ahmet yildiz olmedi tarzi entry girme rehberi

entry10 galeri0
    10.
  1. önce emmek istemek. ıslak. yalamalı yutmalı.
    çok istemek ama. böyle bilinçsiz gibi.

    sonra kötü filan olmak bi kendi içinde. kendinden tiksinmek. midesi bulanmak.
    hayatın da inadına kötü, karanlık, pis, izbe bir yer olması lan!

    (bkz: feykine karar verildi)
    4 ...
  2. 9.
  3. ne zaman biri sazanlayıp ayar vermeye çalışacak diye düşünürken sonunda yılmaz bir ahmet yıldız ölmedi savunucusunun atladığı başlık. fantezilerimi yazmışım, yazmayı bırak fantezilerimdeki yazıyı yazma şansına erişmişim! o zaman uludağ sözlüğe bana bu fırsatı verdiği için çok teşekkür ediyorum ben. uludağ sözlük olmasa ahmet yıldız ölmedi olmazdı, o olmasa fantezilerimi yazmak için arkasına sığınabileceğim bir şey olmazdı. içimde kalacaktı mis gibi fanteziler. neyse ki uludağ sözlük vardı da fantezilerimi yazma şansına eriştim. sana da teşekkürler ahmet yıldız ölmedi. arkana sığındım biraz ama kusura bakma. o değil de ben burada insanların yazdığı herşeyi yaşanmış sanardım o da yalanmış. nasıl şaşırdım anlatamam. vay mnakoim ya..
    1 ...
  4. 8.
  5. meğer millet ne meraklıymış bu tarz yazılar yazmaya dediğim başlık. ahmet yıldız'ı bahane edip fantazilerindeki yazıyı yazma şansına eriştiler. bir şeylerin arkasına sığınarak yazmak sizi daha mı az "suçlu" yapıyor. ayrıca insanlar burda sadece başına gelenleri yazmak zorunda değil. siz yazılan her yazının yazarın yaşadığı olaylar mı sanıyorsunuz yoksa? yazık.
    4 ...
  6. 7.
  7. tam dün akşam aklıma gelen başlık. hatta yazdım enter'a bastım da başlığı doldurmadım. benle aynı şeyi düşünüp benden erken davrananlar çıkmış * saglik olsun. neyse..

    öncelikle altını çizerek belirteyim ki, insanların cinsel tercihleri beni ilgilendirmiyor, isteyen istediği cinsle sevişmekte özgürdür. ancaaak.. alışılmışın dışında bir tercih yapmayı diğerlerinden üstün olmak görürse bir insan orada "dur" derim. dur demem bir işe yarar veya yaramaz, ama ben derim. ben kimle seviştiğimi, kiminle anal sex yaptığımı kimin barsagini deldigimi yazıyor muyum sözlüğe. yazmıyorum. neden? çünkü bunlar beni ilgilendirir, kimseye yararı yoktur. hatta düşündüğümüzde bunun kendimize de yararı yoktur ama bunun kararını herkes kendi vermeli.

    geçelim rehberimize.

    öncelikle sıradanlığın dışında olduğumuz için mutlaka kendimizi herkesten üstün olarak görmeliyiz. "eş cinsellik hastalık değildir" deyip alttan alta da "ben eş cinsel olduğum için hepinizden çok şey biliyorum, hayatı asıl ben anladım" mesajı vermeliyiz. bunun yanında heteroseksüelliğe de bok atmalıyız tabi ki.
    örnek: heteroseksüel erkeklerin suca meyilli olması

    evet gördüğümüz gibi bu başlıkta alttan alta "herkes eş cinsel olsun toplum refaha kavuşsun" mesajı gözümüze çarpıyor..

    devam edelim..

    sıradanlığın dışında olduğumuz için sürekli insanların bizi kabullenemediğini düşünücez. "ben eş cinsel olduğum için kötü davranıyorlar" felsefesiyle yaşayıp iyice bokunu çıkaracağız. eş cinsel olmak kendini satmayı gerektiriyormuş gibi davranacağız, -burda farkında olmadan bütün eş cinsellere de hakaret etmiş oluyoruz gerçi, ama tabi ki bunu düşünmeyeceğiz- kendimizi satıp sonra da "toplum beni buna zorladı" şeklinde bir savunma yapmamız hoş olabilir.
    (parantez içleri yazarın yorumudur)
    örnek: yuz dolara kendini satmak
    entry: barda oturuyorum, viski söylemişim. (ulan hangimizin böyle lüksleri var) yanıma birisi geliyor, kesin gay. para karşılığı ilişki teklif ediyor. o sıralar paraya çok ihtiyacım var, kabul etmek zorundayım. (paraya ihtiyacı olmasına rağmen kaçımız barlarda viski keyfi yapabiliyor?) tuvalette beceriyor beni. kusuyorum (bu kusma efektleri çoğu yazımızda olacak) yüz dolarımı veriyor, gidiyor. pislikleri akıyor arkamdan.. kusuyorum, kusuyorum, kusuyorum..

