanki orda bekliyorlarmış gibi. kafamı kaldırdığımda iki çift yaşlı göz bana bakıyorlardı, tepkimi merak ediyorlardı. sarıldım onlara o an. bir şey diyemedim ağladık sadece. cumartesi günü de seda ekin dilan ve eliften çok güzel çok beğendiğim hediyeler aldım. emirhan kargoyla yolladı daha gelmedi ama eminim çok yaratıcı bir şeydir. abimden de süper ötesi çok tatlı bir şey aldım. selen de bir sabahlık almış ve o kadar güzel bir not yazmış ki. aslında iki tane. bir tanesini buraya yazmıyım ama diğerinde; sessizliği dahi paylaşabildiğim insan iyi ki doğdun yazmış. zeynep ünal bir cd verdi yanına iliştirilmiş bir not vardı. notu okyabilirdim ama istemedi. eve gidince bak dedi. o akşam eve biraz geç gittim ama notta ; bu benim hayatımda yaptığım en anlamlı hediye yazıyordu. ve ne yapmış biliyo musun kubi. zeynep piyano çalıyo ya bana beste yapmış. müzik yapmış. düşünsene ne kadar anlamlı. cd çalışmadı. dinleyemedim ama en kısa zamanda dinleyeceğim. sonra size gittim. kardeşin davet etmişti o gün. eve gittiğimde masa hazırlanmıştı. annen neler neler yapmış benim için. o kadar duygulandım ki. en sonunda masaya geçtik. ve pasta geldi. üstünde şöyle yazıyordu; iyi ki doğdun sezi. yanında da kubi
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/86852/+
    pastayı görür görmez tabi tutamadım kendimi. annen bana; ağlamak yok dedi. sonra oturduk sohbet ettik. sohbetimizin büyük kısmı sendin tabi. annen o kadar sıcak ki bana karşı. fıstığım dedi bir ara. sen dedin sandım gözleriniz o kadar benziyor ki. ayşegül zaten fıldır fıldır. ablacımm doğum günün kutlu olsun diyor, öpüyor, o kadar farklı ki yeri. ve masada bir tabak çatal ve bıçak boştu. özellikle koyduk onu. sanki sen de ordaydın dinledin tüm konuşmalarımızı, bir şey demedin ama kafa salladın sanki gülerek. hem çok mutlu oldum hem de dün bin kez aklımdan çıkmadı bizi o şekilde annenle ve kardeşinle o denli yakın olduğumu görme ihtimalini. dediğim gibi birçok hediye aldım kubi. hepsi o kadar anlam yüklü ve güzeldi. ama hayatım boyunca daha görmediğim hediyeler bile senin bana vermiş olduğun sevgiden daha büyük olmayacak. o benim hayatımda gelmiş geçmiş en güzel hediye. seni seviyorum.
    10 ...
  22. 411.
  23. sözlüğe girişinin 3. yılını dolduran gönüllerde yaşayan yazar.
    3 ...
  24. 412.
  25. (#8131250) sanki o zamandan yaşayacaklarımı hissetmişte yazmışsın kubim..
    3 ...
  26. 413.
  27. mekanın cennet olsun.

    Şöyle bi bakınca ardından ne kadar değerli biriymişsin.

    kendisini tanımam, ama su saatte yazılanlardan dolayı gözlerim dolduysa iyi bir insanmış.

    allah rahmet eylesin.
    2 ...
  28. 414.
  29. (#8762231)
    bunu yazarken bir zaman sonra bu kişinin, sezzo nun, senin sezzonun senin hakkında aynı şeyleri düşüneceğini bilemezdin değil mi kubim?
    2 ...
  30. 415.
  31. bugün okulun basket maçı vardı kubim. maçı izlerken yan tribünden bir hoca bizim tarafa bakıp ağlıyor. nasıl ağlıyor ama anlatamam sana. ne oldu diye merak ettikten sonra bir de baktık ki altımızda duran koskocaman pankarta bakıp ağlıyormuş. bizim oturduğumuz yerin tam altında olduğu için göremedik. yan tarafa geçince gördük ki; senin resmin, yunusun * resmi vardı. altına sizi unutmayacağız yazmışlar. hepimiz o kadar kötü olduk ki.
    maçı izlerken senin ve yunusun formaları sahnede koşuyordu. ve gariptir ki ikinizin forması da tam sizin fiziksel özelliğinizi gösteren insanlardaydı. merak etme forman çok iyi birisinde kubim. senin gibi ince uzun birinde. her basket attığında o, sanki senin hissettiğini düşünerek izledim maçı. tüm maç boyunca gözümü alamadım 13 numaradan. kalakaldım öyle hayal kurdum. senin o formanın içinde koştururken bir zamanlar yaptığın gibi sayı attıktan sonra beni göstermeni bekledim. ama öyle bir hareket yapmadı 13 numara bana. o kadar çok yoğunlaştım ki orda o hareketi yapsaydı can gülücektim sen sanıp, o kadar derin düşündüm ki farkına varamazdım orda bana bakan kişinin can olduğunu. bugün yokluğun bir kez daha ve fazlasıyla içimi yaktı kubim. merak ettiysen; maçı aldık. okulun takımı sizden sonra hiç maç kaybetmedi zaten. hepsi sizi anarak, her maçı aldığınızda sizin adınızı söyleyerek seviniyorlar. hepsi kubilay abi yunus abi bize ne çok şey öğretti diyor. gittin ama arkanda çok şey bıraktın kubi. o küçük yaşına rağmen ne çok şey öğretmiş ve ne güzel duygular aşılamışsın insanların kalbine. işte benim sevgilim bu! seni çok özlüyorum...
    4 ...
  32. 416.
  33. (#6977609)

    keşke gitseymişte bizi oralardan edüt'ü aracılığıyla kıskandırsaymış dediğim.. mekanı cennet olsun.
    1 ...
  34. 417.
  35. (#6963673) yeni albümü çıktı kubim. eminim ki dinleseydin diğer şarkıları gibi çok sevecektin. ya da biliyosun ve seviyosun kim bilir... bu şarkıyı dinlerken gözümü kapattığımda elimi tutup sensiz olmaz şarkısını söylediğin anlar geliyor aklıma hep. sesin kulaklarımda..

    nisan denizi gibi acıtır
    hoşgeldin değil hoşçakal acıtır
    aklında resimler hep geri sarıyorsan
    birazda duygun varsa acıtır
    güneşe bakmışız gibi acıtır
    tutuşmuşda yanmamış gibi acıtır
    üstün biraz hafifse ve ayaz bindirmişse
    kaçacak yer yoksa acıtır
    tepemizde bulutlar yağmuru unuttular
    kuru toptak gibiysen acıtır
    ay dolunay deniz yanıyor
    ben nerdeyım ben nerdeyım ben nerdeyım
    saat cok geç belki gece üç
    kimlerleyım kımlerleyım ben nerdeyım
    öğrenmişte inanmamışız gibi acıtır
    inanmış ve öğrenmemişiz gibi acıtır
    aklın havadaysa ve sen yerdeysen
    birden farkedersen acıtır
    yudum yudum biriktirmişiz
    biri çarpıp dökmüşse
    artık dolmuyorsa acıtır
    ay dolunay deniz yanıyor
    ben nerdeyım ben nerdeyım ben nerdeyım
    saat cok geç belki gece üç
    kimlerleyım kımlerleyım ben nerdeyım.
    1 ...
  36. 418.
  37. iki sene önce yılbaşına girerken çok istediğin bir içkiyi almıştık sana. absinth. o gün topluca arkadaşlarınla girerken yeni yıla bu içkiyi denerken çok normal bir içki olmadığından sana hadi kubi son sözlerini söyle demişlerdi esprisine. içmeden şöyle demiştin;
    annemi seviyorum.
    seziyi seviyorum.
    ve dikmiştin. ben de öyle seni izlemiştim. dün gece, tam 12 olduğunda içimden değil ben de senin gibi, kubiyi seviyorum dedim. ve diktim içkiyi. seninki kadar ağır ve yakıcı değildi normalde ama seninkinden daha fazla içimi acıttığını idda edebilirim. dün gece korktum biraz, sensiz olan bir senenin gelmesinden korktum. alkollüyken bunlar döndü sürekli kafamda. ama senin gibiydim dün. ağlamadım; sadece içtim. içtim durmadan.
    4 ...
  38. 419.
  39. ne zaman biriyle vedalaşmak zorunda kalsam ne diyeceğimi, nasıl davranacağımı bilemezdim ben ve buz kesilirim o an. ama bu hepsinden de farklı ne buz ne ateş, ikisinin arası. soğuk mu yakıyor alev mi bilmem ama içim fena sızlıyor...
    3 ...
  40. 420.
  41. yürürüm ipte,ağım yokken hem de,
    kopkoyu içim inan çok çalıştım
    bu kalpsiz dünyayı sevebilmek için .
    neyim var ki sanki senden başka
    hadi son bir kez
    yokla ceplerini yaşam kırıntıları kalmış olmalı biraz.
    4 ...
  42. 421.
  43. önce tesadüfen nickaltına yazılmış bir entryi gördüm, sonra sevdiceğinin ona yazdıklarını okudum... en son da fotoğraflarına baktım... ne zamandır girmemiştim bu başlığa, görmemiştim, yanmamıştı içim. hiç tanımadığım biri için bile doldu gözlerim...

    rahat uyu, umarım sevdiklerinin seni nasıl özlediğini görebiliyorsundur.
    7 ...
  44. 422.
  45. hatırladın mı?
    8 tane kalp şeklinde minik pastalarım
    fazla gelir diye düşünürken
    bana bile bırakmadan hepsini yediğin hani
    bugün düşünürken üstünde
    herhalde hiç bu kadar pişman olmadım diye
    geçirdim içimden.
    hep derdin; bir kere daha yap o pastalardan
    diye ama bir türlü fırsat olmamıştı.
    yine de tadı damağındadır eminim kubim.
    ve günlüğüm
    içinde bazen sana sövdüğüm
    bazen yere göğe sığdıramadığım
    günlüğüm;
    günlüğümün fotokopileri..
    sayfalar nerdeler şimdi bilmem ama
    sorsam sana bilirsin ezbere; harfi harfine.
    böyleydi bizim 14şubatımız..
    o kadar yolunda gidiyordu ki her şey
    şimdi en ufak kötü bir şeyde
    başımı okşayıp, uyu artık dağılsın kafan
    diyen biri olsa
    içten.
    sen olsan keşke.
    dedim ya mutluyduk, garip bir bağ vardı.
    konuşmazdık fazla buluşunca
    düşününce beraberken
    oturup sohbet ettiğimiz anlar fazlasıyla azdır,
    ayrılınca ya telefonla ya mesajla..
    birlikteyken otururduk saatlerce sessizce
    hani belli bir saat dilimimiz vardı ya
    6saat
    geçince söverek ayrılırdık birbirimizden.
    bugün tam o soğuğun ortasında buluşmuştuk
    ne deliymişiz be kubim!
    ve o dahiyane ellerimi ısıtış fikrin
    hava ne kadar soğuk olursa olsun
    sen üfleyince ısınan ellerim
    bugün istemsiz yaparken o hareketi
    ısınmadığımı farkettim ve
    önceden de aslında ısınmadığımı
    senin yanındayken kendimi sıcak
    hissettiğimi anladım.
    sadece sevgililer günü değildi 14 şubat bizim için;
    ilişkimizin ay dönümü;
    iskambil kağıdından kupa 6yı vermiştin bana
    şubat altıncı ayımız diye;
    hem 14şubat hem 14ağustos için
    ikisini bir arada çıkarttık aradan diye gülmüştün hatta.
    14 ağustosun izleri.
    ve 14 ağustos o gece; senin bu dünyadan gidişin
    her şey ne kadar da ayarlanmış gibi olsa da
    inanmayışım kadere sürüyor hala.
    elimden pek bir şey gelmiyor ama
    geçen sene bana dediğin gibi
    sadece şunu söyleyebiliyorum kubikim;
    Günümüz kutlu olsun..
    7 ...
  46. 423.
  47. tam 6 ay olmuş bugün, halbu ki dün gibi hala. geçmemiş zaman senden sonra da geçmemiş, hiç eksilmedi acın. biliyorsun ayın 16larından nefret ederdim şimdi hem 16 hem de 15lerinden nefret ediyorum. bugün içimden siyah giyinmek geldi, ama tarihten haberim yoktu henüz. sonra bir form doldururken tarih atmam gerekti ve 15 yazdığım anda anladım. bugün içimden gelen o siyah giyme isteği boşa değilmiş. huzurla uyu kubim..
    4 ...
  48. 424.
  49. az önce bir mesaj geldi telefonuma. kubilay abimin geride bıraktığı inci; sınavında başarılar dilerim diye.
    burnumda tüttün yine, çok özledim...
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük