bana nedense zübük filminde nevra serezli'nin canlandırdığı ibrahim zübükzade'nin eşi yektane zübükzade'yi hatırlatmış eski bakan eşi. evlendikten sonra mesleğini bırakıp başını örtmesinden sonra ailesiyle arası açılmıştır. kendisinin veciz sözü "rabbime sordum cleveland dedi", eşinin bakanlıktan olmasında akp'nin eskişehir büyükşehir'i alamamasından sonra en büyük paya sahiptir.
satar satmaz satan bakanın karısı. kusura bakmasın ama benim bildiğim allah zalimlere yol göstermez. her akpli vekil, bakan gibi allah'ın adını çirkin bir şekilde kullanmıştır. beni türk hekimlerine emanet ediniz diyen bir liderden sonra etkileyici olmamıştır.
hukuk fakültesi mezunu eski bakan eşi. evlendikten sonra hem mesleği bırakmış ya da bıraktırılmış, hem de türbana girerek evde oturmaya mecbur kalmış bayan. oldukça kuvvetli hisleri olduğunu hastane olayında göstermiştir. keşke eşine bu kriz hakkında da bi kaç yorum yapsaydı belki ekonomiye faidesi olurdu.
kendisi avukattır. 3 yıl avukatlık yapmış daha sonra bilmediğim merak da etmediğim bir nedenden dolayı bırakmış mesleği. sorun şu ki hiçbir sıfat, kariyer, medeni durum ya da bilumum gerekçeler çok saçmalıyor olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
parayla imanın kimde olacağı bilinmez deyişini hatırlatan durumdur.
fakat son rab-ahsen hanım konuşmasını duyunca ikisinin de aslında kimde olduğunu net biçimde gözümüze sokulduğu durumdur ayrıca.
türkiye cumhuriyeti nin maliye bakanı olunca sözkonusu. neyse ya daha fazla yorum yapmayayım terbiyem bozulucak. bir de ergenekon savcıları tetikte neme lazım.
son vecizesiyle aklıma direk beni (evet bildiğim şahsımı) aklıma getiren kadın. şöyle ki; babama 3 ay önce 4. evre akciğer kanseri teşhisi konuldu (bkz: küçük hücreli dışı akciğer karsinomu). ben de çok yalvardım allah' a; rabbim babamı kurtar bu hastalıktan, bir şifa ver, bir yol göster, bir derman bağışla allah' ım diye. ama gel gör ki babamın hastalığı gün be gün kötüye gitti, bir sürü yan hastalıklar ortaya çıktı (kan pıhtılaşması, akciğerde enfeksiyon patlaması ve beyne atması, kronik solunum yetersizliği, koah, delirium vs).ama bu zat- ı muhterem ve nerdeyse hazret-i ahsen unakıtan tek bir duayla allah' tan direk yardım aldığını beyan ediyor. Bu durumda ortaya iki sonuç çıkıyor.
1- benim babam allah' ın yardım etmek istemediği bir kulu. ama kemal unakıtan sevdiği, bir tek duayla torpil geçtiği bir kulu. bu durumda ahsen unakıtan' da yarı peygamber sayılır herhalde.
2- ahsen unakıtan allah' ın kendisine ayrıcalık yaptığını, kendini ve kocasını diğer kullardan üstün gördüğünü iddia etmek suretiyle çok büyük günaha girmiş bir fani.
iki durumun da ne bana, ne diğer normal! insanlara bir faydası yok.
"Kemal Bey hastalığının tedavisi için Rabbime sordum. Nerede ameliyat olması daha iyi olur?' diye. içime bir his doğdu, ABD'deki Cleveland diye..."
Açıklamasını yapan maliye bakanı kemal unakıtan'ın eşidir.. Böyle talihsiz bir açıklamada bulunacağına; 'ben mesihim' deseydi şayet sanırım bu kadar çok tepki çekmezdi..
Edirne nin güzide insanlarından biri olup eşiyle fazlasıyla uyum içerisinde olan ender kişilerden dir. Yakinen tanıyor olmam bunları rahatça söylememe neden oluyor.
komik kadındır. hayır yani çevir çevir tekrar izle öyle böyle değil. kendisini çeken gazetecilere şöyle diyor büzük ; '' enfeksiyon kaptım şöyle uzak durun öhöö öhöö bakın öksürüyorum'' öhöö öhöö...
"rabbim bana tasarruf ampulü işine girin dedi" açıklamasını da pek yakında yapmasını beklediğimiz şahsiyet. akabinde "kemal'e de ihaleleri kızına ver dedi" gelebilir.