Kuran evrensel mesajları içerir, Ayette bahsi geçen sadece Resulullah için değil, bizler için de geçerlidir.
"içinizden Allah’ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır." (Ahzab/21)
Kur'an bir öğüt kitabıdır. Bu da biz insanlığa verdiği öğütlerden bir tanesidir. O zaman demek ki, Ayette Resulullah ile ilgili olan buyruğu bizler de uygulamalı, kabul etmeli, edepten bilmeliyiz.
sonsuz güçte olan, her şeyi yaratan bir varlığın insanlığa kutsal bir kitap yolladığı söyleniyor. o kutsal olduğu iddia edilen kitapta da peygamberin evinde yemek yedikten sonra hemen dağılın çünkü rahatsız oluyor diye bir ayet var. Mantıklıysa inanın.
Bir saatlik söz, nişan, sünnet, mevlid gibi geleneksel törenleri kendi evinde yapmaya tahammül edemeyenlerin peygamberden tüm araplar ı kendi evinde kayıtsız şartsız misafir etmesini istemeleridir.
Bu ayeti eleştiren sözde çağdaşlara Suriyelileri misafir edeceksin. Bakalım nasıl olacak?
Peygamber, bozuk bir toplumu aşama aşama düzeltmek için gönderilmiş bir insandır.
Siz her gün aşağıladığınız Suriyelilerle iç içe yaşayarak, aşama aşama kendi ahlakınıza çevirin bakalım, ne kadar tahammül edebileceksiniz?
Diğer gözden kaçan şey ise peygamber e duyulan muhabbet ve onun peygamberlik bilgisinin yayılmış olmasıdır. Bu durum ise aşırı ilgiyi ve misafirliği doğurur.
Hasta ziyaretleri, taziye ziyaretleri neden kısa olur? Çünkü ziyaret edilen aileyi daha bir çok kişi ziyaret edecektir. Her kes misafirliğe gider gibi hasta ziyaretine ve taziyeye gitse ev sahipleri bunun altından kalkabilir miydi?
peygamber i bu yönüyle küçümseyenler! bugün bir belde belediye başkanının evine bile davetsiz olarak kafanıza göre gidip gelebiliyor musunuz?
Ayetin indiği donemdeki arap kültürünün göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Bugün neden şeyhlerin ve cemaat liderlerinin dergahları ya da mescitleri var? Neden müritlerini ya da cemaat mensuplarını evlerinde ağırlamıyorlar?
Konu ile alakalı başka örneklerde var. Okumayı seven yazarların takip etmesi menfaatleri icabı yararlı olacaktır görüşündeyiz. Cevaplar her ne kadar ateistlere verimiş olsa da müslümanların da öğrenmesi gereklidir.
Ahzab suresi 53. ayetin açıklaması nedir ?
December 31, 2015
Ahzab suresinin 53. ayeti ateistler tarafından belki de en çok eleştirilen ayetlerden biridir. Bu eleştirinin aynı zamanda en zayıf eleştirilerden biri olduğunu göstermek istiyoruz.
Genelde ayete yönelik 2 tür eleştiri yapılmaktadır. Biri bu ayetin 'Muhammedin' menfaatini yansıttığı iddiası, diğeri ise bu ayetin evrensel olmadığı iddiasıdır.
Öncelikle söz konusu ayetin Türkçe mealini aktaralım:
''Ey iman edenler! Siz, bir yemeğe çağırılmadıkça, zamanını gözetmeksizin, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah)tır.'' (Ahzab suresi 53. ayet)
Açıklamaya geçmeden önce evrensellik hakkında genel bilgi vermek istiyoruz çünkü evrensellik konusunda insanların çoğu yanılgı içindedirler. Bir şeyin evrensel olup olmadığına karar vermek için evrenselliğin ne olduğunu iyi bilmek gerekiyor. Tüm insanlığa hitap eden bir metindeki örnekler/kıssalar evrensel olmak zorunda değildir. Evrensel olmak zorunda olan o metindeki mesajdır.(farka dikkat !)
