faşist bir anayasaya sahip bir ülke olmanın ve o ülkenin vekili olduğunun farkında olan insanın gözyaşlarıdır. ancak destek verdikleri örgüt ve çevreleri gözönüne alındığında hemen akla bülent ortaçgil ve o güzel şarkısı gelir.
istasyon insanları burdalar tesadüfen
aynı rüyayı görüp farkları yerlere giden.
hasılı aynı boktan fikrin, dar kalıplarına aşina ve onlara aşık bir yığın insan mecliste ve dağda. bu yüzden bu gözyaşları her yerde her an akmaya devam edecek. hemde sırf bu ahmak, aç gözlü, gözünü kan bürümüş, rantçı, faşist ordusu yüzünden.
yıllardır bölmeye çalışıp, bir türlü bölemeyip hala aynı yemini ederek havanda su dövdüğünü anlayan ahmet türk' ün ben artık yoruldum, karşılığında bir sikim alamadım göz yaşıdır.
sahte gözyaşları onlar. Türk milleti adına yemin ediyorum demeyi gururuna yedirememiştir şerefsiz. ettiği yemininde bir geçerliliği olacağını düşünmüyorum.
adı okundu önce, sonra ağır adımlarla geldi kürsüye karşısında 70 milyon.
ve başladı 'Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde(işte tam burada sesi gitti geldi ağlayacaktı az kalsın) namusum ve şerefim üzerine ant içerim' dedi ve yerine oturdu.
onu ağlatan şey acaba yüce türk milleti demeyi kendisine yedirememesimiydi yoksa namus ve şerefi uğruna ettiği yemine o yüce türk milleti gibi kendisininde inanmaması yani namussuz ve şerefsiz olduğunu 70 milyonun huzurunda kabul etmek zorunda kalmasımıydı?