Babanın emirlerine karşı gelmek yasaktır, eve geç gelmek yasaktır, arkadaşlarla eğlenmek yasaktır, arkadaşlarla toplaşıp yemek yemek bile yasaktır. Çünkü moruklarla evde oturup müge izlemeniz gerekiyor.
Yaşayanların genelde nefret ettiği ama yaşamayan yada bir nevi ayrılmış olanların iç çektiği keşke dediği karışık durum..
valla içindeyken kıymet asla bilinmiyor sizlere hak veriyorum üst entryler sahipleri amma ve lakin o evden çıkınca o tat bulunmuyor beee.
Rabbim herkesin anne babasına sağlık sıhhat versin de işte öyle boklu değnek misaliymiş.
Büyük ihtimalle babasının parasını yiyen, ekonomik özgürlüğünü ele almamış kendi ayakları üzerinde duramayan, öz güvensiz ezik insanların yapmış olduğudur. O anneniz babanız bir gün olmayacak. Üstelik deprem gibi şeylerle bütün malvarlığınız yok olup gidebilir. Dımdızlak ortada kalabilirsiniz şimdiki zenginliğinize güvenipte yan gelip yatmayın. Çalışın kendi paranızı kazanıp yiyin ayrı evde oturun..
Boşandıktan sonra aile evine dönmüş biri olarak şunu diyebilirim. Eğer ailenizin sizin paranıza ihtiyacı yoksa ve al sana bu oda kafana göre yaşa diyebiliyorlarsa, ayrı eve çıkmaktan çok daha büyük bir nimettir. Ekonomik anlamda özgürlüktür.
kendi evinde tek başına yaşayanların özendiği yaşam biçimidir. Aileyle yaşayanlar da kendi evinde yaşamaya özenir. işe arabasıyla gidenler metro kullananlara, metro kullananlar arabası olanlara özenir, herkes birbirine özenir. *
yozlaştırılmış toplumsal geleneklerimizden en önemlisi olmasına karşın son yıllarda ve özellikle son 10 yılda biraz abartılmış aile evinde yaşamak kötüdür vs gibi saçmalıklar türemiştir. aile evinde yaşamak kendi ailesini kurmadan önce kişilerin yaptığı şeydir. normaldir.
dişi kişi, normal şartlarda aidiyet ile donatılmış bir varlıktır. her zaman yakınında güvendiği birilerini ister. yalnızlık dişi kişiyi özünden koparır ve savrulmasına zemin hazırlar.
er kişi ise ruhen berduş ve uçarıdır, herhangi bir aidiyeti yoktur. ta ki sevdiği bir dişisi ve ondan türemiş çocukları olana kadar bu böyledir.
Evlilik öncesiyse bu zaten olması gerekendir. Ama evlendin boşandın ailenle tekrar yaşamaya "mecbur kaldın" diyelim; annen baban kardeşlerinin ne kadar hesapçı insanlar olduğunu görür isyan edersin.
Elinden de bişey gelmez ayıya dayı demek zorunda kalırsın.
her ne kadar kolaylik rahatlik gibi gozuksede aslinda kendini kandirmaktan baska bir sey degildir ozgur oldugunu zannedrsin ama aslinda degilsindir. gece eve gec gelsen ertesi gun kalkinca zaten nerde ne yaptigini otamatikman kendin anlatirsin cunku pisiklojin buna elvermistir. bayanlarda durum biraz daha vahim tabi öyle hic eve gec gelme luksun bile yoktur genelde
30 yas ve ustuysen vede evli degilsen hic bir saglam piskoloji aile ile yasamayi kaldirmaz. sonunda zaten alarm verip kendi guvenemeyen yani hic riski göze alamayan bir tipe dönusturur ama sen farkina bile varmazsin cunku mutlusundur hayatindan.
Bence insanın hayatında yaşayabildiği en güzel günleri ailesiyle yaşadığı günlerdir, seneler geçip aileden başka şehirde eve çıkınca anlıyorsunuz kıymetini. Şimdi eve gitmeye gün sayıyorum.
Aile anlayışlı ve demokratik olmadıktan sonra evin çocuklarını yorar haliyle. Çünkü her yaşın güzellikleri var insan büyürken tam anlamıyla bunlardan faydalanmak istiyor. Aile sürekli kısıtlayınca her şey ters tepebiliyor.