komünist olmadığı için ülkücü olduğu için bazılarına göre faşistdir.onlar o hayal alemlerinde yaşaya
dursunlar ahmet şafakda şarkılarını türkülerini söylemeye devam etsin.
bugün istanbul Üniversitesi'nde düzenlenecek olan "Medyada Türk Müziği’nin Durumu ve Popüler Kültür isimli panele sanatçı ve fikir adamı ahmet safak'ta katılacakmış. Ilgililerin dikkatine..
Yüreksizlerin yıldızlar kadar olduğu güzel yurdumda, bir güneş, yalnız bir güneş varki o güneş, milletini aydınlatmak için eserler üretiyor, Kitaplar yazıyor, milletinin derdiyle dertleniyor. Aydın sanatçılığın gereğini türkiye'nin alışık olmadığı bir tarzla, bilgi ve birikimli bir fikir adamı sıfatıyla yerine getiriyor. kürt açılımı meselesinde ve Referandum sürecinde hiç bir sanatçı Ahmet Şafak kadar yürekli olamadı. Ahmet Şafak Referandumda hayır'ın rengi olan kahverengi kostümler ile konserlerinde Beyler bu vatan size neyledi derken, gündem sanatçılarının derdi '' sevgili yari''ydi.
Ahmet Şafak, konserlerim azalır diye düşünerek sahne yapmadı, milletine; bu yol çıkmaz sokak! bir durun bir düşünün titreyip kendinize dön'ün demenin mücadelesini verdi yıllarca. milletini bu alacakaranlık kuşağına sürükleyen iktidar sahiplerine bir isyandı onunkisi. Milli kimliğimizi kimliksizleştirmeye, türksüz bir devlet modeli oluşturmaya çalışanlara karşı bir başkaldırıydı. işte bu yüzden yalnız kurt diye anıldı yıllarca. idealleri uğrunda tek başınada kalsa bile büyük bir ordu, yenilmez bir savaşçı.Yalnız ve korkusuz.
Yalnız o diyebildi, akp'ye beyler bu vatan size neyledi diye.
Çünkü bir tek sanatçı o vardı
zalimlerin karşısında eğilmeyen, kula
kulluk etmek yerine millet
düşmanlarına, şahsi çıkarları pahasına
eyvallah etmeyen.
Ahmet şafak resmi internet sitesinin, cuma gün bakü'de düzenlenecek olan büyük solo konser ile ilgili bugün yayınladığı haberdir.. :
AHMET ŞAFAK BAKÜ'DE....
Sanatçımız Ahmet Şafak 18 Mart konser hazırlıklarını yerinde izlemek üzere Bakü'ye geldi.Sanatçımız Azerbaycan-Türkiye Tarihinin en anlamlı konserine imza atmak için gerçekleştirilen çalışmaları ilgiyle takip ediyor.Türkiye medyasının seçkin temsilcilerinin katılacağı Ahmet Şafak konserinin Türk Dünyasında büyük yankı uyandıracağı belirtiliyor.
bu seçim dönemindede partisi ve inandığı kutsal dava için seçim şarkıları hazırlamasını
bekliyorum.zira daha önce bu işin altından çok güzel kalktı.eminim yine başarılı olacaktır.
önce kulağini verirsin sözleri hissedersin sonra gönlünü açarsin melodi'ye...
ikisini buluşturduğunda armudun sapini üzümün çöpünü hala hatirliyorsan gönlünü bu işe verememişsin demektir.
şarkilar güzel söylenmek için vardir. besteler hüviyet cüzdani istemez..
yıllar önce katıldığı süper star programının bitimnde sitesinden sevenlerine yazdığı mektup. bu yazıyı okuyunca daha çok sevdim ben ahmet şafakı..
12 Eylül tarihi itibariyle başladığımız Süperstar Serüveni 26 Ekim itibariyle sona ermiştir.Öncelikle bu program çerçevesinde şahsıma gösterilen destek,katkı,sevgi ve anlayış noktasındaki alakaya çok teşekkür ederim. Bir düşüncenin,bir fikrin enerjiye dönüşmesi konusunda bu programın önemli vasat olduğu fikrimi yineliyorum.Zira bizim açımızdan başmbaşka bir tecrübe olmuştur.Ve bu tecrübe etrafında buluşma kararlılığı göstermişizdir.Bu tecrübeyi birlikte oluşturduk.Çünkü biliyorum pek çoğumuz bu tecrübeyi baştan yaşamak istemedik.Bize göre değildi.Bizim için değildi.Bu tecrübeye başlarken kendimi rahatsız hissettiğimi itiraf etmeliyim.Orada bulunan sanatçı arkadaşlarla he anlamda farklı bir duruş arzediyorduk.Dünyaya bakışımız,çizgimiz,ideolojimiz, insana bakışımız her anlamda farklıydı.Ama ortada bir gerçek vardı.Televizyon ekranı ve biz. Ahmet Şafak'ı şöhretini pekiştirme,kişilik haklarını koruma ya da Yalnızkurt imajını muhafaza etme önceliği varlığımı armağan ettiğim çizgime potansiyel bir ihanet anlamı taşıyordu.itiraf etmeliyim bu psikolojiyi bir süre taşıdım.Yani Ben Ahmet Şafak'tım ve imajım orada zedelenebilirdi.Ama Ahmet Şafak aynı zamanda bir büyük anlayışın Türk Milletini yaşama ve yaşatma ülküsünün de fedaisiydi.Bu fedainin millet davasını anlatmak için fırsat olabilecek bir tanıtım imkanını reddetmesi bencil bir davranış olacaktı. Bu fırsatı kaçıramazdım.Süperstarda olma gerekçem tamamen budur.Başından beri bilgim,kapasitem ve konuşma yeteneğim ölçüsünde buna hizmet etmeye çalıştım.Ne söylediysem hakikat penceresinden bakarak söyledim.Hakikatin,gerçeğin dilini konuşmaya çalıştım.En önemlisi o ekranlara başmbaşka bir dil getirmeye,televizyondan bambaşka bir anlatımın kelimelerini duyurmaya çalıştım.Bir müzik-eğlence programında tarihin,kültürün,şiirin konuşulması bir ilktir.ATV gibi bir kanalda KÜRŞAT atamızın telaffuzu bir ilktir.Bir ülkücünün başkaları yerine kendisini feda etmesi gerektiğini açıklılıkla,sistem bozarak,format değiştirerek yüksek sesle ifadesi bir ilktir.ATV ekranlarında Türkiye'de var olan rezil sisteme karşı olunduğunu deklare etmek bir ilktir.Müzik-Eğlence programında Necip Fazıl'ın,Ahmet Arvasi'nin adlarının geçmesi bir ilktir.Sanatın siyasetle ilişkisinin açıklanması ve bunun magazin gazetecilerince de itirafı bir ilktir.Gerçek sanatçının halkın halkın değer yargılarının yanında olması gerektiğini belirtmesi,bilgiyle mücehhez olması lazım geldiğini söylemesi bir ilktir.Binr sanatçının günümüz toplum yapısının mabetine dönüştürülen televizyonlarda bu yol çıkmaz sokak diye mabedin sakinlerinin yüzüne bakarak konuşması da bir ilktir.Bu ilkleri uzatabiliriz.Ama bir ilk daha var ki işte onu dile getirmek gerekir.Bir ülkücü sanatçının yukarda saydığım ilkleri gerçekleştirmesi gibi ilk defa aslanların önüne atılan bir gladyatör gibi başka iklimde temsiliyette bulunması.Evet bu ilkin altını çizmek gerekir.Ben Ahmet Şafak olarak burada kesinlikle öz güvenin öne çıkması gerektiği konusunda bir duruş sergilediğimi gördüm.Katıldığımız tv programlarında program sunucularının önünde iki büklüm eğilen bazı arkadaşların görüşlerinin aksine bu arenada bulunmak gerekirdi.Bulunuş bizim çizgimize ,duruşumuza,adamlığımıza ve ideolojik doluluğumuza tekabül eden bir öz güven hücum hareketidir.Ve en fazla da buyüzden yüce Rabbime hamd-ü sena ediyorum: Yüzümü kara çıkarmadığı için. Değerli Gönüldaşlarım. Bütün mesajlarınızı okudum,okuyorum,kimisine yanıt veriyorum.Bugün geldiğimiz noktada tek yürek oluşumuzu görmekten dolayı mutlu olduğumu