özlemi gece insanı uyutmayan cinsten oluyor, şuanda yaşadığım gibi. yatağımda kokuları olsa da bari yastığıma sarılarak uyuyabilsem. gece gece paranoyak düşünceler sardı beni. ya trafik kazası geçirip hepsi birden ölürse, o zaman ben ne şekilde intihar ederim diye düşündüm durdum. çok zayıfım çok. hastalanıyorum sanırım..
türkiyede pek çoklarınca abartılıp yüceltilen, kan bağı olan insanları birbirine prangalama mekanizması. anne sevgisi baba sevgisi kardeş sevgisi falan diye diye ağzınıza sıçabilirler.
hayatım boyunca dahil olamadığım kurum. 8 yaşımdan beri anahtarla açtım kapıyı ve 13 yaşımdan beri yemeği tek başıma yedim. bundan ne yakınıyorum ne de üzülüyorum sadece aklıma geliyor arada "olur öyle" diyorum geçiyorum.
tamamen ütopik ve şişirilmiş bir kurumdur bu. hani o amerikan dizilerinde gördüğümüz kahvaltı masasında kahkaha atılan aileler, reklamlarda kızı için kapıyı açan babalar vs. işte onların gerçekleştiği aile sayısı zilyonda bir olduğu için yok sayılsa yeridir. aile dediğimiz şey birbirlerine katlanamayan insanların bir araya gelişidir.
türk ailesinin öne çıkan özelliği ise bu birbirine katlanamayışı sağlam bir şekilde gösterebileceği yer olan haftasonu kahvaltısında kavga etmektir.
evet efendim biz ne zaman kahvaltı sofrasına otursak ailecek, kavga çıkar.
ya ben hep duvara konuştum ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var. nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar.
ve fakat sözlükçüğüm asla anlatamadım kendimi. bu da böyle kayıtlara geçsin. günlük yazısı gibi oldu bu da ama nasip. neyse gerekirse eksilersiniz işte.