ahmet oktay

    9.
  1. beş kuruşa aşk şarkıları

    Bir yalnızlık büyütürdüm saksıda
    kalandı çok eski günlerden
    bir bana yetsin, hıncımı arttırsın
    aşkımı pekiştirsin diye sevince.
    Günüydü, gelip durdu hüznümün önünde
    gidilmemiş bir saklı deniz sandım.

    Kıpırdamazdı yapraklar geceyle
    tüketirdi çiçeği, kuşu sevdiremeyen konyak
    bana neydi gülmeler, şarkılar
    otobüs durakları, alandaki kalabalık
    geldi durdu, alana merhaba dedim.

    Bir göz bozgundur yerine göre
    vururdu pencereme rüzgâr,
    ben hep öyle bir gözdüm
    çığlığını kendine saklayan.
    Düş kurmazdım, beklemezdim şurda burda,
    çiçek demetleri, bisikletler geçmezdi
    apansız geliverdi sokağıma.

    Hıncım bana kalsın gayrı
    sen yalnızlığımı götür.
    Bana çay demlemeyi öğret
    elimi yüzümü yıkamayı,
    ağzıma rakı koydurma.
    Hıncım bana kalsın diyorum
    çünki ben bu kenti kendimde büyüttüm
    bir barbarın vahşi ateşiyle,
    çünki yapılarının taşında onulmazlığım
    çünki şarkılar kanımın bedeli.

    En sevdiğim kelimeler gibisin
    örneğin öfke gibi
    hani bir zamanlar
    dağda ve sokakta açan.
    Örneğin umut gibi
    günde, gecede yitip durduğumuz
    zeytin dalını dal eden.
    Örneğin aşk gibi
    denizlerin üzerinde yürüten.
    Örneğin kavga gibi
    yüreğimi sıkı, saçlarımı kara tutan
    kayaları yumuşatan kavga gibi.

    Denizler benim kadar kıpırdayamaz
    bak şimdi parklardayım
    bir çocuğun menevişli gözlerinde.
    Hüzünleri bırakmanın günü
    günü çığlığı olmak dünyanın,
    hüznümü iki kat ediyor ama
    gecede alnıma dayalı alnın.
    6 ...
  2. 58.
  3. Dolaşıyorum ne zamandır
    kalbimde bir gül kesiği;

    ıslak bir tülbent koy göğsüme
    emsin büyüyen o siyah lekeyi;

    çoktan döndüm gittiğim gurbetlerden
    yine de
    içimde kanayan bir sılanın sesi.

    -tuhaf duygu-
    3 ...
  4. 21.
  5. bir ahmet oktay şiiri.

    Kaçıp sana saklanıyorum akşam oldu mu
    Sana dokununca mı denizleniyor masa
    Senin avcıların mı çok hayvanları kovalayan
    Sıkıntımın ormanında?

    Üç beş günümüz var şuracığında
    Nice oyuncağımızı kırdılar
    Biz de güzel çocuklardık bahçelerde
    Sularda alabalık

    Azla avunmaya alıştık
    Ne yapalım paramız yoksa
    Şarabımız bitince yağmura çıkarız
    Kim güzelleşmiyor öpüşünce.
    4 ...
  6. 1.
  7. edebiyat dünyasına ilk kez ortaokul sıralarında yazdığı şiirlerle adım atmış olan şair-yazar-gazeteci kişidir.
    2 ...
  8. 10.
  9. GöLGELERi KULLANMAK

    işte bir ses geçiyor sıkıntıdan
    baksam pencerede yağmur da var,
    hani saçlarını ya da göğsünü
    çok ince bir hüzünle bezeyen.
    Oyuncaklar da var yalnızlıktan
    bir parkta ölümü güzel kılar,
    hani sarmaşıkça uzandığın yatakta
    durmadan aşıladığım sana.

    Hayır yaşamıyor suda o balık,
    bir yanıltı daha çiçek aldığım.
    Herkesin bebeği var odalarda
    ölüme ve daha sıkılmak için.
    Uzayan sakalım sabaha kadar
    uçup giden bir kuş koynundan,
    belki yanında bile olmadım.

    Eğildiğin sular da yalan
    salınıp duran gemilerle aldanma.
    Demiyorum hiç mi olmasın kokun, o yatak.
    Ben umutsuzluğun domino taşı
    şimdi açım, suskunum bak.
    Hele bir çağırsın kanın türküsü
    hele bir kıpırdasın kumsalda
    ağları ve renkli balıklarıyla halk,
    silâh tutarım dağlarda.

    Bu oda emanet, hadi uzan,
    şimdi ellerim de çok nazlı
    bir karanfille kanar.
    Sunduğum bu yalnız, çocuk ülke,
    bak, gece de göğsümde çok ağır,
    şaşkın değilim ama silahımı yitirdim.
    Gelsin leylâkların açma zamanı
    mümkün silâhımı halkımla bulmak.

    Hadi uzan özlemim kadar,
    bulutlar gidiyor, şimdi işim
    çoğaltıp gölgeleri kullanmak.
    2 ...
  10. 4.
  11. "leninist örgüt modeli, teorik ve pratik düzlemde çekiciliğini ve inandırıcılığını yitirdi. gelgelelim, tüm bu olumsuz saptamalara ve olgulara rağmen, sosyalizmin yine de bir geleceği bulunuyor. toplumsal ütopyayı her şeye rağmen yine sol temsil ediyor (...)

    kesin olan şudur: sol, daha çoğulcu, daha demokratik, daha özgürlükçü olmak zorundadır. zor ve şiddet üzerine daha dikkatli düşünmek zorunda herkes. slogancı düşünce biçimlerinden kaçınmak bir öngereklilik. radikal islam'ın ve milliyetçi hareketin emekçi ve yoksul kesimler arasında kazandığı mevzilerin yeniden ele geçirilebilmesi ve bu kesimlerin ikna edilebilmesi çok yönlü düşünebilmeyi gerektiriyor."

    biçim cümleleri kurmuş şair, eleştirmen, düşünür kişi.
    2 ...
  12. 14.
  13. sırada

    uzat saçlarını gecenin balkonundan
    isteğimin çok tüylü suyuna.
    bir orman gecesinde
    bir kar gündüzünde,
    gördüm nasıl süzüldüğünü
    yırtıcı ölüm kuşlarının.
    hadi uçsun memelerindeki güvercinler
    hadi cennet ülkeni sun.
    kardeşliğin şarabını istemiyorlar
    söyle kaç sofra kaldı kurulu?

    baktıkça içleniyorum fotoğraflarına
    yüzlerini öpmüş anneleri ayrılığa benzer
    çilekeş kadınlar rüzgârlarına vurgun,
    onlar silâhları ve şarkılarıyla
    hani şuracığından geçerlerdi
    korkularınla kaldığın zaman.

    ölümü en güzel kullandı onlar
    bir karanfil dişleri arasından
    aşk içinde ulaştırdıkları sana,
    cepheden, sürgünden, mapustan.

    sıra bizim, hadi günler bitiyor.
    hadi uzat mavi saçlarını
    yenik gövdemin üstünden.
    1 ...
  14. 15.
  15. bir ahmet oktay şiiridir.

    Beş metre ötemdeki yapıya bakıyorum;
    Kaç TNT'lik imgelemi vardı acaba
    şirket mimarlarının, Berhava edildi
    kokular, renkler. Koruluğun
    kaçışan hayalleri. Yüzlerce fısıltı:
    yani sır veriş ve yalvarış
    gülümseyiş ve öpüş. Öfkeler de
    vardı elbet. Aldatıldık, terk edildik
    unutulduk da şöyle ya da böyle.
    Anımsandık ve kutsandık

    Yıllar önceydi. Denize inerken
    çamların ve çınarların sesini
    dinleye dinleye. Duvarın dibinden
    fısıldadı berduşun biri
    elinde bir şişe kırmızı Marmara:
    "Kuşlar kalmayacak ve tanklar geçecek
    ben öleceğim üç bahara kalmadan
    bu ağaçların kökünde ve kurtulacağım
    selam durmaktan."
    1 ...
  16. 59.
  17. Şair ve gazetecedir.

    Yerel ve güncel olaylardan yola çıkıp evrensel temayı yakalamaya çalışır.

    Şiirleri: gölgeleri kullanmak, yol üstündeki semender, her yüz bir öykü yazar, dr. kaligari nin dönüşü, ağıtlar ve övgüler...

    Tiyatro: kurt dişi.

    Mizah: tarantula post.
    1 ...
  18. 2.
  19. tevellüd: ankara, 1933

    ikinci yeni'ye selamı çakıp sonrasında viraj almış ağır abi. şairliğindense eleştirmenliğinden daha çok söz edilir. gazete yazılarını derlediği medya ve hedonizm kitabı da kıymetle anılmaya değer. ama daha çok türkiye'de popüler kültür kitabıyla bilinir. buna toplumcu gerçekçiliğin kaynakları, zamanı sorgulamak gibi yapıtlarını da eklemek gerek.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük