Adalet Bakanlığı af kapsamına alınan isimlerin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca hazırlanan raporlar doğrultusunda kendileri tarafından belirlendiğini bildirdi. Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hükümlülerin af taleplerini doğrudan Bakanlığa ya da Cumhuriyet başsavcılıklarına yaptığını anımsattı. Çiçek, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın yapılan tetkikleri yeterli bulması durumunda hazırlanan dosyaların kendilerine iletildiğini, ardından da takdir edilmek üzere Cumhurbaşkanlığı makamına bildirildiğini kaydetti. http://arama.hurriyet.com...arsivnews.aspx?id=6606085
bu kişileri en son sezer onaylamakta. ondan önce yargılanması gereken içinde akp'li olan adamlar da var. ama bizim insanımızı ve medyamızı iktidar yalakası, güce tapan, gerçekleri çarpıtan insanlardan oluşturduğu için bu söz bu ülkede çok normaldir. tipik bir islamcı gazete yazarı sözü.
akabinde, asker ve polisler sadece imam hatiplilerden oluşsun, okullar kapatılıp medreseler yeniden açılsın, sakal bırakmayanlara ceza uygulansın, başı açık gezen kırbaçlansın gibi isteklerin de gelebileceği ilginç öneri.
Koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler.
Fikirlere saygımız sonsuz, herkes hür iradesi ile istediği fikri açıklayabilme özgürlüğüne sahip olmalıdır inancını daima taşıyoruz.
Lakin... gelip de benim burnumu karıştırmaya kalkarsan, o karıştıran parmağı alır g... biiiiiiiiiiip... rım.
Bilmem anlatabildim mi sayın ali karahasanoğlu yazar kişisi?
Ülkeyi korumak sadece tsk'nın anayasal görevi değildir.
dehşete düşüren haberdir. halkı gaza getirmek için yapılmıştır.bu adi gazete utanmasa ahmet necdet sezer'in resminin üstüne çarpı atıp öldürülmesini isteyecektir. bunu zamanında çok yapmıştır.
bu yazıyı yazan şahıs neyin ne olduğunu , o affın nasıl onaylandığını , hangi aşamalardan geçtiğini çok iyi bilmektedir. ancak insanların duygularını sömürmek amacıyla , cahil kesimi gaza getirmek niyetiyle böyle bir haber yapmıştır.en tehlikelisi budur!
kaldıki tarafı olduğu apdullah gül peşinde yolsuzluk kuyruğuyla , devletini mahkemeye veren karısıyla , rejim karşıtı söylemleriyle , çankaya köşküne çıkmış , recep tayyip erdoğan , kuzey ırağa girmemek için amerika birleşik devletlerinden anlaşma adı altında rüşvet almış , askeriyeye dil uzatmış , devleti çatır çatır yemiştir.
bunlara sessiz kalan sözde yayın kuruluşu bir cineyet daha işlemek üzere harekete geçmiştir.
bu yayın kuruluşunun işlediği cinayetler haddini çoktan aşmıştır.
bu ülkede yüce divanda yargılanacak en son insan ahmet necdet sezerdir.
apdullah gül zamanında ahmet necdet sezer'i haksız rektör atamaları yönünden eleştirirken bugün aynısını yapmıştır.
ne yüzsüz , ne unutkan ne kendini bilmez bir millet olduk biz!
''asıl, büyük gün geldiğinde, sen ve senin gibi milyonlarca haini, yüce divanda değil, istiklal mahkemelerinde yargılayacağız'' denilesi bir yobazın savurduğu aforizma.
doğru söz. tamamen katılıyorum. zaten o cumhurbaşkanlığı harcırahından para artırırken, Bir sürü gereksiz makam aracını sattırıp, parasını hazineye koyarken, laiklik ve anayasal düzenden, yetkileri dahilinde ödün vermezken, şüpheleniyordum. kesin var bişi, kesin...
ya ali karahasanoglu gerizekali yahut cok iyi gerizekali takliti yapiyor, bu kadar senelik t.c. cumhuriyeti vatandasiyim cok zirvalama ve dangalaklik gördüm ama böylesini ilk defa görüyorum. kalemin bir namusu vardi o da gitti be sayelerinde yahu.
sayıları toplamakla değil güven özveri tecrübe ile gerçekleşebilecek taleptir.
öyle kıçı kırık iki bürokrat vetosu, adalet bakanlığının sunduğu af listesi, gerekçe değildir vatan hainliğine.
gerçi talep sahibi bu konuda eksper sayılabilecek bir ekolden geldiğinden bir bildiği vardır deyip kendisine içten bir kol selamı yolluyor, keşfettiği element için bilim adına kendisine teşekkür ediyoruz.
her kuşu becerdik bi leylek kaldı zaten.
ama illa yargılayacak birileri lazımsa, kenan evren'den başlayıp tayyip erdoğan'da biten bi liste mevcut, onlardan başlayabilirler.
Yüce divanda yargılanmasını gerektirecek bir durum olmadığı kanısındayım. Adam kırmızı ışıkta bile duruyordu daha ne olsun. Hem oğlunun düğün masraflarını da kendi cebinden ödedi. O kadar büyük adam yani. Bazı milletvekili eşlerini başlarındaki bezden dolayı köşke almamış, ne çıkar? Kırmızı ışık diyorum. Uluslar arası platformda bilimsel yayını olmayan akademisyenleri rektör yaptıysa da yaptı ne önemi var. Önemli olan laiklik ne de olsa. Ben de laikim mesela, hayıflanmak hakkım. Oysa 35 sene daha cumhurbaşkanı kalsaydı muhtemelen bir rektörlükte bana nasip olacaktı. Eşiyle gimaya gidip alışveriş yapacak kadar halk adamıydı ne de olsa. Geçin bunları yüce bir adam Ahmet Necdet sezer.
tarafsız olan bir insanı yargılama hakkında düşünen ve bunu eyleme dökme kararında olan varlıkların düşünsel faşizm idir sadece.
neden çünkü artık ipler onların ellerinde.
edit: sen önce kim olduğunu belirt bu yargıya varmadan önce (gazeteci denen şahıs).
tabii ki yargılanmalıdır. hem de; sen neden hediyeleri almıyorsun, neden sana ayrılan ödeneği hazineye devrediyosun da yiyip içmiyorsun, hele de geçen kırmızı ışıkta durmuşsun neden böyle yapıyorsun? şeklinde yargılanmalı ve asılmalıdır. *
ali karahasanoglu na profilden bakıyorum, buyrun sizde bakın, sizce de biraz sağcı, ne bileyim bir şey yanlısı gibi, hani derler ya biraz ampülsever durmuyor mu? yoksa uzaktan bakınca bana mı öyle geldi. ama doğru.. insanları yazdığı gazete ve tipine göre yorumlamamak lazım değil mi? tarafsız olarak bakmak istiyorum bir kere de olsun duruma. tabi becerebilirsem..
hayır düşünüyorum, bu kadar mı büyük kuyruk acıları bu adamla ilgili. kararlarınızı veto etti diye size bu adam yanlış gelebilir, bunu saygıyla karşılarım. ama adamın kendine göre doğruları var. adam aldığınız kararları ülke çıkarları ve refahı açısından uygun bulmuyor ki veto ediyor. yoksa siz efendi gibi uzlaşmacı politika izleseniz, sözde değil özde insanların fikirlerini kaale alsanız, durum böyle mi olurdu. neden her seferinde bu insanlar herhangi bir tasarı veto edildiği zaman mağdur olarak gösteriyor kendini anlamıyorum. tamam duygusal milletiz, mağdurun arkasındayız fakat buna mağduriyet gözüyle bakacak kadar gerizekalı da değiliz diye düşünüyordum, ta ki genel seçimlere kadar. yemişiz yazar arkadaşlarım hem de kütür kütür yemişiz. tüm oyunlara, tüm peşkeşlere, tüm dolandırıcılıklara gözümüzü yumarak yemişiz. şimdi de adamın teki çıkmış, almış % 47 nin gücünü arkasına, diyor ki yargılansın, asılsın zart zurt. bu kadar kolay olmamalı.
gün gelir devran döner, güç gene bizim elimize geçer. bu ülke kimseye kalmadı, size de kalmayacak. buldunuz saf* milleti, sömürün duygularını. bakalım nereye kadar?