kurtuluş savaşında din adamlarının rolünü açıklamak için emsal gösterilebilecek,kahraman alim.
engelleme girişimlerine rağmen müftü ahmet hulusi efendi, milli mücadele için son derece önemli hizmetlerde bulunmuştur. daha işin başında ahmet hulusi efendi, 15 mayıs günkü mitingte halka; "fetva veriyorum... işgal edilen memleket halkının silaha sarılması farz-ı ayn'dır" (172) dediği vakit, denizlililer o'nun etrafında hemen birleşmişlerdi. halkla bütünleşen ahmet hulusi efendi, metinde de belirtildiği gibi daha sonraki günlerde de başarılı hizmetlerde bulunmuştur.
57'nci tümen komutanı albay m. şefik aker, müftü efendi'nin bu hizmetlerinden, "...nazilli'nin düşman istilasına uğramasından sonra ileri gidememesi ve hatta bu kasabayı bir müddet tahliye etmesi ahmet hulusi efendi'nin gayret ve rehberliği ile başlayan millî hareketin kuvvete inkılâp ederek ileri harekete geçmesi ile mümkün olabildi" (173) diyerek takdirle söz etmektedir.
ahmet hulusi efendi, dürrizâde'nin fetvasına karşı anadolu uleması tarafından hazırlanan fetvayı nisan 1920'de imzalayarak (174) 15 mayıs 1919'da denizli halkı için verdiği ilk cihad fetvasını, böylece bütün türk milletine duyurmuş oluyordu. bu yüzden, "garp cephesi nasıl kuruldu?" adlı eserin yazarı, rahmi apak'ın tesbit ettiği gibi "yalnız denizlililer değil, bütün türk milleti ahmet hulusi efendi ile iftihar edecektir."
hemşehrisi olmaktan gurur duyduğum insan. izmir'in işgal edilmesinden yanlızca 4 saat sonra, denizli'de bugünkü bayramyeri denilen yerde ilk cihad fetvasını vermiş din adamıdır. netekim denizli milli mucadelede ilk teşkilatlanan il olma ünvanına sahiptir.
düşman işgaline ilk silahlı mukavemet fetvasını verdiği konuşmasında, silahı olmayanların ellerine üçer tane taş alıp düşmana fırlatmalarını, vatan savunmasında ölenlerin şehit, kalanların gazi olacaklarını, böyle bir işgale tepkisiz kalmanın dinde yerinin olmadığını söylemiştir.
cihad fetvasını verdiği yer olan bayramyeri'nde bir anıt yapılmıştır kendisine. *
15 mayis 1919 günü tellallar ile halkı topladıgı müftülük binasının önünde fetva veren ahmet hulusi efendi sunları söyledi:
"muhterem denizlililer!
bugün sabahın erken saatlerinde izmir, yunanlılar tarafından isgal edilmistir. bu tecavüze karsı hareketsiz kalmak, din ve devlete ihanettir, vatana karsı irtikab edilecek cürümlerin allah ve tarih önünde affı imkansız günahtır. cihad, tam manasıyla tesekkül etmiş dini farize olarak karşımızdadır.
hemşehrilerim..!
karşımıza çıkarılan dünkü tebeamız, yunan'a biz mağlup olmadık. onlar öteki düşmanlarımızın vasıtasıdır. yunan'ın bir türk beldesini ellerine geçirmelerinin ne manaya geldigini, izmir'de şu birkaç saat içinde irtikap edilen cinayetler gösteriyor. silahımız olmayabilir, topsuz tüfeksiz, sapan taşları ile de düşmanın karşısına çıkacagız. istiklal aşkı, vatan sevgisi, haysiyet şuurumuz ile kalbimizdeki iman ile mücadelemizin sonunda zaferi kazanacagız. bu uğurda canını verenler şehit, kalanlar gazidir.
bu mutlak olarak cihad-ı mukaddestir. sizlere vatanımızı düşmanlara teslim etmenin çaresiz olduğunu söyleyenler, düşman esareti altında olanlardır. onlar irade ve kararlarına sahip değildirler. bu vaziyette onların emri ve fetvası aklen ve şer'an caiz, makbul ve muteber değildir. meşru olan münhasıran vatan müdafaası ve istiklal uğruna cihaddır.
korkmayınız,meyus olmayınız, bu liva-i hamid'in altında toplanınız ve mücadeleye hazırlanınız. müftünüz olarak cihad-i mukaddes fetvasını ilan ve tebliğ ediyorum.
elinizde hiçbir silahınız olmasa dahi üçer taş alarak düşman üzerine atmak suretiyle mutlaka fiili mukabelede bulununuz."
ahmet hulusi efendi, denizli'de milli mücadele hareketini başlattığı zaman 57 yaşında idi. o, 22 kasım 1931'de arkasında daima örnek olacak hayırlı hizmetler bırakarak 70 yaşının içinde fani hayata veda etti.*