ahmet hakan'ın diyanet işleri başkanına altından kalkılamayacak soru sormasıdır. diyor ki; kuran yasak dediğin yıllarda atatürk kuran'ı türkçeye çevirtip dağıtmıştı. dedenin taşların arasına sakladığı kuran o türkçe kuran olmasın.
ahmet hakan'ın zeka seviyesi, günübirlik birbiriyle çelişen yazıları, doğan medyanın oyuncağı olduğu az çok okur yazar olan aklı başında vatandaşın bildiği gerçeklerdir.
cehaşpeliler kendi zeka seviyelerinde kapak gibi görebilirler, bu normal.
ama kızıl it olmayan biri ahmet hakanın bir "fikir" ifade ettiğini söylüyorsa derhal psikiyatriste gitmesi gerekir.
paraya resmini bastıran milli şefiniz inönü devrinde kuranların halk tarafından saklandığı, kuran öğreten kişilerin jandarma tarafından alınıp kaybedildiği, gerçek ezan okuyan kişilerin tutuklandığı bütün anadolu'da bilinir ve sayısız hatıralar nakledilir.
olaya bak. bugün minarelerde duyduğunuz ezanı o dönem bir kişi (ses düzeyi önemli değil, fısıltıyla bile olsa) okuyunca (türkçe okumadın, kanuna aykırı) denilerek tutuklanıyordu.
işte cehapenin özgürlük anlayışı budur.
gezide olaylarla ilgisiz camiye giden mahalle amcalarına pencerelerden küfredip saldıran, hakaret eden domuz sürüsünün, aynı anlayışı paylaşan finoların, kızıl itlerin vadettiği şey budur.
