vatan aşkıyla yandığı düşüncesini empoze etmeye çalışan sanatçı.
insanın içindeki volkan patlamasına en belirgin örnek, böyle bağırılmaz böyle haykırılmaz yani.
ahmet şafak'ı önce sanatçı olarak tanır,
sonra yazarlık fikir adamlığı gibi yönlerini keşfedersin.
eğer aklın ve bilgin ahmet şafakı algılamaya yetiyorsa,
içinde ki ahmet şafak aşkı giderek alevlenir
ve bir kıvılcımın yaktığı koca bir şehir gibi sarmalar seni.
saman alevi gibi hemen parlayıp çabucak sönmez bu aşk.
bu aşkın içinde allah aşkı, bayrak, vatan, millet aşkı vardır.
işte bu aşkın iki kelime ile tarifidir ahmet şafak!...
konserlerinde adeta kendinden geçen,
sahnedeki performansını başka hiçbir sanatçıda göremediğim muhteşem ötesi,
yaşayan efsane gerçek anlamda bir sanat adamıdır.
ahmet safak gerçek bir vatanseverdir ve kuru,
içi boş milliyetçilik değildir onun yaptığı.
azerbaycanla ilgili çıkışları üzerinde durup düşünmemiz lazım.
ve günümüzün çağdaş ozanı ahmet safak, geçmişle gelecek arasında şarkılarıyla, kitaplarıyla köprü olmaya devam ediyor. onu anlamak, hayat felsefesini kavramak gereklidir.
bugün şu anda satışta olmayan 1992 ve 1994 basımlı iki eserini ( kavramlara dokunmak - türk asrına girerkek ndünya türklüğü uyanıyor ) almış bulunmakatayım.. bu kitapları bulmak işçin çok uğraş verdim.. yaklaşık bir senedir internetten arıyordum ve bir sahaftan bbu iki önemli eseride buldum. mutluyum.. şimdi ilk işim bunları okumak olacak..
ali kınık ve osman öztunç için söylediği bir şarkı:
ne çileler geldi geçti gözümden
ikrah ettimtövbe ettim şaştımben
kara gözlü ceylan düştü önüme
ardı sıra sevdaiçin koştumben
bendedim ben ağladım
paralandım dalım vurdu göğsüme
yaralandım ele güneş doğdu
sabah oldu hey ben mateme
giripde karalandım (3) heyyy
bugün bir yanım ali bir yanım osman
hem aliye hem osmana bu canım kurban
bugün hem aliyim ben hem osmanım
sol yanıma kurşunyedim
düştü sağyanım toprak sağ yanım
geceleri sevdanla gündüz ettim
karanlığı yürğimle açtım ben
ayrılığa gayrılığa dur dedim
sol yanın la sağ yanımla coştum ben
ben demeyi bıraktım da biz dedim
sade bana doğan güne az dedim
yanar dağlar kavurduı her yanımı
ateşteyim aşka dair közdedim
bugün bir yanım ali bir yanım osman
hem aliye hem osmana bu canım kurban
bugün hem aliyim ben hem osmanım
sol yanıma kurşunyedim
düştü sağyanım toprak sağ yanım .
Biz ki dünya derdine yalın kılıç dalmışız
Almışız aşk yarası orta yerde kalmışız
Elimizde kirmanı taşı deler termeni
Neyleriz Eğileni biz ayakta ölmüşüz
Satmışız anasını acı demin devranın
Tutmuşuz yakasından ol pirimiz hünkarın
Bizi bilenler bilir bilmeyene bildirir
Yiğidi gam öldürür Aşk diyerek davranın
Usta Usta usta
Bi Gözleri ahu yar
Kul etti felek bizi düştük kahpe pazara
Kul etti felek bizi haram tutsa huylanır
Gaybana elimizi
Yar şaçına dolayıp kendimizden geçmişiz
Usta usta usta
Biz ki gönül ehliyiz
Aşkı meslek bilmişiz
Gökte dalganlanmışız aşk için eğilmişiz
Belli ki bu devrana biz ait değilmişiz
Muradımız yiğitlik
Bize canan can gerek
Bize canan can gerek
Bu devrana han gerek
Her gönüle sultan gerek
Aşkı sultan bilmişiz
Geçmişiz deryaları gözlerde ovulmuşuz
Düşmüşüz can toprağa
Namerde düşmemişiz
en son internetten bir konserinde gördüm. sanatçılığı da bitmiş. adam söyleyemiyor. zaten sahne performansı pek iyi değildi, şimdi tamamen bitik. o ne öyle ya!
oysa yalnız kurt albümü süperdi. benim deli gibi dinlediğim zamanlar... o da o zamanlar söylüyordu yani. kalite falan kalmamış, çok düşmüş.
04 haziran denizli konserinde beni benden geçiren duruşuyla, bakışıyla, sesiyle, besteleriyle açık havayı dolduran binlere unutulmaz bir gece yaşatan adam gibi adam.
yıllar önce katıldığı süper star programının bitimnde sitesinden sevenlerine yazdığı mektup. bu yazıyı okuyunca daha çok sevdim ben ahmet şafakı..
12 Eylül tarihi itibariyle başladığımız Süperstar Serüveni 26 Ekim itibariyle sona ermiştir.Öncelikle bu program çerçevesinde şahsıma gösterilen destek,katkı,sevgi ve anlayış noktasındaki alakaya çok teşekkür ederim. Bir düşüncenin,bir fikrin enerjiye dönüşmesi konusunda bu programın önemli vasat olduğu fikrimi yineliyorum.Zira bizim açımızdan başmbaşka bir tecrübe olmuştur.Ve bu tecrübe etrafında buluşma kararlılığı göstermişizdir.Bu tecrübeyi birlikte oluşturduk.Çünkü biliyorum pek çoğumuz bu tecrübeyi baştan yaşamak istemedik.Bize göre değildi.Bizim için değildi.Bu tecrübeye başlarken kendimi rahatsız hissettiğimi itiraf etmeliyim.Orada bulunan sanatçı arkadaşlarla he anlamda farklı bir duruş arzediyorduk.Dünyaya bakışımız,çizgimiz,ideolojimiz, insana bakışımız her anlamda farklıydı.Ama ortada bir gerçek vardı.Televizyon ekranı ve biz. Ahmet Şafak'ı şöhretini pekiştirme,kişilik haklarını koruma ya da Yalnızkurt imajını muhafaza etme önceliği varlığımı armağan ettiğim çizgime potansiyel bir ihanet anlamı taşıyordu.itiraf etmeliyim bu psikolojiyi bir süre taşıdım.Yani Ben Ahmet Şafak'tım ve imajım orada zedelenebilirdi.Ama Ahmet Şafak aynı zamanda bir büyük anlayışın Türk Milletini yaşama ve yaşatma ülküsünün de fedaisiydi.Bu fedainin millet davasını anlatmak için fırsat olabilecek bir tanıtım imkanını reddetmesi bencil bir davranış olacaktı. Bu fırsatı kaçıramazdım.Süperstarda olma gerekçem tamamen budur.Başından beri bilgim,kapasitem ve konuşma yeteneğim ölçüsünde buna hizmet etmeye çalıştım.Ne söylediysem hakikat penceresinden bakarak söyledim.Hakikatin,gerçeğin dilini konuşmaya çalıştım.En önemlisi o ekranlara başmbaşka bir dil getirmeye,televizyondan bambaşka bir anlatımın kelimelerini duyurmaya çalıştım.Bir müzik-eğlence programında tarihin,kültürün,şiirin konuşulması bir ilktir.ATV gibi bir kanalda KÜRŞAT atamızın telaffuzu bir ilktir.Bir ülkücünün başkaları yerine kendisini feda etmesi gerektiğini açıklılıkla,sistem bozarak,format değiştirerek yüksek sesle ifadesi bir ilktir.ATV ekranlarında Türkiye'de var olan rezil sisteme karşı olunduğunu deklare etmek bir ilktir.Müzik-Eğlence programında Necip Fazıl'ın,Ahmet Arvasi'nin adlarının geçmesi bir ilktir.Sanatın siyasetle ilişkisinin açıklanması ve bunun magazin gazetecilerince de itirafı bir ilktir.Gerçek sanatçının halkın halkın değer yargılarının yanında