    evet bu entryden anladığımız kadarıyla bir şeyi denemişiz ama pişman olmuşuz değil mi? yoo... pişman olsak da devam edeceğiz bu işe.. neden? çünkü diğer türlü çalışmak zor, zaten eş cinsel olduğumuz için kimse iş vermez bize değil mi? tabi iş veren bizim eş cinsel olduğumuzu nasıl anlıyor. tabii ki biz eş cinselliği herkesten üstün olmak, hayatı özümsemek olarak gördüğümüz için ben eş cinselim diye bağıra bağıra geziyoruz.

    bir hafta kadar sonra yeni bir başlık açıyoruz: gunde 500 dolar kazanan eş cinsel sözlük yazarı
    entry: barda oturuyorum, viski içiyorum. bar sahibi bana müşteri buluyor. günde beş kere erkeklerle beraber oluyorum artık, 500 dolar iyi para. her seferinde tiksinerek alıyorum parayı, takım elbise de alıyorum kendime. kusuyorum sonra.

    evet, gördüğümüz gibi "eş cinsellerin kendilerini satmaktan başka yapabilecekleri bir şey yoktur" mesajını vermeye devam ediyoruz..

    iş hayatımızdan yeterince bahsettik, şimdi sıra arkadaş ortamımızda.

    başlık: travesti arkadaşı tinercilerin bıcaklaması
    entry: travestimi, canım arkadaşımı, bıçakladılar. kucağımda can verdi. yanağından öptüm son bir kez. meleğim benim.

    tabii ki cinayeti hiçbir şekilde kabul etmiyorum.. ancaak.. su testisi su yolunda kırılır şeklinde güzel bir sözümüz var. travesti arkadaşımız travesti olarak zaten tehlikeli bir yola girmeyi seçmiş. umarım bu noktada kimse "ne var yahu, insanlar kendilerini satamazlar mı" demez. madem kendini satıyorsun, pislik bir hayata sahip olduğunu kabul edeceksin, o hayatta mafyası da olur, tinercisi de olur. hiçbir mafya hesaplaşmasından sonra, mafyanın arkadaşının "ühühü öldürdüler hamdimi" diye ağladığını gördük mü? görmedik (gerçi ağlamadığını da görmedim ben her neyse ya) yani demem odur ki herkes seçim yapar, eyvallah. ama o seçim doğrultusunda gelen sonuçların üstüne ağlamak sızlamak kimseye bir şey kazandırmaz, o seçimi yapanı da madur duruma düşürmez.

    hala arkadaş ortamındayız, yine bir hafta sonra yeni bir başlık geliyor: "eş cinsel arkadaşla intihar etmek"
    bu başlığa da entry olarak, ağır depresyonda olduğumuzu, paramız olmadığını, ama her gece dışarda barlarda sürtüp viskileri yudumladığımızı, günde beş kişiye kendimizi sattığımızı anlatan edebi yönü güçlü bir şeyler yazıyoruz.

    yine bu entryde de eş cinsellerin hayatın tokadını yediklerini, heteroseksüellerin bi bok yaşamadığını, asıl hayatın eş cinsellik olduğunu anlatıyoruz. adam gibi bir iş bulmak yerine gece gündüz barlarda viski içip kendimiz satmamız da, tutarlı kişiliğimizi gözler önüne sermeli.

    arkadaş ortamı da bitti. sıra geldi aile ortamına. bu entrylerde tam bir dizi mantığı izleyeceğiz. entryler 10 günde bir girilecek, bir önceki entrynin sonunda bir sonraki entryle ilgili bilgi verilip okuyucuda merak doruk noktaya çıkarılacak.

    baslik: babaya es cinsel olduğunu açıklamak
    entry: bugun yapacagim şey. hem de ülkücü bir babaya. eminim silahını çekip beni vuracak. dua edin benim için.

    evet ne yaptık? babamıza eş cinsel olduğumuzu söyleyeceğimizi belirttik. bunun yanında babamızın ülkücü olduğunu ve bir silahı olduğunu da çaktırmadan okuyucuya anlattık.

    10 gün sonra..

    başlık: baba ben eş cinselim
    entry: babama söyledim, önce tekme attı bana yere yapıştım, bu sırada "erkeklerle yatıyorum ben baba" dedim. (haydaaa, yemişsin zaten dayağı ne üsteliyorsun) annem geliyor, bana sarılıyor. babam bu sırada içeri gidiyor, sandığı karıştırıyor. ( evet, babanın burada silahını aradığını hemen anladık, neden, çünkü genelde türk filmlerinde silah sandıkta olur, yazarımız burada metafor yapıyor aslında) annem "kaç oğlum bu adam vuracak seni" diye haykırıyor. hemen kaçıyorum evden, arkamdan iki el silah sesi geliyor, teki omzumu sıyırıyor, teki sol ayağımı. (biraz aksiyon da katmalıyız, eş cinsel olduğumuz için hayatımız herkesten farklı, asıl hayatı biz yaşıyoruz) bir müddet sonra koşmayı bırakıyorum. sonra bara gidip viski içiyorum. arada kusuyorum.

    evet temel öğeleri tamamladık. bundan sonra yine 4-5 günde bir extreme entryler girerek yazarlığımıza devam edebiliriz.
    örnek:
    anal seks sirasinda barsak delmek
    tuvalette kendini pazarlayan travesti arkadas
    bir erkekle anal seks yaparken diger erkeginkini agzina alan erkek
    çift penisi içine alabilen erkek

    gibi..
    6 ...
  8. 6.
  9. - konular yazılırken penthouse yada hustler gibi dergilerin birbirine yapışık olmayan nadir sayfalarında geçen konulardan esinlenilmeli ve bununla yetinmeyip oldukça geniş bir hayal gücüyle konu desteklenmeli.
    - olayların geliştiği mekanlar seçilirken mütemadiyen bar tuvaletleri yada babadan dayak yenilen ev gibi yerler seçilmeli.
    - bağırsak parçalayacak kadar gözü dönmüş bir tecavüzcü yada paralı bir iş adamı konuya muhakkak entegre edilmeli.
    - tecavüz eden yada parayı verip düdüğü çalacak olan kişinin, konu kahramanının muhakkak içine boşalması ve üstünde terlemesi sağlanmalı.
    - ikide birde "allah'ım sana geliyorum galiba" gibi cümleler kurulmalı.
    - entry'i okuyan kişiye kan grubu tahmini yaptırtacak kadar dötünden gelen kandan bahsedilmeli.
    - konunun her köşesinde ağlamaktan helak olunduğu mutlak suretle belirtilmeli.
    5 ...
  10. 5.
  11. sözlük popülasyonunun %90'ını oluşturan yazar çömlerinin sıklıkla başvurması gereken rehberdir ve yazarı da çömler değil ahmet yıldız ölmedidir.
    2 ...
  12. 4.
  13. insanların acılarını ti'ye almak gibi bir alışkanlığım yoktur aslında. ama bu adamın anlattıkları yaşanmışlıktan çok 3. sınıf amerikan filmlerini ya da iğrenç porno dergi hikayelerini anımsatıyor.
    küçükken küçücükken kendi çükünden önce amca oğlunun çüküyle tanışacakcın, hayat tam normale döndü derken 16 yaşına geldiğinde yakınlık derecesini belirtmediğin akrabanın 2 gün içinde 13 kez tecavüzüne uğrayacaksın. bundan sonrasını emrah'ın herhangi bir filminden takip edebilirsiniz aslında. başlardan zevk için yaşanan birletelikler, kapitalizmin hışmına uğrama ve parasızlık. ve de en nihayetinde bedenini 100 dolara pazarlama. pişman oluyormuş her seferinde. günde 500 dolar kazandığına göre günde 5 kez çöken pişmanlık duygusu. kapitalizm işte, hırs duyguların önüne geçiyor. popodan çıkan meniler, fışkıran kanlar, parçalanan bağırsaklar, yok olan umutlar, boş vakitlerinde sözlükten biriyle yatmalar.

    bak ciğerim ( ciğerim lafını samimiyet göstergesi olarak algılama ha ) bunların hepsi çok güzel kurgular. eşcinsellik bir hastalık değil, kişisel bir tercih. buna gerektiği kadar saygı da gösteririz. ama asıl ibnelik ne biliyor musun? bu kurguları 1. tekil şahış kullanarak buraya yazman. anlatım dilin, hitap şeklin, cümle bütünlüğün falan gayet güzel. kitap çıkarabilirsin, bunun için sözlüğü kullanman da gayet normal. ama bunlar hikaye be kanadı kırık kelebeğim benim.

