Diyanet işleri Başkanlığı tarafından Adana'nın Sarıçam ilçesinde pilot uygulamaya başlanmış olan projedir. Bu projeden ne anlıyoruz? "Din görevlileri vatandaşların sorunlarıyla ilgilenmek ve onları kötü alışkanlıklardan korumak, vazgeçirmek üzere ev ev geziyorlar"... Evet, aynen bu. Sarıçam ilçe Müftüsü Murat Demir, kadın vaiz Sümeyra Budak, mahalle imamı ve cami dernek başkanından oluşan heyetin, haftanın belirli günleri aileleri ziyaret ettiği belirtilmiş. Müftü de açıklamada bulunmuş "çalınmadık kapı bırakmayacağız".
Elimde bira maç seyrederken birden kapı çalsa da böyle bir heyet gelse evime "Tanrı misafiriyiz" diyerekten. Ne olur acaba? Ne anlatacaklar bana? Sadece din dersi falan mı verecekler, "içki haram" falan mı diyecekler. Desinler, ben onların bunu demesini takmam ki... Bunu zaten hepimiz biliyoruz. Bu insanların geri kalan bilgileri, birikimleri ne? Sanattan, Edebiyattan anlarlar mı? Bir filmi benimle tartışırlar mı, en son hangi kitabı okudular? Öyle ya, bizleri kötü alışkanlıklardan kurtarmak istiyorlarsa sadece dini söylemleri kullanarak doğruya çekemezler. Bilim ve teknolojiyi takip ediyorlar mı... Bu nasıl bir uygulama bilmiyorum. içinde misyonerlik dışında iyiniyetli bir yaklaşım algılamak istiyorum ama olmuyor. Evimden içeri girecek din görevlilerin aydın insanlar olacaklarını hiç sanmıyorum mesela. Eşimi başı açık gördüklerinde suratlarını ekşitirlerse, eşim tokalaşmak için elini uzattığında ellerini çekerlerse benim de onları misafir etmemin anlamı kalmaz.
Yaşadığım paranoya! Şu an sadece Adana'nın Sarıçam ilçesinde pilot uygulama yapılıyor. Geleceği ne olur bilinmez. Ama bu ülkede bazı şeyler o denli çabuk değişiyor ki kendimizi kaynar suda vıraklamaya çalışırken bulmalıyım sonra. Hem paranoyak olmam bizim beynimizi yıkamaya çalışmadıkları anlamına gelmez.