kayıp trilyon davasından yargılanmıyor olması,ülkenin 5 kuruş parasını cebe indirmemiş olması,halktan biriymiş gibi makam aracını kırmızı ışıklarda bile durdurması...ne biçim herif lan bu? böyle cumhurbaşkanı mı olur? bizim cumhurbaşkanımızın biraz üçkağıtçı,biraz uyanık olması lazım,hafif götü başı da oynamalı ki bize yakışsın. bir de en önemli nedeni dindar olmamasıdır değil mi? karısının başının açık olmasından bunu anlayabilirz hemen.ama abdullahcığım öyle mi? namuslu ve efendi bir müslüman.kayserinin gülü.
tanım:kişiye göre değişen nedenlerdir.herkes hak ettiği kişilerce yönetilir unutmayın.ahmet necdet sezer'i hak etmeyip,abdullah gül'ü hak edenlere acıyorum ben esas.
din ve devlet işlerini birbirine karıştırmak istememesi. evet ilkokul bilgisine göre laikliğin tanımını direk yazdım ama en basitinden bu uğraşı nedeniyle kendisinden nefret eden insan vasfına sahip kuru ağaçlar oldukça fazla bu ülkede. ve korkarım daha da çoğalacaklar. 3 çocuk yapın diye boşuna mı diyor adam.
gerçekten de anlayamadığım nedenlerdir. bir kişi çıkıp da yaptığı bir yanlışı gösterip "aha bunun yüzünden sevmiyom ben" derse rahatlayacam.
icraatleri eleştiriliyor genelde. ne de olsa hükümetin gönderdiği birçok yasayı veto etti. mesela bu yasalardan aklıma gelen bir tanesini yazayım aşağıda.
petrol yasası diye bir yasa vardı bir ara. bu yasaya göre türkiye'de petrol çıkaracak olan bir şirketten, bu petrolün sanırım %5 civarına denk gelen kısmı alınacaktı. ahmet necdet sezer bu yasayı veto etti. veto gerekçesi ise kıbrıs barış harekatı sırasında ülkede petrol bulunamaması ve yurtdışından türkiye'ye petrol ambargosu yapılmasıydı.
şimdi bu yasayı veto etmiş olmasından rahatsız olan var mıdır acaba? ben hatırlıyorum da o zaman hiçkimse bu konuda bir yorum yapmamıştı. halbuki aynı dönemde barzani yönetimindeki kuzey ırak hükümeti yabancı şirketlerin çıkardığı petrolden tam %85 oranına denk gelen kısmını alıyordu. aradaki farkı iyi düşünün. nerede %5, nerede %85.
bir diğer eleştirilen yönü de halkın içine karışmaması. evet yapı olarak herkesle kaynaşabilen, halkın arasına inebilen birisi değil. ama istediğimiz sadece yapmacıktan halkla ilgili gözüken bir cumhurbaşkanı mı? evet hepimiz atatürk gibi bir cumhurbaşkanı istiyoruz, sürekli halkla içiçe olsun, onları dinlesin, ilgilensin istiyoruz. ama işte burada bir sorun var. atatürk bu şekilde davranıyordu çünkü o gerçekten bir reisti, liderdi, halkıyla tam olarak bütünleşmişti. ama ondan sonraki hiçbir cumhurbaşkanı öyle olamadı.
aşağıdaki anıyı dikkatle okuyalım.
"Atatürk'e hakaretten sanık bir köylü hakkında takibat yapılıyordu. Durumu Atatürk'e arz ettiler. "Mahkemeye veriyoruz" dediler. "Size küfür etmiş." Atatürk sordu: "Ben ne yapmışım ki ona?" Evrakı tetkik edenler açıkladılar: "Gazete kâğıdı ile sardığı sigarayı yakarken kâğıt tutuşmuş da ondan." Atatürk sormuş: "Siz hiç gazete kâğıdı ile sigara içtiniz mi?" "Hayır." "Ben Trablus'tayken içmiştim, bilirim. Pek berbat şey. Köylü bana az küfretmiş. Siz bunun için onu mahkemeye vereceğinize, ona insan gibi sigara içmeyi sağlayınız!"
bir tarafta böyle bir cumhurbaşkanı, diğer tarafta kendisini yuhalayan bir gence arabasının penceresinden "ne diyorsun!" diye bağıran bir cumhurbaşkanı. bunu mu istiyoruz?
ben bir vatandaş olarak halkıyla yapmacıktan bütünleşen, işler iyi gidince gülücükler saçıp işler kötü gidince sağa sola saldıran, halkının çoğu yemek parası bulamazken oturduğu koltukta gösteriş adına trilyonlar harcayan, ama buna rağmen hiçbir konuda bir gelişme sağlayamayan cumhurbaşkanı istemiyorum. ha böyle bir cumhurbaşkanıyla gurur duyan, mutlu olan insanlar varsa da gerçekten saygı duyarım, çünkü ben yapamam.
işte bu sebeplerden ahmet necdet sezer gibi birisi bu ülkede cumhurbaşkanlığı yaptığı için mutluyum. belki halkın içinde olamadı, belki yanlış kararlar verdi, hatta bazılarına göre belki de hiç olumlu birşey yapamadı. ama en azından ülkesine zarar vermedi, cumhurbaşkanı nüfuzunu hiçbir yerde kullanmadı, gösteriş peşinde koşmadı, ülkesinin bir kuruş parasını bile gereksiz yere harcamadı, görev süresi dolunca da televizyonlarda şov yapmadı, basit bir devlet memuru gibi evinde emekli hayatına geçti.
evet ahmet necdet sezer'in sevilmeme nedenleri vardır ama, hiçbirisi onun mevkisinde olanlardan daha çok değildir.
insanların beyninin dumura uğraması ve siyaset ahlakından bir haber olmasından dolayı oluşan nedensizliklerdir. dünya genelinde en fazla ekmek tüketen millet olmamızdan dolayı olabilir. ekmek beyin hücrelerini öldürüyor tabi bir yerde.
kim tarafından da sevilmediği aslında içinde gizli olan sorudur.sevilmemiştir ama aynı onun gibi göz önünde olanlarca sevilmemiştir ve ey halkım açıp bakmamıştır ki bir kere hayatına adamın veya yaptıklarına , soruya cevap arasın. sevmedilerse halk da sevmemiştir . e vardır bi bildikleri diye ama ; sorgulamaz ki , sorgulayamaz ki.
sevmeyenlerce terörist denilen ölüm oruççularına tek terörist demeyen O'dur belkide ve affeden yeni bir hayat sunan... halbuki halk da teörist demiyor muydu veya adalet dediğimiz KAVRAM öyle dedi ki , içeri girdi binlerce genç...
şimdi o ' terörist' ler dışardalar ve yepyeni yaşamlarıyla göz dolduruyorlar, hiç bişey için değilse bile onlara sunduğu yeni hayat için sevilmeyi , önünde saygıyla eğilmeyi hakeden adam , çok yaşasın...
cahillikten ve fanatiklikten ileri gelen nedenlerdir. öyle birini sevmek için ya onun ayarında olacaksınız, laik ve cumhuriyetçi olacaksınız,gö<ünüz tok olacak ya da dürüst ve samimi olacaksınız. bunlara sahip olmayan adam sevmesin zaten. onların kime taptığı belli. selametle.
kendine atatürkçü diyen ama atatürk'ün oturduğu mevkide oturup noterlikten başka hiçbirşey yapmamayı başaran bir model..
bkz: sahte atatürkçülük nutku atacağına kendin yeni bir atatürk olsaydın!
yalan söylemeyen,
küfür etmeyen,
alış-verişini kendi yapan,
kırmızı ışıkta geçmeyen,
meydanlarda-medyada nutuk atmayan,
dürüst: rüşvet almayan-vermeyen, makamından dolayı şımarmayan,
halkına ''sen'' demeyen,
haber programlarını işgal etmeyen,
az konuşan,
çok düşünen,
çok okuyan,
gecesi 10-15 bin dolarlık otellerde sefa sürüp halka ödetmeyen,
özetle: halkın yüzde 47 sinin kafasındaki politikacı imajına uymayan,
iş hayatından öğrendiğim bir şey var, dürüst ve çıkar kaygısı gütmeyen adamlar uzlaşmaz tipler oluyorlar genellikle, boyun eğdiremiyorsunuz onlara, eyvallah demiyorlar, çünkü korkuları yok, onları korkutabileceğiniz bir yanlışları da. onlara bir şeyler vaad edemiyorsunuz çünkü hakettiklerinden daha fazlasında gözleri olmuyor. sanıyorum sayın ahmet necdet sezer'i sevmeyen insanlar özünde adam gibi adamları sevmeyen insanlardır.
eklemeden edemeyeceğim hayatımda kimsenin isminin başına sayın yazarken bu kadar hakettiğini, bu kadar yakıştığını düşünmemiştim.
Bizim gördüğümüz devlet adamları, daha doğrusu Özal sonrasında alışık olduğumuz devlet adamı tipleri genelde kendi kurallarını koyar, yapılmış kuralları bozar, kafasına göre takılabilirdi. Ama Sayın sezer kırmızı'da geçmez, korumayla dolaşmak istemez, sade vatandaş olmaya çalışırdı. O makam, vatandaşlık makamı bize ait olduğu için; makımımıza göz diktiği için, sevemedik sanırım. Bir de söylenti vardı zamanın'da oğlunun düğününü çankaya da yapıp elektrik faturasını kendi cebinden ödemiş diye. işte ben de en çok buna bozulurum he... Biz ne güne duruyorduk sayın Cumhurbaşkanım. Siz de yükleseydiniz ya vatandaşın sırtına faturayı! bir anda aklıma bi sürü örnek geldi işte, ben daha nasıl seveyim sizi?
diğerleri gibi herkese hamili kart yakınımdır diye kartvizitler dağıtmaması, her önüne getirilen hediye el koyup köşken çıkarken yanında götürmeye minnet etmemesi, etrafında bangır bangır ben cumhurbaşkanıyım edasında eskortlarla dolaşmaması, insancıl edebiyle konuşan insana insan gibi muamele edip sokak ağızıyla konuşmaması, devletin her kurumuna kendi çevresi yakını akrabası eşi dostunu yerleştirmemesi, çocuğuna çankaya da düğünyaptığında o geceki elektrik faturasını kendi cebinden ödemesi ödenek diye devlete kakalamaması, anayasayı fırlatma gücünü kendinde bulup bunu cesaretle ortaya koyması vb nedenler olabilir diye düşünesi geliyor insanın.
neticede bu ülke kendini soymaya gelenlere alışık olduğundan soymadan kasada para bıkarıp gidenleri görünce bu bizden olamaz diye düşüncelere gark olmuş olabilir. haliyle toplum içindeki çıkıntılar pek sevilmez bu tip insanlar diğerlerine de örnek olur diye küçükten başını ezmeye çalışırlar.
hakikaten ideolojik gerizekalılığın alasıdır. böyle beni sövdürecekler sonunda diyeceğim aptal aptal yorumlardır. ne alakası var vetoyla metoyla. süs mü koymuşlar oraya? veto edecek tabi. ne kadar soyulma meraklısıymış bu millet de, özelleştirmeleri(soygunları) veto etti diye ağlıyor.