    ....

    dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. bense amazon ormanlarında annesini kaybetmiş yavru bir bufolo gibi bir saçağın altına pusmuş çaresizce etrafı izliyordum. o sırada karşıdan gelen ayten teyze'yle göz göze geldik...
    - ayten teyze, çok üşüdüm size gelip bir tas çorba içebilir miyim?
    + siktir ordan. azına zıçtıım veleti senii.

    evet ayten teyze çok açık sözlü birisiydi. lafı eveleyip gevelemeden direk söylerdi. beni en çok etkileyen özelliği de bu oldu zaten...

    ayten teyze'ye daha yakın olabilmek için bi şeyler yapmalıydım. bir gün üç, beş serseri ayten teyze'ye sarkıntılık ediyorlardı. gidip hepsinin annelerine küfür edip beni dövmelerini sağladım. o hengameden faydalanıp ayten teyze çoktan kaçmıştı. kahraman bir komutan edasıyla çaldım ayten teyze'nin kapısını.

    - merhaba ayten teyze, içeri gireyim de bana bi pansuman yap ha?
    + siktir ordan! sümüklü pale seni.

    açık sözlülüğün bokunu çıkarmasına rağmen bu hali beni iyice tahrik etmişti. artık dayanacak gücüm yoktu. daha bi gür çaldım kapısını.

    - benim olacaksın!
    + siktir ordan. sidikli pezevenk seni.
    - kadınlar hakkında çok şey biliyorum. beni red etmen aslında deli gibi arzuladığının bi göstergesi.
    + 100 dolar
    - çok para...

    çalışıyorum şimdi 100 doları bulunca ayten teyze'nin kapısına bir daha dayanacam. şimdilik bu kadar, parayı bulunca hikayenin geri kalanını aktarırım size.
    15 ...
  14. 3.
  15. son derece yararlı olan bir rehberdir. karmanızı 100000 yapabilir.

    '' havada sis vardı. hatta kar. hatta yağmur. ben ise ağlıyordum. eczaneden aldığım pamukla kanımı durdurmayı başarmış kazandığım parayla da bara içmeye gelmiştim. arkadaşım biseksüel cemalettin'i gördüm. ağlıyordu. yanına gittim. ağlama dedim. daha çok düzüşecez. düzüşür müyüz hakkaten dedi. bana inan dedim. içtik te içtik. kafamız çok güzeldi. sonra adamın biri geldi tam 40 yaşındaydı bunu burun kılından anladım. makas aldı yanağımdan. allahım yoksa almamalımıydı? sis ve kar ve yağmur devam ediyordu. hatta gece vakti güneşte çıkmıştı. yoksa kafam mı güzeldi? allahım çaresizdim. adam 10000000000000 dolar teklif etti bana. gel dedi seni istiyorum. popom buna değermiş. allahım ne nazik adamdı. gidip onun olmayı istedim, evet bunu istedim. allahımm.. ne kadar iğrençtim. kıllı kılçıklı babam yaşında bir adam. çaresizdim. kaderim buydu.

    sonra tuvalete gittim. aynaya baktım. allahımm allahımm ne kadar marjinaldim. bokum lacivert sidiğim ise kırmızı idi. dünya bana göre değildi ben dünyaya göre değildim. allahım allahımmm. kendimi teslim etmeye hazırlamak ne kadar kötüydü. allahımmm allahım..''
    19 ...
  16. 2.
  17. 1.
  18. tanım: "...tarzı entry girme rehberi" (ara: tarzı entry girme rehberi) akımına kazandırılmış yeni rehber.

    madde madde yazmak gerekirse şu şekildedir:

