Fuarın lozan kapısının girişinde resmi olan ve "izmir fuarlar ve kongreler kenti olacaktır" sözü yazan izmir'in rahmetli belediye başkanı.
Bir kere şu var ki priştina hangi partiden aday olsa seçilirdi zira az buz bir oran değil, yaklaşık iki milyon seçmenin olduğu bir şehirde oyların yarısından fazlasını alarak seçilmiştir. Hatta seçim zamanı bütün partilerin tanıtım afişlerinde parti liderlerinin resmi varken CHP afişlerinde priştinanın gülümseyen yüzü vardı, yani adaya güven hat safhadaydı.
Yaptığı en büyük iyilik büyük kanal projesiyle körfezi temizlemekti ama bu son zamanlarda maalesef yine eski günlerini aratmıyor güzelim izmir Körfezi. Bir diğer büyük icraatı ise metroyu izmir'e armağan etmesi ve 2005 Üniversite Yaz Oyunları'nın izmir'de düzenlenmesini sağlamaktır. Ama bu oyunları göremeden vefat etmiştir kendisi.
Taraflı tarafsız herkesin desteğini alabilen az sayıdaki yöneticiden birisi olan Ahmet Priştina'ya bu başlık vesilesiyle allahtan rahmet dilemeyi borç bilirim. Teşekkürler güzel insan.
kendisinden sonra izmir'e bir çivi bile çakılmamıştır desem yeridir. çöp sorunu, doğalgaz sorunu ve en önemlisi 1500 yıldır bitirilemeyen metro sorunu.. saymakla bitmez çarpıklıklar, beceriksizlikler, hizmet eksikliği almış başını gitmiştir efendim..
ayrıca körfezi körfez yapan, kokusunu alan, güzelleştiren, pırıl pırıl yapıp o çok bahsedilen 'körfez kokuyor be blader' lafını ortadan kaldıran güzel insandı.
ruhu şad olsun..
büyük, efsane başkan.. kordon'da, pasaport'ta, konak pier'de ne zaman gün batımına karşı bira içsem seni anarım.
seni yaşarken eleştirenlerin, senin eserlerine yaptıkları övgüleri de bu başlığa getirmeyi kendime borç bilirim:
chp ve vekillerinden hiç hazetmeme ragmen chp nin içinden çıkan ender insanlardan biridir kendisi. izmirin kalkınmasında büyük rolu vardır. projeleri ile izmir bir nebze nefes almıştır. ondan sonra onu projelerini hayata geçiremeyen birine bırakmıştır.
bir karne günüydü. karne hediyesi olarak babam bana fenerbahçe'nin formasını (ki ilk 3 yıldızlı formasıdır fenerbahçe'nin) alacağına söz vermiş, o yüzden konaktan alsancağa doğru arabamızla seyahat ediyorduk. o an radyoyu açayım da yolda eğlenelim diye düşündüm. ve flaş haber olarak büyük başkanımızın vefat ettiği söylendi. önce babamın yüzüne baktım. sanki kendi ailesinden biri vefat etmiş gibiydi. bir anda yüzü asıldı ve donuk gözlerle yolu izledi. radyoyu kapatmayı aklıma getirdim. o formayı aldığıma hiçbir zaman sevinemedim. hala dolabımda durur ve hiçbir zaman büyük bir mutlulukla giyemedim. her giydiğimde o güne hatırlarım.
cumhuriyet değerlerini ustaca taşımayı bilen, izmir' i sadece izmirlilerin değil, vaat edilmiş topraklara adımını atan herkesin taçlandırdığını unutmayan, olgun ve asil duruşunu asla kaybetmeyen büyük bir insandı. bir üniversiteye gitmişti, ali kırca' nın siyaset meydanı için. utangaç biçimde televizyon kameralarından kaçmaya çalışan bir öğrenci gördü. göz göze geldiler. çocuk, adamın gözlerinde samimiyet ve sevgiyi hemen fark etti. elini uzattığında ve sıktığındaysa heyecan içerisinde ' hoş geldiniz ' dedi genç adam. evinden yüzlerce kilometre uzaktaydı ama yalnız olmadığının farkındaydı.
niye mi bu kadar kesin konuşuyorum? o çocuk bendim. o adamın yönettiği bir şehirde okumaktan da hep gurur duydum. huzur içerisinde uyusun.
gerçek toplumcu, dürüst ve tepeden tırnağa insan olan özel ve yeri doldurulamayan belediye başkanı.
ülkemizde böylesi başarılı ve fark yaratan siyasetçilerin erken hayattan koparılmaları oldukça ilginçtir, böylesi tekrarlanan tesadüfler hep soru işaretidir.
hala yeri doldurulamayan izmirin eski belediye başkanı. çok emeği geçti bu kente. körfezdeki kokuyu bile son zamanlarında yok etmişti. bitmeyen metro inşaatına, kıbrıs şehitlerinde ki yapım çalışmalarına falan her baktığımda özlemle anıyorum. güzelim kentin dört bir yani şantiye sahasına döndü. nerdesin be başkan.
tarihte görevi başında vefat eden ilk büyükşehir belediye başkanı.
aynı zamanda birçok izmirli için geleceğin chp genel başkan adayıydı. biliyorum çok klasik olacak ama bizi yöneten bu kadar çok boş insan varken arada nitelikli, dürüst insanlar çıkınca neden bu kadar erken kaybediyoruz diye isyan etmemek elde değil.