belirtmek istiyorum.Kimileriniz programın başlangıcında saygı dolu ifadelerle serzenişte bulunup programda yer almamamı bazen kelimelerle bazende metinarkası duygularla dile getirdiniz. iyiniyetinizi,sevginizi,sebebinizi biliyordum,anlıyordum.Ama ne yapacağıma olan inancım bana yol gösterdi.Aklıma Allahın Sevgilisi Resül'ü Ekrem'in HUDEYBiYE ANLAŞMASI geldi.O anlaşma çerçevesinde islam ileri gelenlerinin geçirdiği sarsıntı geldi.Müşriklerin Peygamberimizin Allah'ın elçisi olmadığı yönündeki iddiaları anlaşma metnine girmiş,Peygamberimiz de bu maddeyi kabul etmişti.Hz.Ali bu metni yazmadı.Üzüldü,Peygamberimize yalvardı,"kabul etme" diye Peygamberimiz Divit'i Hz Ali'nin elinden alıp kendi yazdı. Allahın Habibi bizim Yolbaşçımız Hz Muhammed(Ona salat ve selam olsun)biliyordu.Zaman bizim içindi,şartlar Allahın indindeki rüzgardı ve bizim için esecekti ve en önemlisi müşrik'in eşyaya tutkusu karşısında islamın ülküye bağlılığıydı esası değiştirecek güç.Peygamberimiz bir ülkü etrafında Allaha bağlanan gücün galebe çalacağını biliyordu. Anlaşmaya imzasını koydu.Hudeybiye Anlaşması incelendiğinde islam için son derece zararlı maddeler içeriyordu.Ama özgüven,inanç,bilgi ve atılacak her adımın Allah rızasına matuf olması zamanın haritasını değiştirecek bir gerçekti. işte dostlarım,gönüldaşlarım ben bu gerçeğin izinde orada oldum.Kendimi değil görüşlerimi aktardım.Duruşumun millet evladı olmaklığımın tabi sonucu sanatımın milletin hizmetinde olmaklığının açılımı olarak ifade ettim.Ülkücü Dünya görüşü medya dünyasında kabul edilebilir,telaffuz edilebilir bir bir şey değilken bunu en kaypak ve en kaygan zemin olan müzik-eğlence alanında ifade ettim ve sonucun olumlu olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.Bundan sonra millet davasını yaptığı sanatıyla zirveye çıkaracak olan sanatçı arkadaşlarımın medyada kendilerini ifade etmekten kaçınmamalarını,ifade ederken kameranın gözüne gözüne bakmalarını,ben değil biz demelerini,derken de göz ışıklarının da ha da parlamasını dilerim. Sizlere de çok teşekkür ederken bir hususta duygularınıza dokunmak isterim.Programdan ayrılış biçimimi yorumlarken şahsıma karşı haksızlık yaplıdığı anlayışını savunan bazı arkadaşlarıma şu gerçeği hasseten belirket isterim.Orada bize karşı haksızlık yapılmamıştır.Orada herkes kendisi gibi davranmıştır.Sanatçı arkadaşlarda,jüri de ve yapımcıda.Biz kimseden hakkımızı teslim etmeyi beklemeyiz.Biz kimseden o yarışmada kalma doğrultusunda görüş beyan etmesini beklemeyiz.Bu duruşumuza ters bir durum arzeder.O zaman bu arkadaşlarımın beni hala anlamadığına hükmederim.Bu program bizim için fikirlerimizi anlatma zeminiydi.Bu zemin artık bulunamaz duruma gelmişti ve ayrılmak tıpkı başlamak gibi doğay ve doğru bir davranış olacaktı.Aksine şu noktaya kadar dileklerimizi.isteklerimizi söyleyebilme fırsatı bulduğumuz için herkese teşekkür ediyoruz.Bence konuşulması gereken şey bu olmalıdır.Soru şu:Ahmet Şafak yaklaşık bir buçuk ay süren bu yarışmada üzerine düşeni yapmışmıdır?Meramımızı anlatmışmıdır?Televizyonlarda farklı ve ölçülü davranmışmıdır.Vatansever duruşunu bozmuşmudur?Türkçe anlatım kurallarına aykırı davranmışmıdır?Bilgi anlayışımızı,görgü anlayışımızı iyi ifade etmişmidir?Eğilmiş,bükülmüşmüdür?Nezaket kurallarına uymuşmudur?Bir lider,ağabey sanatçı çizgisine uygun hareket etmişmidir?Bunları konuşalım ya da cevabını arayalım. Sizleri seviyorum.Hakkınızı helal edin.Ama yolumuz bitmedi.Yola devam.Hayat bir mücadeledir ve bizim söyleyecek çok sözümüz,türkülerimiz var. Allaha Emanet olun.