50- Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
yorumsuz artık ne anlarsanız.
amca, hala, dayı, teyzenin kızları ve daha bilimum kız peygambere helal dolayısıyla bütün müminlere de helal sayılır diye açıklamışlar bunu. tamam bu kısma ok diyelim.
peki ya bu da ne:
"bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık."
sadece peygambere helal olan bir kadın modeli bu ayette söz konusu olmuştur. ayetin bu kısmının müminlere ne getirisi vardır, bu cariye saçmalığı da nedir peki? savaştan kaldırdığın kadınlar sana helal oluyormuş. neden ulan neden helal olsun sana bi sürü zavallı kadın?
ortaokullarda, liselerde ya da dershanelerde... tarih derslerine başlanacağı zaman hocanın kendini tanıttıktan sonra söylediği birşey vardır; "tarihi olayları günümüz şartlarında değil, o günün koşullarında ele alın. bugün, bulunduğumuz yerden ahkam kesmek kolay"
kuran'ın indiği yıllarda arabistan'ı düşünün... çok eşlilik yokmuydu? vardı. akraba evlilikleri yokmuydu? vardı. kölelik yokmuydu? vardı. bu ayet, "allah cariyeyi, kuzeni, yeğeni, konuyu komşuyu, köleyi helal kılmış. ooohh, peygamber de harem kurmuş. çok eşlilik te varmış, ne ala..." şeklinde elbette ki yorumlanabilir. ve o zaman günümüzde de çok eşlilik meşru olur, kölelik meşru olur, akraba evliliği meşru olur.
ancak azcık beyni olan insan düşünür... kuran neden indi? indiği günün arabistan'ını ve akabinde dünyayı bir düzene sokabilmek için. o günün koşullarında, o günün sorunlarını çözecek şekilde...
daha köleliğin bile devam ettiği yıllarda nasıl inecekti? "şüphesiz ki nükleer bombalar tüm insanlık için zarardır, ziyandır. böyle zararlı icatlar üretenleri biz biliriz. ve sanmasınlar ki yaptıkları cezasız kalacaktır" şeklinde mi inseydi?
günümüzden 1500 yıl öncesinde inmiş bir kitap olduğunun farkına varılmadan yapılan yorumlar saygısız birer yorumdan öteye gidemez. allah'ın verdiği aklı kullanıp, kuran'ın söylediklerini günümüze uyarlayın bakalım neler çıkıyor?
tüm dinler özünde "kamil insan olmayı" emrediyorsa, ve erdemli bir insanın sahip olması gereken özellikler herkes tarafından biliniyorsa, neden kasıyoruz bu kadar? çalma, yalan söyleme, harama bakma, dedikodu yapma, paylaşmayı bil, açgözlü olma, yetinmeyi bil, kalp kırma, büyüğüne saygı göster, küçüğünü sevindir, sev, eşine saygılı ol ve ona ihanet etme, sürekli kendini düşünme... bitti. hayat bu kadar kolay işte. tüm dinler de bu kadar kolay işte...
1- dönemim şartlarına bakın.
2- yanlış yorumlamayın.
bu iki laf bazılarının can simidi gibidir ha. ama şunu sormazlar mı?
1- kutsal kitap, peyagamberin hayatı dönemine indirgenirse bugün için geçerli midir? evrensellik?
2- kutsal kitap, en bilgilisinden en cahiline kadar her insanın anlayabileceği netlikte olsa daha iyi olmaz mı? yorumun sonu yoktur.
bilenler bilir ki, tefsir metodolojisinde "siyak-sibak" denilen bir ilişki söz konusudur. yani herhangi bir ayet tefsir edilirken, o ayetin bir önceki ve bir sonraki ayeti de göz önüne alınarak tefsir edilir ve bir konu bütünlüğü yakalanmaya çalışılır.
dolayısıyla kur'an'dan tek bir ayeti ya da herhangi bir ayetin içinden tek bir cümleyi almak -cımbızlamak- hem anlam sorunlarına yol açar hem de kur'an'da çelişki olduğu zannına sürükler insanı. ki burada da öyle bir durum söz konusu.
Yani ateistler ayetin neresine takiliyorlar anlamak mümkün değil, peygamber cariye ya da nikahli alamaz mi kendine, o da sonuçta bir beşerdir. bir kadina ihtiyac duymasinin neresi abestir bilmiyorum. Mesele ateistler peygambere ozel bir takim hükümlere takiliyorlarsa isra suresinde de teheccud namazi sadece rasulullaha farz kilinmistir, simdi ahzab 50'ye takilan adam neden isra 80'deki teheccudu gormezden gelir, "neden digerlerine teheccud farz degil" diye sormaz anlamak ve aciklamak zor ama ben bunu ateist ahlaksizligina yoruyorum tabi...
islamda tebliğ esastır. tebliğin pek çok yolu olduğu gibi evlilikte tebliğ için bir amaçtır.
islam dini kadınlara verdiği ehemmiyetten dolayı, kadınlar arasında islamın yayılması için efendimiz s.a.v.'e bir takım kolaylıklar sağlanmıştır.
efendimiz s.a.v. tebliğ vazifesinde kadınlar arasında islamın yayılması için evlilikler yapmıştır. allah c.c 'de rasulüne kolaylık olsun diye gönderdiği ayettir.
iman sahibi olmayanlara çok açık ayetlerde anlaşılamaz gelir. hatta ayetlere düşman olanlara birşey de ifade etmeyebilir.
ayetlere düşman olmadan bakılırsa, siyeri nebi okunursa, hadisler öğrenilirse ayetler daha anlaşılır olacaktır.
ehli iman olan bu ayetlerin keyfi değil iman sahiplerinin dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştıran rehber olduğunu anlayabilir.
yorumuna girmeye zahmet etmeyeceğim ayettir. zira ondan çok
--spoiler--
bilenler bilir ki, tefsir metodolojisinde "siyak-sibak" denilen bir ilişki söz konusudur. yani herhangi bir ayet tefsir edilirken, o ayetin bir önceki ve bir sonraki ayeti de göz önüne alınarak tefsir edilir ve bir konu bütünlüğü yakalanmaya çalışılır.
--spoiler--
gibi genel lafları, pek mühim bir gerçeği açıklıyormuş edasıyla sarf edenlere takılıyorum.
hayır, ortada birinin önceki, sonraki ayetleri dikkate almamak suretiyle çarpıtma yaptığı bir ayet olsa amenna. ama böyle bir durum yok ve hemen hemen hiç olmadı. kim neden böyle bir oyun oynasın ki? böyle numaralar yapanın oyununun ortaya çıkması bir google search'e bakar. ne yani? imanlı insanlar buna bile zahmet etmeden "vay ateistler gözümüze ahzab 50'yi soktu. daha önce farketmemiştim. hemen dinden çıkayım" mı diyecek?
velhasıl ortada böyle bir durum, bu temel üzerinde oynanan bir oyun hiçbir zaman olmadığı, olması, olsa da etkisinin olması mantıken mümkün olmadığı halde din savunuculuğu yapanlar her zaman sanki böyle bir oyun oynanıyormuş izlenimi yaratmaya çalışırlar nedense!... alın ahzab 50:
muminlere, sadece teyzesi, halası, yegenleri, dayısı, amcası, yegenleri vs. Helal kılınmamıstır. Bu peygambere mahsus degildir.
Kuzenle de evlilik haram kılınmamıstır.
Çok eşliliğe zaten izin veren bir toplumda, “sınırsızca ilişki yaşamak isteyen birinin”, bu uğurda onlarca çetin savaşa girip, kitap yazmasına gerek yok ki, bunca zorluğa neden girsin…
Yani ateist ve deistlerin iddiası gibi, peygamber bu kitabı kendi yazmış olsa, zaten var olan bir hakkı Kur’an ın içine yazmasına gerek yok….
Eğer yazılacaksa da Ahzab suresinin 50. ayetinin “istediğinle evlenebilirsin”, ya da “sadece genç ve bakire hanımlarla evlenebilirsin” şeklinde olması gerekirdi… Ayetteki gibi, ayrıntılara girmeye ne gerek vardı?
Peygamberimizin çok eşliliğini sorgulayan ateist ve deistlere hep şu cevap verilir… “25 yıl boyunca kendisinden 20 yaş büyük Hz Hatice validemizle evli kaldı… Başkasıyla evlenmedi…Nefsine düşkün biri, bu evliliği neden yapsın?”
Bence daha önemli bir ayrıntı var efendimizin hayatında…
Peygamberimize ilk emir “hira” dağında gelmişti… Neden Hira dağındaydı?
O dönem Mekke, hem kervanların geçiş yolunda olması, hem de putlara ev sahipliği yapmasından dolayı panayırların kurulduğu bir eğlence merkeziydi aynı zamanda…
Peygamberimiz, Mekke kabilelerinin ileri gelenlerinden olan kureyş kabilesindendi ve ticaretle uğraşıyordu…
Peki, Mekke’nin diğer insanları gibi neden vaktini her gece bir eğlencede geçirmiyordu da, dağda tek başına inzivaya çekiliyordu…
Cevabı çok basit… Putlara tapılmasını ve toplumda yaşanan uygunsuzlukları içine sindiremiyordu…
Ayetlerden de biliyoruz… Ona inanmayanlar, ona “deli, büyücü, büyülenmiş, şair” dediler, ama hiçbir zaman “ahlaksız” demediler…
Evet, Hz Hatice ile 25 yıl evliydi… Evet, eşi vefat ettiğinde 50 yaşındaydı… Biz bu evliliği hep kitaplardan okuduk… Ama ashab, bu evliliği yaşadı… Onu, tanıyorlardı…
Eşi ölünce, her yaşta hanımla evlenebilecek ünvana sahip olmasına karşın, 50 yaşında, dul bir hanım olan Hz sevde ile evlendi… Ateist ve deistlerin iddia ettikleri gibi biri olsaydı, genç ve bakire bir hanımla evlenmesi gerekmez miydi?
Ve işin yine enteresan olan kısmı Sevde validemizle olan evliliğinin ilk “3” yılında da başka hiç kimseyle evlenmedi…
Bugün Türkiye’de yaşayan evli birini çevirip “neden tek eşlisin” diye bir soru sormayız… Çünkü toplumumuzda normal olan bu…
6. SORU: Peygamberin çok eşliliğindeki sebep nedir? Sebep islamın yayılması ise, evlilikler olmadan da bunu yapmak mümkün değil miydi?
CEVAP: Kabile kültürünün ağırlıklı olduğu bir bölge düşünün… Hatta hatırlarsanız, peygamber efendimiz as öldürmeye kalktıklarında, “her kabileden bir kişi” nin katıldığı bir ekip kurulmuştu… Ekip onu öldürmeye gittiğinde, ölümü onun yerine göze alan Hz Ali’yi bulmuşlardı…
Mekkenin ileri gelenleri, neden her kabileden birinin olduğu bir ekip kurma gereği duydular… Çünkü suçu tek başlarına işleyip, kureyş kabilesini karşılarına alacak güçte değillerdi…
Zaten amcasının peygamberimizi koruyabilmesinin esası da, hiçbir kabilenin kureyş gibi güçlü bir kabilenin karşısına tek başına çıkamamış olmasıydı…
Peygamberimiz, Kabile liderlerinin (Günümüz büyük aşiretleri gibi düşünün) kızlarıyla evlenerek, hem kalpleri islama ısındırmış, hem de islamın kan akmadan yayılmasını sağlamıştır…
ahzab suresi 50. ayet: Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
bir de nisa 34 var.
dindar arkadaşların mantıklı açıklamalarını bekliyoruz. bakalım nasıl savunacaklar? eğer bir inanç evrensel ise o günümüzün değerlerini de taşımalıdır. sizce vicdani midir kadınların 2. sınıf sayılması?
ve kutsal kitaplarda ha bire kadın ve savaştan bahsetmesi? ne kadar evrensel ve insancıl?
kendi çağdaş kadınları; pavyonda, kerhanede, parklarda, lüks otellerde, barlarda , meyhanede sürttürenlerin islam daki kadını eleştirmesidir. Ulan önce sen kendi altına yaptığın büyük abdesti gör. Bırak başkasının yellenmesini. Konu ile ilgili açıklama zaten sayfada vardır.