Öldürülüşünün 13. yılı. Kanıma dokunuyor güzel milletimizin herkese sahip çıkarken onu onutması. Hepimiz Hrantız derken, adını bile duymaması.
Kanıma dokunuyor ve kendime hakim olamıyorum. Nasıl bu kadar tepkisizsiniz yakın tarihinize? ''Atatürk'ün Dayanılmaz Hafifliği'' demişti Kışlalı ve bugün Atatürk'e sövenler yargılanmazken hükümete ''Höt'' diyenler içeride. Kanıma dokunuyor ve utanıyorum.
amerikanın bu günkü ortamları daha o zamandan planlayıp dincileri azdırdığının kanıtı. işine geldikçe kullanabileceği uyumlu ve az düşünen bir kitle yaratıldı nihayetinde ve karşı çıkabilecek tehlikeyi öngörebilen zekaya sahip insanlar da bu şekilde ve şimdiki silivri stayla ile ortadan kaldırıldı.
sen tut! hem komiserlik, hem savcılık ve hem de yargıçlığa soyun, sonra da koy çarpıyı adamın üzerine. hem de birinci sayfanda üstelik, bar-bar-bağıra-bağıra.
- sonuç?
- sonuç; adamcağız bir süikaste kurban gitti.
öldürülmüş ve bunun vebali, hakkındaki davanın sonucu ne olursa olsun, açık hedef gösterildiği akit gazetesi'nde kalmıştır. değil bir üniversite profesörü, bir 'meczup'un üzerine çarpı koymanın dahi bir gazetenin haddi olmadığını düşünenlerdenim.
haince katledilişinin 13. yıldönümünde saygı, sevgi ve minnetle andığım gazeteci, yazar, siyaset bilimci, akademisyen... ''gerçek kemalizm''i anlatan, yazan insan. yazmasın, sussun istenilen. paçavra gazetelerinde üzerinde çarpı işaretiyle yayınladıkları fotoğrafı şuan gözlerimin önünde. hainlerin hep unuttukları şey, ahmet taner kışlalı gibi aydınlar için ölümün olmadığı. onlar hep bizimle ve biz hep onların yolunda olacağız.
kendisini tanıyamamanın vermiş oldu ezikliği yaşadığım güzel insan.
elbetteki okuyup hakkında bir sürü bilgi edindim ve bunun sonucunda onun güzel bir insan olduğuna karar verdim. ama keşke, en azından ölüm yıl dönümünde, her yerde büyüklüğünü belli edip sözlükteki yazarların yaşlarının küçüklüğünden şikayet eden abilerimiz bu insanın güzelliklerini bize buradan anlatabilseler.
bilmiyorum nedendir...
bu tip insanlar neden yok edilir ve asla hatırlanmamak üzere bir kenara bırakılıverir...
CumhuriyetÇi ve aydın kişiliğiyle öne Çıkan, AtatürkÇü, ölüm şekli ise bazı Çevreler tarafından haince düzenlenmiş bir suikast olan şehit aydın. Ayrıca izmir-Gaziemir'deki kapalı spor salonunun ismidir.
Ahmet Taner Kışlalı, 21 Ekim 1999 günü saat 09:40'da Cumhuriyet gazetesine yazdığı son yazısını faksladıktan yaklaşık 19 dakika sonra evinden çıktı. 06 GK 377 plakalı aracına yönelen Kışlalı, arabasının üstüne silecek ile kaput arasına konulmuş poşete sarılı paketi alıp sol eliyle kapıyı açtığı sırada büyük bir patlama meydana geldi. Sol kolu kopan Kışlalı site bekçisi Arif Emirhan Kılıç tarafından Bayındır Hastanesi'ne götürüldü. Saat 10:02'de kalp koroner atışı durmuş, nabzı hızlanmış ve bilinci kapanmış bir şekilde Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirildi. Operatör Dr. Hasan Karakış tarafından yapılan muayene sonrası öldüğü tespit edildi. Ölüm raporu yine Hasan Karakış tarafından hazırlandı ve Dr. Ersin Kaya tarafından basın açıklamasıyla bildirildi. Mezarı Ankara'da Karşıyaka Mezarlığı'ndadır.
Ölümünden sonra 1999 Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görülmüştür.
Atatürk'ün sosyal demokrat olduğunu iddia eden eski politikacı/gazeteci.
"Türkiyede sosyal demokrat ideolojinin kemalizm ile birlikte girmeye başladığını söylemek yanlış olmaz. genel ve eşit oy hakkı, sekiz saatlik iş günü, çeşitli sosyal sigortalar, gelir düzeyine göre değişen vergi sistemi, parasız eğitim, hep sosyal demokrat dünya görüşünün yansımaları olarak gerçekleşmiştir. halkevleri, köy enstitüleri, türk dil ve tarih kurumlarının bağımsız birer dernek niteliği ile kurulmuş olmaları, hep aynı çerçeve içinde değerlendirilebilir. yurtta barış, dünyada barış ülküsü bile, sosyal demokrasinin çok bilinen barışçı ilkeleri ile çakışmaktadır." (1)
atatürk'le ilgili şu sözü çok hoşuma gitmiştir:
"orhan koloğlunun 2038in gençleri için yazdığı kitabı şu tümce ile başlar:
hakkında on binden fazla kitap ve yüz binlerce makale yazılmış bir kimsenin artık bilinmeyen tarafı kalmamış olmalıdır. (kim bu mustafa kemal?, boyut kitapları)
eğer o on bini aşkın kitabı ve yüz binlerce makaleyi okudunuzsa, evet! ama okumadınızsa, hayır!
kimse okumuş olamayacağına göre de, hayır!" (2)
1 ahmet taner kışlalı, atatürke saldırmanın dayanılmaz hafifliği, imge kitabevi, 12. baskı, 1998, sf. 127
2 ahmet taner kışlalı, tanrıyı kim kullanır, 3. baskı, 2012, cumhuriyet kitapları, sf. 53 (20 mayıs 1998 tarihli yazısı)
bugün Katledilişinin 17. Yıldönümüdür. 21 Ekim 1999 09:40'da evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu katledilerek öldürülerek, katledilen 77 gazeteciden birisi olmuştur.