olması gerektiğini belirtmesi,bilgiyle mücehhez olması lazım geldiğini söylemesi bir ilktir.Binr sanatçının günümüz toplum yapısının mabetine dönüştürülen televizyonlarda bu yol çıkmaz sokak diye mabedin sakinlerinin yüzüne bakarak konuşması da bir ilktir.Bu ilkleri uzatabiliriz.Ama bir ilk daha var ki işte onu dile getirmek gerekir.Bir ülkücü sanatçının yukarda saydığım ilkleri gerçekleştirmesi gibi ilk defa aslanların önüne atılan bir gladyatör gibi başka iklimde temsiliyette bulunması.Evet bu ilkin altını çizmek gerekir.Ben Ahmet Şafak olarak burada kesinlikle öz güvenin öne çıkması gerektiği konusunda bir duruş sergilediğimi gördüm.Katıldığımız tv programlarında program sunucularının önünde iki büklüm eğilen bazı arkadaşların görüşlerinin aksine bu arenada bulunmak gerekirdi.Bulunuş bizim çizgimize ,duruşumuza,adamlığımıza ve ideolojik doluluğumuza tekabül eden bir öz güven hücum hareketidir.Ve en fazla da buyüzden yüce Rabbime hamd-ü sena ediyorum: Yüzümü kara çıkarmadığı için. Değerli Gönüldaşlarım. Bütün mesajlarınızı okudum,okuyorum,kimisine yanıt veriyorum.Bugün geldiğimiz noktada tek yürek oluşumuzu görmekten dolayı mutlu olduğumu belirtmek istiyorum.Kimileriniz programın başlangıcında saygı dolu ifadelerle serzenişte bulunup programda yer almamamı bazen kelimelerle bazende metinarkası duygularla dile getirdiniz. iyiniyetinizi,sevginizi,sebebinizi biliyordum,anlıyordum.Ama ne yapacağıma olan inancım bana yol gösterdi.Aklıma Allahın Sevgilisi Resül'ü Ekrem'in HUDEYBiYE ANLAŞMASI geldi.O anlaşma çerçevesinde islam ileri gelenlerinin geçirdiği sarsıntı geldi.Müşriklerin Peygamberimizin Allah'ın elçisi olmadığı yönündeki iddiaları anlaşma metnine girmiş,Peygamberimiz de bu maddeyi kabul etmişti.Hz.Ali bu metni yazmadı.Üzüldü,Peygamberimize yalvardı,"kabul etme" diye Peygamberimiz Divit'i Hz Ali'nin elinden alıp kendi yazdı. Allahın Habibi bizim Yolbaşçımız Hz Muhammed(Ona salat ve selam olsun)biliyordu.Zaman bizim içindi,şartlar Allahın indindeki rüzgardı ve bizim için esecekti ve en önemlisi müşrik'in eşyaya tutkusu karşısında islamın ülküye bağlılığıydı esası değiştirecek güç.Peygamberimiz bir ülkü etrafında Allaha bağlanan gücün galebe çalacağını biliyordu. Anlaşmaya imzasını koydu.Hudeybiye Anlaşması incelendiğinde islam için son derece zararlı maddeler içeriyordu.Ama özgüven,inanç,bilgi ve atılacak her adımın Allah rızasına matuf olması zamanın haritasını değiştirecek bir gerçekti. işte dostlarım,gönüldaşlarım ben bu gerçeğin izinde orada oldum.Kendimi değil görüşlerimi aktardım.Duruşumun millet evladı olmaklığımın tabi sonucu sanatımın milletin hizmetinde olmaklığının açılımı olarak ifade ettim.Ülkücü Dünya görüşü medya dünyasında kabul edilebilir,telaffuz edilebilir bir bir şey değilken bunu en kaypak ve en kaygan zemin olan müzik-eğlence alanında ifade ettim ve sonucun olumlu olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.Bundan sonra millet davasını yaptığı sanatıyla zirveye çıkaracak olan sanatçı arkadaşlarımın medyada kendilerini ifade etmekten kaçınmamalarını,ifade ederken kameranın gözüne gözüne bakmalarını,ben değil biz demelerini,derken de göz ışıklarının da ha da parlamasını dilerim. Sizlere de çok teşekkür ederken bir hususta duygularınıza dokunmak isterim.Programdan ayrılış biçimimi yorumlarken şahsıma karşı haksızlık yaplıdığı anlayışını savunan bazı arkadaşlarıma şu gerçeği hasseten belirket isterim.Orada bize karşı haksızlık yapılmamıştır.Orada herkes kendisi gibi davranmıştır.Sanatçı arkadaşlarda,jüri de ve yapımcıda.Biz kimseden hakkımızı teslim etmeyi beklemeyiz.Biz kimseden o yarışmada kalma doğrultusunda görüş beyan etmesini beklemeyiz.Bu duruşumuza ters bir durum arzeder.O zaman bu arkadaşlarımın beni hala anlamadığına hükmederim.Bu program bizim için fikirlerimizi anlatma zeminiydi.Bu zemin artık bulunamaz duruma gelmişti ve ayrılmak tıpkı başlamak gibi doğay ve doğru bir davranış olacaktı.Aksine şu noktaya kadar dileklerimizi.isteklerimizi söyleyebilme fırsatı bulduğumuz için herkese teşekkür ediyoruz.Bence konuşulması gereken şey bu olmalıdır.Soru şu:Ahmet Şafak yaklaşık bir buçuk ay süren bu yarışmada üzerine düşeni yapmışmıdır?Meramımızı anlatmışmıdır?Televizyonlarda farklı ve ölçülü davranmışmıdır.Vatansever duruşunu bozmuşmudur?Türkçe anlatım kurallarına aykırı davranmışmıdır?Bilgi anlayışımızı,görgü anlayışımızı iyi ifade etmişmidir?Eğilmiş,bükülmüşmüdür?Nezaket kurallarına uymuşmudur?Bir lider,ağabey sanatçı çizgisine uygun hareket etmişmidir?Bunları konuşalım ya da cevabını arayalım. Sizleri seviyorum.Hakkınızı helal edin.Ama yolumuz bitmedi.Yola devam.Hayat bir mücadeledir ve bizim söyleyecek çok sözümüz,türkülerimiz var. Allaha Emanet olun.
önce kulağini verirsin sözleri hissedersin sonra gönlünü açarsin melodi'ye...
ikisini buluşturduğunda armudun sapini üzümün çöpünü hala hatirliyorsan gönlünü bu işe verememişsin demektir.
şarkilar güzel söylenmek için vardir. besteler hüviyet cüzdani istemez..
bu seçim dönemindede partisi ve inandığı kutsal dava için seçim şarkıları hazırlamasını
bekliyorum.zira daha önce bu işin altından çok güzel kalktı.eminim yine başarılı olacaktır.
Ahmet şafak resmi internet sitesinin, cuma gün bakü'de düzenlenecek olan büyük solo konser ile ilgili bugün yayınladığı haberdir.. :
AHMET ŞAFAK BAKÜ'DE....
Sanatçımız Ahmet Şafak 18 Mart konser hazırlıklarını yerinde izlemek üzere Bakü'ye geldi.Sanatçımız Azerbaycan-Türkiye Tarihinin en anlamlı konserine imza atmak için gerçekleştirilen çalışmaları ilgiyle takip ediyor.Türkiye medyasının seçkin temsilcilerinin katılacağı Ahmet Şafak konserinin Türk Dünyasında büyük yankı uyandıracağı belirtiliyor.