Biz mesela tarihte Hitlerin kişisel yaşamından bir örnek alarak tüm insanlığa bir mesaj verebiliriz. Mesaj tüm insanlara olduğu için sırf o tarihte ve o insanlarla yaşanmış olması o metni evrensel dışı kılmaz.
-Menfaat iddiasının geçersizliği:
Bu bölümde sadece menfaat iddiasının geçersiz olduğunu göstereceğiz. Açıklama diğer bölümde verilecektir. Bu yüzden bu kısımda açıklama kısmını X diye (yani belirsiz olarak) aktaracağız.
Felsefi açıdan herhangi bir sonuca varabilmek için önermenin öncülleri sonucu destekler nitelikte olmak zorundadır. Basit bir örnek vermek gerekirse:
1. istanbulda tüm atların rengi beyazdır.
2. Ahmetin atı istanbuldadır.
3. Demek ki Ahmetin atı beyazdır.
Bu tarz tümdengelim metodlarında 3. öncülün doğru olması zorunludur. Yani 1. ve 2. öncül doğruysa 3. öncül de otomatikmen doğrudur. Eğer 2. öncülde ''Ahmetin atı istanbuldadır'' yerine ''Ahmetin atı Türkiyededir'' yazsaydı çıkan sonuç yanlış olurdu, çünkü Türkiyede demek otomatikmen istanbulda demek değildir. Bu olabilir de olmayabilir de.
Eleştirilen ayette de aynı şey söz konusudur. Ayete yöneltilen iddianın doğru olabilmesi için son öncüldeki ''demek ki bu ayet Kuran'ın insan sözü olduğunu gösteriyor'' sonucunun çıkması lazım. Bu yüzden öncüller bu sonuca varmamızı destekler nitelikte olmak zorundadır. Eğer olmazsa sonuç geçersiz olur ve tüm eleştiri çöker.
Şimdi ayette ''Peygamberin evlerine davetsiz girmeyin'' denmektedir. Bunun 2 açıklaması olabilir.
1- Peygamber rahatsızlığından dolayı menfaat için uydurdu o ayeti.
2- Alllah X sebepten dolayı peygamberin rahatsız edilmesini istemiyor.
Ateistler burda hemen 1. seçeneği alıyorlar. Sorun da burada. 1. seçeneğin doğruluğuna dair elimizde kanıt var mı ? Bu gerçektende öyle olabilir de olmayabilir de. Ya değilse ? Gördüğünüz gibi burda ateistler tamamen subjektif davranmaktadırlar. işlerine geleni kafalarına göre doğru var sayıyorlar. Bu aslında sadece dinde değil, spordan siyasete kadar her alanda yapılabilir. ''Falanca bakan şu örgüte bağlı'' veya ''filanca takım şu hakemi satın aldı'' gibi şeyler ortaya atılabilir fakat bunlar kanıtlanmadıkça hiçbir şey ifade etmez.
Aynı şey ayette de söz konusu. Söz konusu öncül doğrulanamadığı için sonuç ta otomatikmen yanlış oluyor. Yani tamamen geçersiz bir eleştiri ile karşı karşıyayız. Bu tarz kötü düşüncelerin yüklendiği birçok farklı Kur'an eleştirileri de vardır. Bu eleştirilerin hepsi için aynı şey geçerlidir.
Akilli olun cagirilmadan gitmeyin peygamberin evine diyen ayet.bundan ziyaret zamani soyle olmalidir gibi evrensel anlam da cikarabilirsin; peygamberin ev ziyaretinin 21. Yy da ne gibi bir anlami olabilir diye bir sorun da cikarabilirsin. Ayni kitabi okuyan her toplum ayni anlami cikaramadigi icin zaten hala pek cok konuda fikir birligi yol, mezhepler var ve farkli yaklasimlar var. Din boyle bir mevzu, cok takilmayin.
Ayeti kerimelerin evrenselliği meselesi nasslarla ilgilidir. Emir ve yasaklardır evrensel olan. Kuranı kerimin tamamı emir ve yasakları içermez ki. Ahkam (hüküm) bildiren ayetlerden başka, içinde diğer kavimlerden bahseden pek çok ayetler de var. Cenabı Allahın isim esma sıfat ve çeşitli tecelliyatının niteliklerini bildiren ayetler var. Kainatın bilgilerini içeren kevni ve kozmolojik ayetler var. Sizin kafanıza yatmayan gündelik yaşama ait ahzab53 gibi diğer başka konularla alakalı pek çok ayet var. Bu evrenselliğe aykırı değildir.
ya işte adam gelenden rahatsız olmuş yüzlerine diyememiş gitmiş ayet uydurmuş çıkın gidin evimden allah öyle istiyor demiş. bunun materyalist açıklaması böyle, uhrevi safsatası benim alanıma girmiyor.
muhammed zeki ve garantici adamdı o yüzden kadınlarını korumak için böyle diyor olabilir. ayette kadına vurgu bence bu durumun kadınla ilgili olduğunu gösteriyor. uzun kalmayın veya habersiz girip çıkmayın derken muhammed kadınlarından şüpheyliyor veya sahabilerden. sonuçta bir sürü karısı var ben de olsam bayağı tedirgin olurum.
bu ayette aynı zamanda "hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır." diyor ama şuan buna uyulmadığı açık. cidden islamı kafaya göre yaşıyor herkes allahın istediğiyle alakası olduğunu sanmıyorum sorsan herkes müslüman ama. oruç tut namaz kıl gidiyosan hacca git kurban kes gerisini salla. birileri milleti korkutmamak için islamı yumuşatmış şartı 5e indirmiş insanlar da manda sürüsü gibi sorgulamadan devam ediyor.
bu ayeti okuyup da (%99'unun haberi bile yoktur, o kadar cahiller) ateist olmayan müslüman, açık ve net korkudan ve "ya gerçekse" anlayışıyla dine bağlanan bir zavallıdır.
tümevarım yöntemiyle anlamamız gereken misafirliğin suyunu çıkartmamamız gerektiği ve ne kadar samimi olursak olalım misafirliğe gittiğimiz evin hanımıyla aramıza mesafe koymamız gerektiğidir. peygamber efendimiz * de islamın örnek uygulayıcısı olduğu için onun hayatından bir kesiti kıssadan hisse yoluyla kendimize uygulamamız gerekmektedir. buraya kadar tamam. ancak yine de insanın aklına niye bu doğrudan öğüt verilmemiş de kıyamete kadar geçerli olacak bir uygulama peygamber de olsa sonuçta ölümlü olan bir insanın hayatına ilişkin bu kadar spesifik anlatılmış diye soru geliyor. tahmini cevaplar; insan aklı her şeyi anlamaya yetmez vardır bir hikmeti ya da sanane lan yüce yaradan sana mı soracaktı nasıl öğüt vereceğini şeklindedir muhtemelen. bu iki cevaba da sözüm yok ama maalesef ki bu iki cevap da soruma tatmin edici bir cevap vermiyor. kuran'da her daim verilen örneklerden sonuç çıkarma mantığı vardır. namaz kılın, oruç tutun, zekat verin gibi net emirlerin kuran'ın bütünlüğü içindeki payı çok azdır. 'banane 1400 yıl önce yaşamış birinin hayatı, ona gelen misafir vs. hani bu kitap ahir zaman kitabıydı şimdi günümüze ne etkisi var?' diyenler için: ya arkadaşım ona kalırsa kuran'ın büyük bir kısmında önceki peygamberlerin ve toplumların yaşadıkları anlatılıyor. o mantıkla banane zülkarneyn'in toplumundan, banane helak olan lut kavminden, banane tufan çıkacak diye gemi yapan nuh'tan, banane yunus'u balığın yutmasından... hepsi kaç bin yıl önce olmuş bitmiş, günümüze ne etkisi var da bunların anlatılmış denebilir. haklısınız da. hatta olayı ileri taşırsak ebu cehil de ebu leheb de onlarca günahkar kul gibi sadece allah'ın yarattığı iki kuldu. onların ne aşağılık insanlar olduğunu ve onlardan alacağı intikamı bilmem benim ne işime yarayacak da diyebilirsiniz. işte tüm olay da burda biter. eğer inanmıyorsanız bunların hepsi size saçma gelir ve bir insanın kendi menfaatlerini korumak için yazdığı kitap der geçersiniz. yok inanıyorsanız da bunların sadece örneklemeler olduğuna, ebu cehil ve ebu leheb'in hatalarının ne olduğu ve onlara düşmemek gerektiğine, diğer peygamberlerin anlatılan hikayelerinden onların toplumlarının yaptığı yanlışa düşmemeye çalışırsın. yani işin özü dönüp dolaşıp inançta bitiyor.
şimdi, inanıyor muyum? çok şükür.
niye 'misafirlik adabını bilin, evine gittiğiniz kadınlarla mesafenizi koruyun' benzeri değil de böyle bir ayet gelmiş sorumu yine kendim cevaplıyorum: allah öyle uygun görmüş.
kendi verdiğim cevap beni tatmin ediyor mu? maalesef hayır.
peki bunun neticesinde eksikliği dinde mi görüyorum? haşa. benim anlama kapasitemin eksikliği deyip geçiyorum. peki neden? aman doğduk doğalı müslümanız, şimdi bunu reddedersem o kadar büyük sarsıntıyı kaldıramam. bırak öylece kalsın düşüncesiyle mi? tabiki hayır. ya neden? çünkü kuran'ın çok büyük bir kısmı aklıma yatıyor. haliyle sorularım olan kısmına da demek ki benim akıl terazisinin limitini aşıyor deyip geçiyorum. size de tavsiye ederim.
1 )ebu seleme ve huneys bin Huzafe öldüklerinde resulü ekrem (s.a.a) o ikisinin hanımı ile evlendi. o iki hanım ümmü seleme ile hafsa binti ömer idi. Bunun üzerine talha ve üçüncü figüran şöyle dediler: " biz öldüğümüzde muhammed bizim kadınlarımızla evleniyor ama o öldüğünde biz neden onun hanımları ile evlenmeyelim! Vallahi o öldüğünde bizde onun hanımları ile evlenmek isteyeceğiz. " Talha aişe'yi üçüncüsü ise ümmü seleme'yi düşünüyordu.
şeklinde naklediliyor ve talha bin ubeydullah hazretlerine dair ilgili ayetin indiği söyleniyor.
(bkz: hz talha bin ubeydullah/#9248114)
2 )talha bin ubeydullah 'dünyadayken cennetle müjdelenen sahabeler' den biridir. bunun ne kadar doğru olduğu tartışılır, zira bir kaç absürd kaynağa başvurarak konuşmak ne kadar doğru ? ayrıca kur'anda ismi anılan tek sahabi zeyd bin harise' dir. ki zeyd hadisesi de bugüne kadar bir tartışma konusu olmuştur.
ilgili ayet genel manada inen bir ayettir ki yukarıda bahsi geçen olumsız yorumlar bir o kadar saçma. sorgulamadan inanın diyen yok, sorgulayın fakat cahilce ve fütursuzca yargılamak, çamur atmak neden ?
*** Bismillâhirrahmânirrahîm ***
Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in evindeki olaylar dizisi dile getiriliyor. Adab-ı muaşerete uymayan her noktaya Allahû Tealâ ayrı ayrı işaret ediyor.
Buradan anlıyoruz ki erkekler de Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in evine giriyordu ve başka kadınlarla orada da konuşabiliyorlardı ama peygamber hanımları olunca haddi aşmak söz konusu olmuş ki Allahû Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirmiş.
Burada Allahû Tealâ'nın usül açısından çok büyük işaretleri var. Bir peygamber evinde, bir resûl evinde nasıl bir davranış biçiminin tahakkuk etmesi lâzımgeldiği açıklanıyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V) yaşadığı devirde dünyanın en meşgul adamı olmuştur. Eğer insanlar O'nun yanında sohbet ederlerse, zamanını almış oluyorlardı. Allahû Tealâ buna izin vermez. Herkes Peygamberin zamanını ölçülü bir şekilde kullanmak mecburiyetindedir.
Yemeğe davet edilince orada kalmayın, yemeğinizi yeyince hemen dağılın. Eğer yemekten evvel gelirseniz yemeğin pişmesini bekleyip de davetsiz misafir olmayın, konuşun ve gidin, buyruluyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'le ailesinin, kıtlık devresinde belki ancak aileye yetecek kadar yemek yapması mümkün oluyor. Daha ötesi mümkün olmuyor.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in vakti yok ama misafirler gelmiş onlarla konuşmak mecburiyetinde ve bundan üzüntü duyuyor, haya duyuyor ama utandığı için bir şey söyleyemiyor gelenlere.
Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'le alâkalı herşeyi dikkatle şekle bağlamış. Peygamber Efendimiz (S.A.V) ister rahmetli olsun ister hayattayken hanımlarından birini, birkaçını boşasın, o hanımların başka biriyle evlenmesi Allahû Tealâ tarafından kesin bir lisanla engelleniyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in hanımı olmak bahtlılığına ulaşan bir kadın, eğer Peygamber Efendimiz (S.A.V) şu veya bu sebeple onu terkederse, başka biriyle bir evlenme gerçekleştiremez. Bir temas söz konusu olmamalıdır. Peygamber hanımları kendilerine çok dikkat etmek mecburiyetindedirler.
Eğer peygamber hanımıyla bir erkek konuşacaksa bu konuşmayı perdenin arkasından yapılması emrolunuyor.
" Kur'an-ı Kerim Lafzı ve Ruhu isimli imam iskender Ali MiHR "
Kuran'ın mantıkla celişen bir cok ayetinden biridir, hiçbir evrenselliği olmamakla beraber peygamberin karılarını ne kadar cok önemsediğinin de göstergesidir(!)
mevlananın "ne olursan ol her akşam bizim eve gel" dediği zannedildiği sürece anlaşılamayacak ayettir. ulan apaçık inmiş işte tefsire bile gerek yok bu ayette. kafan kalın diye herkese ayrı kuran mı inecek birader? efendimiz ki; insanların yanında bulunmaya doyamadığı insan, istemeden rahatsız etmiş olmaları çok yüksek bir ihtimal yani. müsade edin de onun da özel hayatı olsun.
1400 yıl sonra bize ne diyenlere de: biz cennette o'na misafir olma ümidiyle yanar tutuşuruz. bu ayetten size ne ama bize ne değil... ayetteki emir sabittir.
ibret almanın ne demek olduğunu anlayamayan embesiller tarafından "hani bütün insanlığa indirilmişti bu kitap?" diyerek eleştiri yağmuruna tutulan ayet. arkadaşım mal mısınız?
ayrıca şu entry'lerde yeterince açıklayıcı olmuştur: (#8392854), (#6583898).
anlaşılsın diye apaçık indirdik denilen kitabı* tefsirle açıklamaya çalışan decadent tiplerin kurnazlık yapmaya çalıştığı ayet. ulan ben fars ın dağ köyünde yaşayan bir insanım ve elimde kur'an hariç hiçbir kitap yok. bu ayeti okuyorum ve kafamda ciddi sorular oluşuyor. sonra kur'an ı baştan sona okuyorum ve bir çok yerinde muhammed in hayatı ayet olarak gösteriliyor, ebu leheb e hakaret ediliyor falan fistan. sonra mürted oluyorum. hani lan apaçık anlaşılsın diye indirilmişti?
ayrıca bu ayetin bugün geçerliliği yoktur. kıyamete kadar geçerli deniliyor ya hani ayetler için. ee muhammed öldü evine misafir gitmeyeceğine, karısıyla konuşulamayacağına göre. şimdiden itirazları duyar gibiyim; bu ayeti uygulayıp misafirlikte az kalmalı, misafire gittiğimiz evin hanımı ile perde arkasından konuşmalıyız. gelsin eksiler.