ülkemizden tanıdık gelen bir tür kadın sendromu yaratan hakikaten varolan bir eşik.
aile kısıtlıyor, sınırlıyor evlatta belli konularda aileyi karşısına al(a)mıyor nasıl kurtulacağım bu sıkıntıdan diyerek evliliğe yelken açıyor. bir nevi kurtulma çabası olarak. artık yeni hayat ne getirir bunun hesabını çokta yapmayıp şu aileden bir kurtulayım mantığıyla yapılmış bir harekettir bu.
genelde sağlıklı değerlendirmelere gebe değildir. zira bir kurtulayım belki de hayat iyi olur öngörüsü vardır. işin ne olacağı, hayatın ne getireceği belli olmaz halbuki. bazen şöyle de sonuçlanabilir:
Evlenmek sadece bir aile baskısından daha ileri seviyedeki bir başka aile baskısına geçiştir. Daha önceden öğrenilmiş olan aile baskısı çocuklara yapılır ve aktarılır(Genellikle kızlarda.). Baskıyı öğrenen birey de yine bu baskıdan evlenerek kurtuluacağını zanneder ve evlenir. Bu boyle devam eden bir süreçtir.
alt komşunun kızının inancıdır. yani var öyle bir dünya.
kız kesinlikle dışarı çıkamıyor. halbuki gezmeyi seviyormuş, öyle söyledi. tek başına gidebildiği tek yer camiinin kuran kursu. facebook hesabı açtı diye azar işitmiş bir ton, annesinin instagram hesabını kullanıyor. bazen telefonumu veriyorum facebooka girip anasayfada dolaşıyor. sonrasında aynı cümle, "anneme söyleme". babası üniversitesiye göndermiyor. gitmeyi istiyor yani belli. evlenme arifesinde şimdi. "belki kayınvalidem izin verir ben de okurum" dedi. hayal kuruyordu. "evlendikten sonra gezerim, hem çocuk da gezmeyi seviyormuş annesi söyledi" dedi. beynimden vurulmuşa döndüm.
böyle bir aile baskısından kurtulmak için kız tabii ki evlenmeyi düşünür. karşı taraf, kızın baba evinde yapamadığı ne varsa yapmayı vaad eder çünkü. ha olur mu, meçhul. ama inşallah olur. dışarda biraz gezdik diye nasıl mutlu olduğuna şahit oldum çünkü.