    1.* baştan geçen yahut götten uydurulan enteresan olayın anlatılabileceği bir başlık bulmak*/açmak*/sıçmak*,
    2.* geçmiş zamanı "söylüyorum", "sıçıyorum", "öyleyim", "böyleyim" * şeklinde anlatmak,
    3.* başlığa tanımsız, olaya merak uyandıran bir giriş yapmak,
    4.* varsa -ki vardır-, baştan geçen olayın kahramanlarını betimlemek ve sözlerini dizi replikleri gibi aktarmak (burada, kahramanın cümleleri kurarken nasıl bir ruh halinde olduğunu yansıtabilmek çok önemli. acımasızsa, acımasız, ağlamaklıysa, ağlamaklı olduğunu hissettirmek şart. yoksa etkileyiciliği kalmıyor.)
    5. en can alıcı sahneyi üst üste farklı cümlelerle betimlemek,
    6. baştan geçen olayın ertesinde içine girilen ruh halini ve o ruh haliyle yapılan eylemleri anlatmak,
    7.* entryyi üç nokta kullanılabilecek derin bir cümleyle noktalamak.

    örn.
    başlık: "sex yaptıktan sonra partnerin çükünün ucunda bok kalması"
    entry: "*nasıl yazsam, nasıl anlatsam bilemiyorum. o an.. o anı sanırım asla unutamayacağım.
    **gidiyorum evine, tıklatıyorum kapısını titreyen ellerimle usulca. *açıyor kapıyı.. ince, küçük ve kırmızı dudakları, yemyeşil gözleri, siyah kıvırcık saçları ve selvi boyuyla çıkıyor karşıma. al yüzünde tatlı gülümsemesiyle *"içeri gelsene" diyor. geçiyorum içeri, heyecanlıyım. daha önce hiç olmadığım kadar heyecanlıyım. oturuyorum bir köşeye usulca, aynı şekilde o da yanıma oturuyor, "hoşgeldin" diyor. "hoşbuldum" diyorum sesim titreyerek. o gayet sakin, "nasılsın" diyor, "iyiyim" diyorum.. soramıyorum bile onun nasıl olduğunu.. o da heyecanımı anlamış olacak ki yüzünde bir tebessümle "bende iyiyim" diyerek takılıyor. gülüşüyoruz karşılıklı.. derin bir sessizlik oluyor, fazla sürmüyor. bakıyor yeşil gözleriyle gözlerime, arzuyla atılıyor dudaklarıma. heyecandan ne yapacağımı bilemiyorum, bırakıyorum bedenimi kollarına..

    derinlere girmeyeceğim tabii ki. asıl konuya geleyim.. uzun bir önsevişmenin ardından sabırsızlıkla beklenen ana geliyor sıra. dönüyorum arkamı, domalıyorum önünde. üzerime yüklenip usul bir öpücük konduruyor boynuma son kez. ardından işlemlere başlıyor.. o mutlu, ben mutlu.*gidip geldikçe daha da artıyor mutluluğumuz. gidiyor, geliyor.. inlemelerle çınlıyor oda, hiçbir şey umrumuzda değil. sadece *gidiyor ve geliyor.. her şeyi unutuyorum o an, hayatımdaki tüm olumsuzlukları.. her, her şeyi! hayatımın adamını bulduğumu düşünüyorum.. o da mutlu, gözlerinden okuyabiliyorum. gidiyor, geliyor.. ama o da ne? bir an duruyor, organına bakıp uzaklaşıyor bedenimden. "boklu götünü de al git!" diye haykırıyor öfkeyle! pipisinin ucundaki fındıklı bokları görünce irkiliyorum birden utançla! gözlerimden yaşlar süzülüyor.. ben ağlıyorum, o ağlıyor.. gördüklerime inanamıyorum. üzerimi giyinip çıkıyorum bir duş bile alamadan, suratına bakamadan.. en çok da bu koyuyor, suratına bakamadan ondan ayrılmak..
    *gözlerimde yaşlarla evime gidiyorum.. duşa giriyorum, kusuyorum, ağlıyorum.. aynaya bakıyorum, yine ağlıyorum. "nasıl yaparım bunu" diyorum, "nasıl temizlemem götümdeki bokları?". intiharı düşünüyorum her zaman yaptığım gibi.. yine vazgeçiyorum. yatağıma uzanıp her şeyi unutmak istiyorum. çok geçmeden uyuyorum.. ama uyurken bile unutamıyorum. tüm gece fındık parçalı boklar görüyorum rüyamda.
    *uyanıyorum, hiç bir şey olmamış gibi devam ediyorum hayata. *her ne kadar onu yaşayamasamda..."

    hayırlı olsun.
    98 ...
© 2025 uludağ sözlük