ahmet telli

    16777213.
  1. ÇOCUKSUN SEN

    Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
    Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
    Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
    Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
    Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
    Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

    Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

    Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
    Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
    Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
    Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
    Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
    Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için

    Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
    Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
    Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
    Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
    Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
    Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

    Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan

    Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
    Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
    Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
    Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
    Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık
    Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada

    Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
    Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
    Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen
    Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
    Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
    Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.

    Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil

    Şiiriyle Beni bitirmiş tüketmiş ....... Harikadır şahanedir ...
    33 ...
  2. 38.
  3. belki yine gelirim

    Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
    her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
    Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
    bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
    ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
    yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka
    hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler

    Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
    ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

    Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
    bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
    onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
    kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
    "Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
    tükürsek cinayet sayılıyor artık
    ama nerde kaldılar, özledim gülüşlerini onların

    Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
    tek yaprak bile kımıldamıyor nedense
    ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
    alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
    kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
    ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
    Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

    Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
    okuduğum bütün kitaplar paramparça
    çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
    bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
    bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
    sırnaşık aydınlar, arabesk hüzünler
    bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

    Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
    ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
    kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
    Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
    biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
    ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
    ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

    içimde zaptedilmez bir kırma isteği
    dizginlerini koparan bir at sanki bu
    soluksoluğa kalıyorum her sonbahar
    ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
    bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
    bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
    ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim

    Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
    birgün gelirsek hangi kent güzelleşmez
    şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
    geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
    Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
    sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
    ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

    Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
    bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
    bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
    oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
    ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
    sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
    Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün
    20 ...
  4. 16777209.
  5. GiDERSEN YIKILIR BU KENT

    Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
    Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
    Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
    Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
    Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
    Üşür müydük nar çiçekleri ürperirken

    Gidersen kim sular fesleğenleri
    Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

    Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
    Sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor
    Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
    Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
    Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
    Birde seni ekliyorum susuşlarıma

    Selamsız saygısı yürüyelim sokakları
    Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
    Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
    Adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız
    Yüreğimize alırız onları, ısıtırız
    Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

    Gidersen kar yağar avuçlarıma
    Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

    Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
    Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
    Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
    Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
    Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
    Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

    Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
    Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
    Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
    isyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
    Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
    Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

    Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
    Bir tufan olurum sustuğun her yerde

    AHMET TELLi
    14 ...
  6. 339.
  7. (img:#1694513)
    “...
    Belki yeniden güzelleştiririz
    adları değiştirilen parkları
    perdeleri hiç açılmayan evlerde
    ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
    tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
    kendi sesini kemiren alanlar

    Anısı biz olalım bu sokakların
    ve hiç durmadan yağmur yağsın
    Biz gürültüsüz sözcükler bulalım
    sarmaşıklar fısıldaşsın yine
    Gidersek birlikte gideriz
    yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen”

    Şiirini gecenin şiiri ilan ettiğim, ‘su çürüdü’sünü hep ayrı tuttuğum toplumcu-gerçekçi şair.

    Severiz.

    Fotoğraf: Tekirdağ- eski vali konağı
    14 ...
  8. 323.
  9. çiçekli şiirler yazmış bir yazar.

    Suya düşen bir karanfilse yüreğin
    bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm
    vursun seni o taştan bu taşa
    o çağlayandan bu çağlayana sürüklesin
    Kavgadan uzak kalmışsan
    sevdadan da uzaksın demektir
    12 ...
  10. 360.
  11. Bekliyoruz, umuyoruz, ummak istiyoruz; Hayal kırıklığı hep bizler için olmasın diyoruz.

    Ahmet Telli.
    11 ...
  12. .
  13. yalan yok;büyük şair.. lorca derler onun için bizim lorcamızmış..

    ''Suya düşen bir karanfilse yüreğin
    bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm
    vursun seni o taştan bu taşa
    o çağlayandan bu çağlayana''

    yalan yok;güzel şiir!
    10 ...
  14. 263.
  15. Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
    Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
    Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
    Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü
    ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
    Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
    Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün...
    8 ...
  16. 329.
  17. konuşacak bir şeyler bulamıyorsak günboyu
    derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa
    ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın
    ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını .
    7 ...
  18. 255.
  19. --spoiler--
    hiç kimse bir aşkı
    onarmaya kalkmasın
    kaybedilmeye değer
    en güzel anında
    bitirilmişse eğer
    --spoiler--
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük