Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da
Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi
Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sense araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara
Sen varken
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına...
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım...
Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim
Masumdum, çocuklar gibi
Böyle delirmezdim-küfretmezdim...
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim.
Şimdi soruyorum sana
Adı sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktın da ben yanmadım mı?
Biliyorsun
Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
Artık benden pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Sen vurdun da ben ölmedim mi?
Bu şehrin bütün sokaklarına sinmiş yalnızlığım
Sensizliğin köşe başındayım
Avuçlarımda kırık dökük pişmanlıklar
Avuntusuz çıkmazlara doğru yürüyorum
Bütün umutsuzluğuma inat
Yine seni arıyorum...
Dudaklarımda bildiğin o ıslık
Sokak lambalarına sığınıyorum
Hafiften bir yağmur ağlıyor benimle
Bir deli rüzgar saçlarımda
Yalnızlıktan üşüyorum
Bulamayacağımı bile bile
Yine seni arıyorum...
Anlatacak nelerim var bir bilsen
içimde ihtilaller kopmuş
Kendimi sürgüne verdim
Mutluluğum çoktan iflas etmiş
itiraza hakkım yok biliyorum
Beni savunmak sana düştü
Seni arıyorum...
Yarım kalmış şiirlerim gibisin
Yaşanmamış çocukluğumsun anılarımda
Öylesine eksiğim sensiz
Öylesine sahipsiz
işte bütün umutlara havlu attım gidiyorum
içinde geç kalmışlığın çaresizliği
Çocuklar gibi ağlıyorum
Ve gel gör ki her damla gözyaşımda
Yine seni arıyorum...
içimde bir ümit var onun için burdayım,
Belki gelirsin diye senin için burdayım
Vakit çok geç olsa da gönlüm mahzun kalsa da,
Yine aynı masada senin için burdayım
Burada izlerin var
Islanmış gözlerin var
Verdiğin sözlerin var
Onun için burdayım
inan ki sensiz canım mutluluğa düşmanım,
Affet beni pişmanım demek için burdayım
Elini elime alıp öylece bir an kalıp,
Sana son kez sarılıp ölmek için burdayım
Seninle mutluydum Berlin'de
Sen olduğun için Berlin güzeldi
Berlin, sen vardın diye sıcaktı
Şimdi sensiz ne yaparım
işinden atılmış işçiler gibiyim
Mektubun, sanki çıkış belgem fabrikadan
Binlerce makina uğulduyor kulaklarımda
Yazdıklarının farkı yok almancadan
Okudukça anlamıyorum hiç bir şeyi
Anlamıyorum neden değiştiğini mevsimlerin
Anlamıyorum seni, sensizliği
Anlamıyorum...
Caffee Kranzler'de yine yaşlılar oturuyor
Pientka'da ise gençler
Seni Pientka'da arıyorum
Kendimi Kranzler'de
Ve öylece geçiyor günler, geceler
Krauzberg'te her adımda bir Türk
Bir türkü tutturmuş geçiyor
Hasretlik üstüne, yokluk üstüne
Dindirmiyor acısını gazeteler, demeçler
Atıyor çöp tenekesine
Ben de mektubunu yırtıp atıyorum
Yakıyorum üstelik
Ama yetmiyor anılara gücüm
Bir Wansee, bir Grünewald, bir Tegel
Yürüyorum
Oysa arkada gözüm
Böyle sürüp gitmemeli bu sevda
Seni sensiz yaşamamalıyım günler boyu
Avunmamalıyım hayalinle saatlerce
Sana böyle yakınken!
Her gece ıslanmamalı yanaklarım
Şarkılarda bulmamalıyım kaderimi
Göz göz olmamalı yüreğim
Seni beklerken!
Gel! En tenha saatlerde çık sokaklara
Yalnız ol! Beni bekle! Dertleşelim seninle
Bitmeli bu hüzün, bitmeli bu keder
Mutluluk varken! ...
Bak! Gökyüzü mavi, yapraklar yeşil
Bu mevsim bir daha gelecek değil
Ayrılık mı? Yakışmaz bize
Daha dün aşkı ararken!
Bırak artık söylesin türküleri sevdamızın
Bırak yaşatalım içimizde o kör aşkı
Neden saklanalım?
Neden gizleyelim ki!
Sen beni, ben seni
Seviyor seviyorken!
Eski bir gemiye yükler gibi ayrıldım duygularımdan
Vedalaşmak çok zor inan ümit vaad eden yarınlarımdan
Herşeye sünger çektim bir seni çıkartamadım aklımdan
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.
Ekmeğin tadı yok mavi gökyüzü kayıp
Belki hiç umursamadın beni yanlış tanıyıp
Mesafeleri çiğneyip de gururunu arkana alıp
Bir kere daha konuş benimle son bir kere daha.
Eskimiş toka gibi fırlatıp attın hislerimi
Herhangi bir taş gibi ezip geçtin düşlerimi
Bir mahkumun son arzusu gibi yerine getir isteğimi
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.
Hayallerim pusu kurup aklımı tuzağa düşürse de
Bu hatıra seni yaşatıp beni hergün bitirse de
Çok sıkılabilirsin canın gitmek istese de
Bir kere daha kal yanımda son bir kere daha.
Mesela eski bir para kadar değersizim senin için
Mesela başımın tacı bir yudum suydun benim için
Düşünki sana hayat borcum olsun insanlık için
Bir kere daha tut ellerimden son bir kere daha.
Eskimiş toka gibi fırlatıp attın hislerimi
Herhangi bir taş gibi ezip geçtin düşlerimi
Bir mahkumun son arzusu gibi yerine getir isteğimi
Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.
Farzet ki bu aşkı yaşamadık seninle
Farzet ki hiç bir geceyi paylaşmadık ikimiz
Farzet ki saçlarını bile hiç okşamadım
Hadi git, gözlerime baka baka git
Hadi git, hayatımdan çıka çıka git
Hadi git, yüreğimi yaka yaka git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Farzet ki unutulmuş bir şairim köşe başında
Farzet ki hiç bir şiirimi sana yazmadım
Farzet ki hiç bir şarkımda adını bile anmadım
Hadi git, sevdiğimi bile bile git
Hadi git, bir kalemde sile sile git
Hadi git, hiç üzülme güle güle git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Farzet ki bir kum tanesiyim sahilde
Farzet ki bir çakıl taşıyım yol kenarında
Farzet ki boş bir kibrit kutusuyum ellerinde
Hadi git, üzerime basa basa git
Hadi git, umutları asa asa git
Hadi git, hiç konuşma susa susa git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Fazet ki yokum artık
Farzet ki öldüm
Farzet ki isimsiz bir mezarım dağ başında
Hadi git, saçlarında bir tel bırakmadan git
Hadi git, avucumda bir el bırakmadan git
Hadi git, baş ucumda bir gül bırakmadan git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Değişen ben miyim öyle
Ben miyim eski sevdalara mendil sallayan
Şu eller
Şu gözler
Şu kalp benim mi yoksa
Ya şu gülen adam ben miyim? ..
Demek ki unutmuşum
Demek ki kurtulmuşum bütün acılarda
Geceler karanlık değil, uzun değil
Anlamsız değil şu dünya
Yaşamamak elde değil...
Ağaç ağaca benziyor artık
Deniz denize
Çiçek çiçeğe
Şiirler yazmıyorum artık bak
Gözlerinin güzelliğine...
Ohh! Ne iyi unutmuşum
Unutmuşum yıllanmış elbiselerim gibi seni
Çıkarıp atmışım sandık sandık kalbimden
Bütün kederlerden
Bütün üzüntülerden
Nihayet kurtulmuşum...
O seni düşünmek yok mu
Geceler dolusu seni düşünmek
Sarılmak karanlıklara sen diye
Sen diye kucaklamak yorganı okşamak, öpmek
O seni beklemek yok mu
Her gün sabahlara dek uykusuz beklemek
Ahh, ayak sesleri, kapı gıcırtıları bilemezsin
Bir defa yaşamaktır o, bin defa ölmek
O seni özlemek yok mu
Saçlarını, ellerini, dudaklarını özlemek
Uzun uzun gözgöze gelmek seninle
Seninle bir olmak, beraber olmak, sevişmek
O seni gizlemek yok mu
Kuşlardan, çiçeklerden bile kıskanıp gizlemek
Seni saklamak içimde delice, divanece
Öylece yaşamak seni, öylece sevmek
Ve seni kaybetmek yok mu
Bulduktan sonra seni kaybetmek
işte o beni yakan, yıkan, solduran
Ses versem de duyamazsın artık
Yüreğimde kan, gözlerimde kan, dudaklarımda kan.