aile faşizmin en küçük yapı taşıdır. anne baba ve kurbanlardan oluşan bu minik hücremsiler, fabrikalar, mitoz bölünerek anne ve babanın aynısından bir tane daha yaratmak için ellerinden ne geliyorsa yaparlar. bunu farkedip onları da uyaran çocuklar olmadıkça, aile toplumun en küçük parça tesirli bombası olmaya devam edecektir. aile insanların düzen içinde yaşamaları için uydurulmuş yalanlardan sadece biridir. insanın akılını kullanmasını engeller. *.
Türkiye’de mutsuzluk sebebidir. En rahat ailede bile çok baskı vardır, çocukların fikirleri önemsenmez, 30 - 40 yaşına kadar her şeyine karışılır... böyle böyle psikolojisi bozuk, kimsenin fikrine önem vermeyen, saygısız, herkesin hayatına karışma hakkı olduğunu düşünen bir toplum ortaya çıkıyor.
toplumun en küçük yapı taşı. nerde öğrendik bunu? ilkokulda. her ne kadar bu yapı taşında çürümeler görülse de önemlidir bizim kültürümüzde. her şey iyi hoş da, aile kurumu gerçekten tam tıkırında mı bizim ülkemizde? tamam arada güçlü bağlar var, seviyoruz birbirimizi, önemsiyoruz, koruyoruz, kolluyoruz vs. eğer aile bunlar demekse, evet bu tam anlamıyla var bizim milletimizde, istisnalar hariç. farklı bir boyuttan bakmalı bazen.
şöyle ki.. biraz genellemeler olacak haliyle.
merak ediyorum bizdeki ebeveyn profili kadar çocuğunu anlamaya çalışmayan başka bir toplum var mı? sürekli kendi bildiklerini doğru kabul edip, çocuğunun isteklerini gözardı ederek, her zaman onun için en doğru kararı vereceğini düşünen, sevmenin onun ayakları üzerinde durmasını engellemek olmadığını anlamayan bir aile tipi bu.
kendi ailesinden gördüğünü mutlak doğru kabul edip, onu kendi çocuğuna aşılamaya çalışan. bunu yaparken değişen koşulları göz önünde bulundurmayan.. bunu söylerken her dönem, her koşulda geçerli olacak ahlaki değerlerden bahsetmiyorum. daha genel geçer şeyler. bundan 20 yıl önce doğru olduğu düşünülen pek çok şey, bugün yanlış olabilir. işte bu olabilirliği düşünmeden hareket eden bir aile tipi. tamamen "bizim zamanımızda" diye başlayan cümlelerin kurulmasının nedeni.
fazla korumacı. öyle korumacı ki, elinde imkan olsa çocuğunun yerine nefes alacak. kendinden bir parça olarak görmekle, onun da farklı bir birey olduğu arasındaki çizgiyi koruyamadan, kendi tecrübelerini paylaşmak yerine onları birer önyargı olarak çocuğunun beynine aşılamakta sakınca görmeyen bir aile tipi bu. "biz babadan böyle gördük" misali. ya da "senin yaşın kadar bizim yaşamışlığımız var" gibi. iyi güzel sen yaşadın da, nerden biliyorsun çocuğun onları yaşayacak? nerden biliyorsun durumlar aynı olacak? neden "önyargı" gibi bir tabuyu onun beynine yerleştiriyorsun ki?
güvenmez bir aile tipi bu. sana güvenir de çevreye güvenmez ya da. bu lafı duymadan büyüyen tek bir evlat yoktur sanıyorum. oysa bilmez ki ebeveynler, bazen hata yaparak öğreniriz bazı şeyleri. hata o kadar da kötü bir şey değildir. hatta çoğu zaman olumlu özellikler kazandırır insana. büyütür, geliştirir, olgunlaştırır. her hata aslında kendine güven kazandırır, ayakları üzerinde durmayı öğretir.
sonuç.. tek başına karar alamayan, hayatı tamamen ailesine endeksli, babasının parasına güvenen, kendi adıyla varolamayan, güçsüz gençler yetişir bu aile tipiyle. bütün bunlara rağmen "sevginin" olduğunu bildiğin yerdir aile.
tamamen ütopik ve şişirilmiş bir kurumdur bu. hani o amerikan dizilerinde gördüğümüz kahvaltı masasında kahkaha atılan aileler, reklamlarda kızı için kapıyı açan babalar vs. işte onların gerçekleştiği aile sayısı zilyonda bir olduğu için yok sayılsa yeridir. aile dediğimiz şey birbirlerine katlanamayan insanların bir araya gelişidir.
türk ailesinin öne çıkan özelliği ise bu birbirine katlanamayışı sağlam bir şekilde gösterebileceği yer olan haftasonu kahvaltısında kavga etmektir.
evet efendim biz ne zaman kahvaltı sofrasına otursak ailecek, kavga çıkar.
ya ben hep duvara konuştum ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var. nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar.
ve fakat sözlükçüğüm asla anlatamadım kendimi. bu da böyle kayıtlara geçsin. günlük yazısı gibi oldu bu da ama nasip. neyse gerekirse eksilersiniz işte.
Kimine göre her şey, kimine göre ise hiçbir şeydir. Sahi Aile nedir? Gerçekten her şey midir yoksa hiçbir şey midir?
Kendi adıma cevap vermem gerekirse; kimi zaman hayatının fırsatlarını bile geri tepmene sebep olabilecek kadar etkin bir role sahip olup her şey konumundadır, kimi zaman ise sana sokaktaki herhangi bir yabancıdan bile daha uzak olup hiçbir şey konumundadır.
Coğrafyaymış, ülkeymiş hepsi hikaye birader. Eğer kader denen şeyi bir kalıba sokacaksanız o kalıp ailedir. Evet insanın kaderi ailesidir, doğduğu evdir. Hani şu asla seçemediği ama seçme şansı da olsa yine aynı yeri, aynı insanları seçeceğini söylediği yalandır.