tamamen berbat bir durumdur. Giriş çıkış saatiniz bellidir. Bir ellerine haftalık programı vermediğiniz kalır. Bildiğin ilkokuldan farkınız kalmaz. En iyisi mi başka şehirde okuyun.
hiçte lise gibi değildir.En azından öğrenci evinin rezilliğini çekmiyorsun evde yemeğin hazır derdin yok tasan yok sana kalan sadece ders çalışmak ortamlara akmaktır.Hele birde modern,çağdaş bir ailen varsa tadından yenmez.
aile ne kadar anlayışlı olursa olsun aynı şehirde üniversite okumak pekte iyi sayılmaz. yapılan hiç birşey öğrenci evi tadını vermez. o rezilliği çekmek gerek. sadece eğlence, yeme, içme, sevgili durumları değil her konuda farklılık yaratır. en basitinden kaç kişi fatura günü geldiğinde aile evinde dert etmiştir ki? evlenildiğinde de ailenin yan odasında kalmayacaksın herhalde ömür boyu. biraz paylaşmayı öğrenmek iyidir.
Bok gibi bir durumdur. Ayrı eve çıkma kendi başına birşeyler yapabilmek arkadaş ortamı gibi şeyler olmaz. Kişinin hayatında Eğlence denen birşey olmaz ve hayatın tadı çıkarılamaz. mutlaka başka bir şehirde olmalı maceraya atılınmalıdır. Yoksa birçok şeyden eksik kalınır. Başka şehirde okumak iyidir iyi.
keşke dediğim imrendiğim olaydır. tabi bu herkes için geçerli olamaz çünkü herkesin ailesi benimki gibi anlayışlı olamaz. ama paha biçilemez bir şey neyseki en azından abim var yanımda.
aileyle ayrı şehirlerde yaşıyorken ailenin bulunduğunuz şehre taşınmasıyla vehametinin anlaşılabildiği durumdur. kızlar için iki kat daha çekilmez olur. istediğiniz saatte eve girip çıkamaz olursunuz, arkadaşlarınızda kalacağınız zaman açıklama yapmak, açıklama yapamadığız hallerde yalanlar uydurmak zorunda kalırsınız.
gizlice sigara içmek gibi rezillikler yaparsınız. kıssadan hisse; özgürlük her şeyden tatlıdır. kıymetini bilmeli.
lise'den hic bir şekilde farkı olmayan okuma türü. eve kız atmak için annenin nejla teyzelere gitmesini beklersin erken dönmemesini dilersin. yani kısaca diken üstünde olursun.
kötüdür. aklınız ve imkanınız varsa yapmayın bunu. biraz dışarı çıkın, hayata atılın, zorluklar yaşayın, çamaşır yıkayacak kimseniz olmasın, bir hafta yarı aç yarı tok gezin, buram buram hasret çekin ama bi zahmet olgunlaşın. babanız yaşıyorsa, ya da aşk acısı çekmediyseniz mutlaka dışarda okuyun üniversiteyi. başka türlü olgun bir insan olma şansınız çok az.
ailenin yanında okumak hem maddi hem manevi açıdan onlara güzellik yapmanızdır. ayrıca şehrinizdeki üniversite çok iyiyse tabii kendinize de bir açıdan güzellik yaptınız demektir.
fakat eksik bıraktıkları da vardır. gerçekçi olmak gerekirse hayatınızda ayrı bir yeri olacak onlarca anıdan mahrum kalmaktır. ayrıca bazı his ve duyguları hiç tadamamak ve bir takım tecrübelerden yoksun olmaktır. hatırıma geldikçe "hayatımda bu kadar eğlenmemiştim" dediğim 10 anı varsa 7'si bu üniversite yıllarındandır. ayrıca mesela kimin getirdiği belli olmayan tam bir aylık höşmerim tatlısı, zeytin ve son alışverişinizden kalan birkaç kahvaltı malzemesinin bulunduğu artık çalışmayan buzdolabını kokmasın diye asla açmadığınız ama bunu unutan size sürekli misafir bir arkadaşın dolabı açması sonucu kışın ortasında evin tüm cam ve kapılarını açtığınız ve hiçbir şey olmamış gibi montlarla bilgisayar başına oturmuşken "olum ben çok üşüdüm" diyen arkadaşa hep bir ağızdan "montla sıç" deyip güldüğünüz bir günü başka ne zaman yaşayabilirsiniz ki? temizlik yapmak bile eğlenciydi lan. bu kadar olmaz diyorsun ama olmuştu. ev cidden yaşanmaz hale gelince mecburen birleşip hep bir elden girişiyorduk işe ve evet çok eğleniyorduk.
ailesiyle her şeyini paylaşan, gizleyecek bir şeyi olmayan insan için büyük nimettir.
sınav döneminizde sevgilisinden ayrıldığı için salya sümük ağlayan arkadaşlarınız çalışmanızı baltalayamaz.
kıyafetlerinizi, ayakkabılarınızı, çantanızı...''sürekli'' paylaşmak zorunda olduğunuz oda arkadaşlarınız yoktur.
oda içinde veya ev içindeki saçma sapan kavgalar size yansıtılmaz, aksine huzurunuz kaçmasın derslerinize odaklanabilin diye gizlenir. dedikodu yapılmaz, hakkınızda atılıp tutulmaz.
asla para yetiştirememe derdiniz olmaz, aileniz yanı başınızdadır çünkü.
yemek derdiniz olmaz, saçma sapan sağlıksız ne idüğü belirsiz etlerle yapılan yemekler yerine annenizin sevgisiyle hazırlanan hem lezzetli hem sağlıklı yemekler vardır.
ev kirası, elektrik faturası, doğal gazı, su faturası, yurt ücreti ... vs hiç biriyle ilgilenmek zorunda değilsinizdir.hepsi ruhunuz bile duymadan halledilir.*
çok bunalırsanız, mutfağa geçip gönlünüzce yeni şeyler deneyebilirsiniz, tatlısından tuzlusuna, dağıttın, kirlettin demeyecek bir anne vardır size.
istediğiniz zaman evinize arkadaşlarınızı çağırabilirsiniz, buna burun kıvıracak ev ya da oda arkadaşlarınız yoktur.çağırdığınız insan da öğrenci olduğu için aileniz bunu memnuniyetle karşılar zaten.
yine abartmamak şartıyla istediğiniz zaman gidip arkadaşlarınızda kalırsınız *
ısınma probleminiz olmaz, her daim sıcacıktır.
nazınızı çekecek, derdinizi derdi bilecek, hastalandığınızda domatesli çorbasını sizden esirgemeyecek 'anne' dediğinizde mutfaktan koşarak gelecek o melek hep yanı başınızdadır.onun güler güzü bile en mutsuz olduğunuz anda size güç verir.
daha ne olsundur işte canım aaa.
Keşke herkes ailesi yanında okusa . Böylece farklı bir şehire gittiğin de özgür kaldım yaşasın diye ne yapacağını şaşırsan insanlar yok olur. Ailesi yanında yapamadıklarını başka şehir de yapmak özgürlük değildir. Ailenizle paylaşabileceğiniz şeyler kısıtlandıkça özgürlüğünüz kısıtlanır siz sadece kandırdığınızı sanarsınız. Ailesinden kaçmayan insan gece dışarı da çıkar eğlence hayatı da olur arkadaşlarında da kalır.
bok gibidir. ne sosyal hayat kalır ne adam gibi gezip tozabilirsiniz. hele hele hergün beyazıt-pendik arasında mekik dokursanız sikerim böyle üniversiteye dersiniz. il dışında üniversite okumak daha iyidir bence, hiç değilse zor şartlara alışırsınız benim gibi ev çucuğu olmazsınız amına koyim.
sen vizelerden gene bb mi aldın sınıf öğretmeninle konuşmaya gelicem o telefonuda bırakıyorsun,internet yaz tatiline kadar yasak! la karşılasılmayacak lise ortamından farklı olucaktır. üniversitede okuyan bireye aile böyle bir baskı yapmaz heralde. olsada okusak.