ahmet yildiz olmedi

entry564 galeri0
    519.
  1. 520.
  2. uludağ sözlük diyince aklıma ilk gelen efsane. bu efsanenin canlı şahidi olduğum için gurur duyorum kendimle. allaha da şükrediyorum.
    3 ...
  3. 521.
  4. bu nick ile yazarken daha kaliteli olduğunu düşündüğüm sözlük ibzarı. hani 100 dolar ederi vardı o açıdan diyorum... sonradan bozdu kendisini, kimbilir belki de halka açılmanın gereğini yerine getirdi. ya da, ya da ekonomik krizden etkilenmiş de olabilir. bu da ikinci ihtimaldir...

    velhasıl alenen ne olduğunu söyleyebilecek kadar delikanlı(!) bir ibzardı. gizliden gizliye ibnelik peşinde olanlara örnek olması dileklerimiz ile...
    3 ...
  5. 522.
  6. uludağ sözlük'ü takip ettigim son bir yılda yazılarıyla olay çıkartmayı başaran iyi yazar.
    1 ...
  7. 523.
  8. yazarı tanımasamda kardeşinin başına gelen olay üzmüştür. kendisi farklı bir renktir. ibne midir? - orası beni ilgilendirmez. ama tahamülsüzlük duvarlarımızın ince zarını delerken anlamsızlığa düşmemek gerekir. esenlikler...
    1 ...
  9. 524.
  10. yeni bir yazar olarak sahalara dönüp hortladığını düşündüğüm eski bir yazar.
    1 ...
  11. 525.
  12. yaşam tarzı size çok ters gelse bile; bazı insanların değeri ve ortama kattıkları renk, olmadıkları zaman daha iyi anlaşılıyor. bu insanların eksikliği; adeta, sözlük tuvalindeki bir rengin eksikliği kadar dikkat çekici oluyor.

    dr cureklibatur ve bay arkin'in haklı tenbihlerine rağmen, sivri bir dille eleştirdiğim yazarlardan birisi idi o.

    hatalı olduğumu anladığımda o, artık sözlükte yoktu. özel bir mesajla olsun; bir özür dahi dileyemeden silinip gitti sözlükten.
    1 ...
  13. 526.
  14. 527.
  15. tak diye aklıma gelen yazar. yazarlar daha dogrusu. iki tane velet güzel yemişti zamanında sözlüğü, ama iyi de olmuştu hani. güzel eğlenmiştik. her ne kadar araştırma konusu olarak kullanılmış gibi olduysak da, keşke bir ahmet yildiz ölmedi daha gelse sözlüğe demiyor da değilim hani.
    1 ...
  16. 528.
  17. müslüman ve sözde ırkçı olmayan insanların bu eşcinsel gay veya her ne diyorsanız arkadaşın nick altına yardırması gerçekten bu ülkenin ne kadar sikimsonik bir hal aldığını gösteriyor sanırım. müslümanlık hoşgörü diniydi hani. hani iyiliklerin diniydi? bu eşcinsellik gaylik doğuştan gelen bir şey değil midir sorarım ben sana. eğer değildir dersen de senin * ben. hani ırkçılık kötüydü hani tü kakaydı şimdi 2 tane zararsız gaylere laf atarak yaptığın ırkçılık değil mi? sen yat kalk dua et de senin ileride doğacak erkek çocuğunu birileri kıstırıp tenhada tecavüz etmesin. bak bakalım insanlar nasıl gay oluyormuş uygulamalı olarak öğrenirsin o zaman. hade eyv. *
    6 ...
  18. 529.
  19. bu gün "şukela" kısmına tıkladığımda görüp hatırladığım yazardır.
    bir zamanlar bütün sözlükle dalga geçerek i.nelik yapmıştı meğer cinsel tercihi değil hayatı i.nelikmiş.
    5 ...
  20. 530.
  21. kesinlikle bir genç kızın bakireliğinin son yarım saati ile insan düşüncelerini son derece iyi bir şekilde anlatmayı başarmış yazar.
    2 ...
  22. 531.
  23. silindi mi kendi isteğiyle mi gittiğini bilmediğim yazar.
    1 ...
  24. 532.
  25. nick altına yazılanı görünce geri geldi sandım. özlemişim lan.
    5 ...
  26. 533.
  27. uludağ sözlük'ün unutulmayacakları arasında yer alan, sözlüğe farklı renkler katmış ve sözlüğün şimdiki sıradanlığı düşünülünce, yazdığı günleri özlenen kimse.
    2 ...
  28. 534.
  29. 535.
  30. öncelikle; (bkz: sesli güldüm)

    yaklaşık olarak öğlen saatleri 11:44 itibari ile kendisini incelemeye aldığım bir roman kahramanı. kalemi sağlam bir yürekli. davasını savunan ve peşinden giden bir cesaret timsali. helal olsun nidaları attıran hayali yazar. kimse beni bu sabit fikrimden geri çeviremez. hayali bir karakterden öteye geçmeyecek bir efsane.

    kutluyorum kendisi veya her ikisini de. bu kadar akıcı bir kitap okumamıştım*. nickaltını okuyanlar kısa bir yolculuğa çıkacaktır eminim. onu şu an dışlayanlar ise son derece haklılar. zira, kobay olarak rızasız kullanılmak kimsenin hoşuna gitmez, benim de hoşuma gitmedi açıkçası. geçmiş bir konu ama yazmak istedim. tutamadım kendimi ayo*adam usta bir şekilde tezini savunmuş ve uygulama yapmıştır. amacına ulaştı mı peki? hayır bu ülkede, hala hoş karşılanmayan durum söz konusu bu. onca zaman hikaye derlemiş yazmışsınız ilk ağızlardan dinlemişsiniz, olabilir. o da yetmezmiş gibi kendisini kötüleyen kişilere burdan çemkirmiş. ben buyum diye. ama okumam bittikten sonra büyük ve kocaman bir hass...r çektim. kafamda oluşan hayali kişi silinmedi. iyi ki aynı nesilden değilim dedim sonrasında, muhtemelen destekçisi olacaktım çünkü ve sonrasında üzülecektim apışıp kalacaktım belki o gerçeği öğrendiğimde. kötü yapmışsın be cem c. vallahi üzüldüm. bu ülke hala temiz ve saf yürekli kişileri barındırıyor. her lafa kanacak kadar saf bir kesim dahi olabiliyor çoğu zaman. nasıl bir duygu bu biliyor musunuz? elinize aldığınız bir kitabın gerçek bir hayattan uyarlanmış olduğunu duyuyorsunuz ve o da ne? kitap bittiğinde sonsöz olarak hikayedeki kahramanların hayal ürünü olduğunu okuyorsunuz. ne büyük düş kırıklığıdır o. ne diyelim, yarattıkları hayali kahramanıyla mutluluklar diliyorum.
    1 ...
  31. 536.
  32. 537.
  33. 538.
  34. özletmiştir kendisini. tmama fakeydi, troydu falan ama özledik lan..
    2 ...
  35. 539.
  36. 540.
  37. Online bir görüşme yaşamadık kendisiyle. Bir zamanlar ne rüzgarlar ne fırtınalar estirmiş sözlükte.
    Uçup gitmiş bu diyarlardan. Gelse...Güzel olurdu.

    --spoiler--
    Ordaysan, duvara 3 kez vur.
    --spoiler--
    0 ...
  38. 541.
  39. tanımadığım, hiç bir entrysini okumadığım bir yazar.
    0 ...
  40. 542.
  41. az önce bir yazısıyla karşılaştım, insanlığımdan utandım. taciz, tecavüz, işkence daha ne kalmış ki çekilmeyen. insana insan gibi bakmak ne zaman öğrenilecek.

    başarılı aynı zamanda da silik olan yazar. keşke tekrar gelse...
    1 ...
  42. 543.
  43. ölmedi tabi..
    ölmedin ahmet, o okuldan ve insanlardan, seni sadece sen olduğun için sevenlerden ibaret ve sadece gülümseyen, nezaketi elden bırakmayan biriydin sen.

    çoğu zaman ve kimi yerlerde yalnız bırakırdık biz seni. ölüm kendiyle çelişik dünyan vardı ve biliyordun bir gün sonunun bu olacağını.

    git dedim, hem de defalarca dedim, dinlemedin ahmet. ölüm üzerine yakışmadı gibi şeyleri sevmezdik biz. sen de bilirsin. ölüm herkese yakışır ahmet, ölüm insani, ölüm insancıl... ölümün adı ahmet.

    sen ne delikanlı adamdın oysa ki. nedense hep adamlığını aşık olduğun o erkeklere bakarak sorguladılar, bir ahmet olarak sevemediler çoğu zaman seni.

    biz seni sevmiştik ahmet. gökyüzüne balonlar atıp kaçmıştık sen gittiğin gün. inananı dua; inanmayanı ise sebebini bilmediği iyi dileklerini sunmuştu sana her seferinde.

    sevmiştik seni ahmet, hem de çok sevmiştik.

    yazılan çizilen, orada burada hakkında o kadar söylenen, kimin ibret olsun, kiminin ise acıyarak ve bir hasta gözüyle sana baktığı zamanlar oldu.

    hatta cenaze namazı kılınır mı demişlerdi. kıldık ahmet, biz kıldık ve tanrı kabul etti ebediyete uzanan o masum yolculuğunu.

    hepimize diferensiyal sonuçlar doğuran hayatlar yaşadık bunca zaman. denklemin son kalanında seni sıfırladılar ahmet.

    seni varlığınla yok ettiler, şimdi ne kadar istesek de dönemeyeceğiz o günlere.

    sokağına çimenine, öyle pervasızca öpüşen çitflere ve el ele diz dize aşkını yaşayanlara baktıkça ağlardın sen.

    bazı zaman kapıyı açtığında gözlerinin altı kızarık olurdu, biliyorum; ruhu cesedine hapsolunmuş bir melektin oysa ki.

    şimdi ve bundan sonra, yani önümüze çıkan yarınlarda bir ahmet bırakmış olmanın, bir ahmet'i sürüklemiş olmanın acısı dinecek mi sanıyorsun?

    senin bizi bir yerlerden izlediğini söyleyerek samimiyetsizleştiremem seni ne kadar özlediğimizi.

    her güne yeni bir hayat ve acı katan tanrı neredeyse oradasın sen de.

    özledik seni ahmet.

    sen gittiğinde sırada ve çoklukla oturup sigara tellediğimiz o lanet okulun banklarında oturup aşklarımıza ve yarınlarımıza ağlardık gibi. galiba ağlardık.

    ben kadınlara, sen erkeklere lanet ederdin. öyle boylu boyunca uzanıpta sarhoş vaziyette sokaklarda ve telefon çaldığında acaba ne zaman öleceğim diye bekleyen bir bebektin ahmet...

    şimdi uyudun sen, muayyen bir vakte kadar; meçhul bir halden, aslında gün yüzü gibi gözlerimizin önündeki bir dünyayı temaşa ediyorsun şimdilerde. uyu ahmet, uyu...

    senin için bir araya geliyoruz bazen, gitar çaldığımız da oluyor, bir köşede içli içli dua ettiğimiz, ettiğimiz dulara yük biniyor ahmet sen gelince aklımıza. biz seni hiç unutmadık, unutamayız aslında...

    uyu ahmet, ne olur pencereyi ve parmaklıkları kapat, gözlerini de kapat gözlerini.

    elimden geldiğice ahmet; kimsenin haberi olmadan, yaşatmaya çalıştım adını her yerde, yaşanmamış ama içinde bir tiyatronun tozlu perdeleri gibi salınan dünyanı resmetmeye çalıştım kendimce.

    başarabildim mi bilmiyorum.

    bir adın kalmalı...
    ahmet hamdi tanpınar. hatırlarsın ve çok severdin.
    adın kalsın ahmet. bir yerlerde mukayyet varlığını gördükçe seviniyor bu dostun. gözlerimin içi gülüyor seni yazıp çizdikçe bir yerlerde.

    bu sefer olmadı, kendim olmak istedim olamadım, bilirsin fakültenin ''gericisi'' bendim ve en çok sen severdin beni.

    biraz benziyorduk birbirimize, toplumun recm ettiği iki insandık biz, birimiz hislerimiz, birimiz düşüncelerimiz nedeniyle suçluyduk, en kötüsü de birimiz ölmeliydi, yani sen. öyle istediler, öyle inandırılmışlar.

    hatırlar mısın yönelimin dindeki yerini anlatırdım sana ve pür dikkat dinlerdin. hünsa'nın temel vasıflarını uzun uzun konuşurduk, en çok allah severdi acı imtihanına gark ettiği kulunu. itikadım bu yönde, seni sevdiği için aldı yanına.

    yoksa kıracaklardı kalbini ahmet.

    bizler, bizler neyiz? nereye bu yolculuk ve bir diğerinden daima farklı olan kendimizin amacı neydi?

    neydi böyle olmasının sebebi ahmet?

    elimden geldiğince ahmet, tanıdığım ahmet'i anlattım kendi dünyamda.

    o sokaklarda seks işçisi denen çocuklara baktım uzun uzun. en az senin kadar şansızlardı onlarda. herkesin hikayesinden bir şeyler, herkesten çalınmış yarınları intihal ettim buralarda.

    herkesten ve en çok senden çocuksu hikayeler. sen ahmet, evet; tam olarak sen.

    baksana neler söylenmiş, neler yazılmış hakkımızda. galiba başardık ahmet, seni unutturmamayı başardık. hem de ikimiz yaptık bunu.

    iyi ki vardın; hep varsın.

    aden cennetin biçare çocuğu... unutulmayacaksın asla. hatta çokça anlatırdım sana ölüm, ahiret vs. konuları. şimdi daha iyi anlıyorum bunları en ince ayrıntısına kadar neden sorduğunu, hazırlıyordun kendini. kendini ölüme biçiyordun, ölümün kalıbına sığmak için.

    anlıyorum ahmet.

    hiç unutulmadın, hep varsın; hatta demiştim sana eınsteın'dan alıntı yaparak:

    --spoiler--
    fiziksel ölümünün baki kalacağını düşünen bir birey tasavvur edemiyorum
    --spoiler--

    gülmüştün. seni kandırmadım ahmet, varlığın, yokluktan bu yana baki idi ve öyle de kalacak.

    rahat uyu dostum, yoldaşım, eksik yanım; kardeşim. rahat uyu.

    hoşçakal ahmet,

    hoşçakal tezyin edilmiş cenneti yorgun ve annesiz; masalının bir ayağı kırık kaderdaşım, kardeşim.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük