ıı.* ümit yaşar oğuzcan'dır kendiler. pek başarılı bir şair olmadığı kanısındayım. şiirlerinin derinliği yok.
ezbere bildiğimiz** pek çok şarkının sözleri kendisine aittir.
4. levent' te kırtasiye ve cafe olarak işlettiği çok sıcak bir mekanı vardı. dekor çok zevkliydi. cam kenarına oturur, gazetesini okuyup çayını içerdi. müşterilerle sohbet edip ilgilenir ve çok güzel latin müzikleri çalardı. şiirlerini hiç okumadım, bilmem etmem. ama bir zararını da görmediğim gibi ben de sempati uyandırmıştır.
bunun içindir ki sevgili ece kscg den rica ediyorum nefret ettirmeye uğraşmasın. yazıktır, günahtır.
"ilk ateşi sen yaktın
Son yangın da senden olsun
Senin canın sağolsun"
Bilmeliydim
Bir sabah çekip gideceğini
Dünyayı başıma yıkıp gideceğini bilmeliydim
Ve sen daha kırmadan bu aşkın kalemini
Ben herşeye eyvallah deyip
Çekip gitmeliydim bu şehirden
Ben yakılacak adamım bu şehirde
Sana böyle yandığım için
Ben asılacak adamım bu şehirde
Seni böyle sevdiğim için
Oysa
Neler öğretti hayat bana
Gülerken ağlamayı
Sırtımdan vurulmayı
Aç susuz yaşamayı...
Daha neleri öğretti hayat bana
Bir sana yalvarmayı öğrenemedim
Bir de seni unutmayı
Ben yakılacak adamım bu şehirde
Sana böyle yandığım için
Ben asılacak adamım bu şehirde
Seni böyle sevdiğim için
Sen sahte mutlulukların süslü prensesi
Sen sosyetik barların şımarık sokak kedisi
Sen mutluluğun korkak faresi
Sen hep aynı gecelerin
Hep aynı şarkıların
Hep aynı masaların vazgeçilmez mezesi
Senin cirit attığın sokaklarda
Ne gezer aşkın vefanın gölgesi
Çek git artık!
Yaşanmasın bir daha aşkın böylesi
Çek git artık!
Bitsin burada bu aşkın hikayesi
Oysa
Bir yudum mutluluğun için
Yollarına bir ömür serdim
Oysa
Bir gelişin için
Sokaklarına binlerce sabır ektim
Hasretse hasret
Acıysa acı
Uğrunda en kralını çektim
Üstelik yalnız ve tektim
Senin bir taş olduğunu nereden bilecektim?
Biliyorsun...
Seni bebekler gibi sevdim
Seni çiçekler gibi sevdim
Seni melekler gibi sevdim
Çünkü sen
Tapılacak kadındın (!) bu devirde
Oysa ben
Sana böyle yandığım için
Sana böyle kandığım için
Seni böyle sevdiğim için
Asılacak adamım bu şehirde
Yakılacak adamım bu şehirde
O seni düşünmek yok mu
Geceler dolusu seni düşünmek
Sarılmak karanlıklara sen diye
Sen diye kucaklamak yorganı okşamak, öpmek
O seni beklemek yok mu
Her gün sabahlara dek uykusuz beklemek
Ahh, ayak sesleri, kapı gıcırtıları bilemezsin
Bir defa yaşamaktır o, bin defa ölmek
O seni özlemek yok mu
Saçlarını, ellerini, dudaklarını özlemek
Uzun uzun gözgöze gelmek seninle
Seninle bir olmak, beraber olmak, sevişmek
O seni gizlemek yok mu
Kuşlardan, çiçeklerden bile kıskanıp gizlemek
Seni saklamak içimde delice, divanece
Öylece yaşamak seni, öylece sevmek
Ve seni kaybetmek yok mu
Bulduktan sonra seni kaybetmek
işte o beni yakan, yıkan, solduran
Ses versem de duyamazsın artık
Yüreğimde kan, gözlerimde kan, dudaklarımda kan.
Değişen ben miyim öyle
Ben miyim eski sevdalara mendil sallayan
Şu eller
Şu gözler
Şu kalp benim mi yoksa
Ya şu gülen adam ben miyim? ..
Demek ki unutmuşum
Demek ki kurtulmuşum bütün acılarda
Geceler karanlık değil, uzun değil
Anlamsız değil şu dünya
Yaşamamak elde değil...
Ağaç ağaca benziyor artık
Deniz denize
Çiçek çiçeğe
Şiirler yazmıyorum artık bak
Gözlerinin güzelliğine...
Ohh! Ne iyi unutmuşum
Unutmuşum yıllanmış elbiselerim gibi seni
Çıkarıp atmışım sandık sandık kalbimden
Bütün kederlerden
Bütün üzüntülerden
Nihayet kurtulmuşum...
Farzet ki bu aşkı yaşamadık seninle
Farzet ki hiç bir geceyi paylaşmadık ikimiz
Farzet ki saçlarını bile hiç okşamadım
Hadi git, gözlerime baka baka git
Hadi git, hayatımdan çıka çıka git
Hadi git, yüreğimi yaka yaka git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Farzet ki unutulmuş bir şairim köşe başında
Farzet ki hiç bir şiirimi sana yazmadım
Farzet ki hiç bir şarkımda adını bile anmadım
Hadi git, sevdiğimi bile bile git
Hadi git, bir kalemde sile sile git
Hadi git, hiç üzülme güle güle git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Farzet ki bir kum tanesiyim sahilde
Farzet ki bir çakıl taşıyım yol kenarında
Farzet ki boş bir kibrit kutusuyum ellerinde
Hadi git, üzerime basa basa git
Hadi git, umutları asa asa git
Hadi git, hiç konuşma susa susa git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Fazet ki yokum artık
Farzet ki öldüm
Farzet ki isimsiz bir mezarım dağ başında
Hadi git, saçlarında bir tel bırakmadan git
Hadi git, avucumda bir el bırakmadan git
Hadi git, baş ucumda bir gül bırakmadan git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Eski bir gemiye yükler gibi ayrıldım duygularımdan
Vedalaşmak çok zor inan ümit vaad eden yarınlarımdan
Herşeye sünger çektim bir seni çıkartamadım aklımdan
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.
Ekmeğin tadı yok mavi gökyüzü kayıp
Belki hiç umursamadın beni yanlış tanıyıp
Mesafeleri çiğneyip de gururunu arkana alıp
Bir kere daha konuş benimle son bir kere daha.
Eskimiş toka gibi fırlatıp attın hislerimi
Herhangi bir taş gibi ezip geçtin düşlerimi
Bir mahkumun son arzusu gibi yerine getir isteğimi
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.
Hayallerim pusu kurup aklımı tuzağa düşürse de
Bu hatıra seni yaşatıp beni hergün bitirse de
Çok sıkılabilirsin canın gitmek istese de
Bir kere daha kal yanımda son bir kere daha.
Mesela eski bir para kadar değersizim senin için
Mesela başımın tacı bir yudum suydun benim için
Düşünki sana hayat borcum olsun insanlık için
Bir kere daha tut ellerimden son bir kere daha.
Eskimiş toka gibi fırlatıp attın hislerimi
Herhangi bir taş gibi ezip geçtin düşlerimi
Bir mahkumun son arzusu gibi yerine getir isteğimi
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.
Böyle sürüp gitmemeli bu sevda
Seni sensiz yaşamamalıyım günler boyu
Avunmamalıyım hayalinle saatlerce
Sana böyle yakınken!
Her gece ıslanmamalı yanaklarım
Şarkılarda bulmamalıyım kaderimi
Göz göz olmamalı yüreğim
Seni beklerken!
Gel! En tenha saatlerde çık sokaklara
Yalnız ol! Beni bekle! Dertleşelim seninle
Bitmeli bu hüzün, bitmeli bu keder
Mutluluk varken! ...
Bak! Gökyüzü mavi, yapraklar yeşil
Bu mevsim bir daha gelecek değil
Ayrılık mı? Yakışmaz bize
Daha dün aşkı ararken!
Bırak artık söylesin türküleri sevdamızın
Bırak yaşatalım içimizde o kör aşkı
Neden saklanalım?
Neden gizleyelim ki!
Sen beni, ben seni
Seviyor seviyorken!
Seninle mutluydum Berlin'de
Sen olduğun için Berlin güzeldi
Berlin, sen vardın diye sıcaktı
Şimdi sensiz ne yaparım
işinden atılmış işçiler gibiyim
Mektubun, sanki çıkış belgem fabrikadan
Binlerce makina uğulduyor kulaklarımda
Yazdıklarının farkı yok almancadan
Okudukça anlamıyorum hiç bir şeyi
Anlamıyorum neden değiştiğini mevsimlerin
Anlamıyorum seni, sensizliği
Anlamıyorum...
Caffee Kranzler'de yine yaşlılar oturuyor
Pientka'da ise gençler
Seni Pientka'da arıyorum
Kendimi Kranzler'de
Ve öylece geçiyor günler, geceler
Krauzberg'te her adımda bir Türk
Bir türkü tutturmuş geçiyor
Hasretlik üstüne, yokluk üstüne
Dindirmiyor acısını gazeteler, demeçler
Atıyor çöp tenekesine
Ben de mektubunu yırtıp atıyorum
Yakıyorum üstelik
Ama yetmiyor anılara gücüm
Bir Wansee, bir Grünewald, bir Tegel
Yürüyorum
Oysa arkada gözüm
içimde bir ümit var onun için burdayım,
Belki gelirsin diye senin için burdayım
Vakit çok geç olsa da gönlüm mahzun kalsa da,
Yine aynı masada senin için burdayım
Burada izlerin var
Islanmış gözlerin var
Verdiğin sözlerin var
Onun için burdayım
inan ki sensiz canım mutluluğa düşmanım,
Affet beni pişmanım demek için burdayım
Elini elime alıp öylece bir an kalıp,
Sana son kez sarılıp ölmek için burdayım