"allahım bizim çocuklar köşe oldu, milletin çocukları aç gezerken bu caizmidir" diye sormayı bi akıl etseydi de bi ayar alsaydı yukarıdan ama yapmaz, yapamaz, yüreği yetmez bunu sormaya, vicdanı hiç yetmez.
her türlü kalp ameliyatı türkiye'de başarı ile gerçekleştirirken allah ona cleveland'a git demiş. ulan atılır da bu kadar mı kötü atılır. onu geçtim, bu kadın kocasından devamlı bakanım, sayın bakan diye bahsediyor ki bu konudaki fikirlerimini unakıtan bakanlığı bıraktıktan sonra yazacağım. malum yasal durum.
"Kemal Bey hastalığının tedavisi için Rabbime sordum. Nerede ameliyat olması daha iyi olur?' diye. içime bir his doğdu, ABD'deki Cleveland diye... gösterdi. Rabbime şükürler olsun. " sözlerinin sahibi, ilahi güçlerle iletişime geçtiğini iddia eden ve kimsenin de " kardeşim sen gerizekalı mısın" demediği güzel insan.
bir ampül fabrikasına kocası vasıtası ile sahip olmuş maliye bakanı karısı. bal tutan belli ki sadece parmağını yalamakla kalmamış. yalamış yutmuş. bu arada yanlış bilmiyorsam kadın ortaokul mezunu (yanlış biliyor olabilirim). demek ki neymiş üniversite falan hikaye. var mı arkanda bir dayı. gerisi bitmiştir. bir de şans faktörü tabiki. bir de dünya kadar malın olacağına fındık kadar amın olsun. bir de kadınlar ço şanslı. bir de deliriyorum sanırım.
özelleştirmelere karşı basının yönelttiği sorulara "Yabancı geldiği zaman ne yapacak, orayı sırtına alıp götürecek mi?" şeklinde cevap veren ve kanımca bu tutumuyla "The Banker" dergisinin avrupanın en iyi maliye bakanı seçtiği (bkz: kemal unakitan)'ın eşi.
derginin ismiyle alakalı bir çağrışım açısından (bkz: banker bilo)
üzerinde ABD bayrağı bulunan tişörtüyle, devleti soyup soğana çeviren çocukları için: "Çok başarılı*, çok düzgün çocuklar. Ekmeklerini taştan* çıkarıyorlar. Üç-beş kuruş* kazandılar diye hemen hedef haline getirildiler." açıklamasıyla gülünçleşen bakan eşi.