ahmet davutoğlu

entry2703 galeri374 video26
    28.
  1. parolası "komşularla sıfır sorun" olan dışişleri bakanı.

    bu adam birikimlidir, entellektüeldir ancak akademisyendir hacı. yani, teoride ürettiklerini pratiğe dökemeyendir.

    gürcistan'dan başlayalım sıfır sorun muhabbetine. gürcistan ile bizim bir problemimiz yok zaten. abd'nin gazı ile rusya'ya karşı tampon oluştursun diye askeri destek veriyoruz. sonuç? rusya ihraç ürünlerimizin olduğu tırları haftalarca gümrüğünde bekletiyor, geri gönderiyor, yasaklıyor. btc'ye rakip olarak deniz yolu ile burgaz'a oradan boru hattı ile bulgaristan-yunanistan hattından ege'ye rus petrolü ulaşacak. yetmiyor biz bize hiçbir şekilde herhangi bir ucuz doğalgaz alımı veya herhangi bir imtiyaz sağlamayan sadece ve sadece transit geçiş olacağımız nabucco'ya eyvallah diyoruz. hani sıfır sorun? rusya ile kocaman nur topu gibi sorunların oluyor. bu mu stratejik derinlik hocam?

    ermenistan; sorunluyuz evet ama bir arpa boyu yol kat edememişizdir kendisinin etkin olduğu dönemde. 2002'den beri hem başbakan recep tayyip erdoğan hem de şu anki cumhurbaşkanı abdullah gül'ün dış politika danışmanı. 2002'den beri sözde soykırımı kabul eden, bu sözde soykırımı inkar edenlere hapis cezası verilmesi kararı alan ülke sayısının haddi hesabı yok. peki yaptırım? diplomatik nota? hak getire. hiçbir şey yok ortada. her seferinde sadece şu cümle çıkar "yapacaklarımızı tüm dünya görecek" ama pek bir halt göremedik. iyi niyet gösterisi olarak maça gitmeler ancak ermenistan cumhurbaşkanı sarkisyan'ın "sınır kapısı açılmazsa maça gitmem" resti ve son olarak daha taze taze, sıcak sıcak bugün sarf ettiği "hiçbir önkoşulu kabul etmiyoruz" lafı. yani ne dağlık karabağ'dan çekilecek ermenistan ne de türkiye'nin toprak bütünlüğünü tanıyacak. bir de diyor ki, adam "biz soykırım'a rağmen iyi niyet gösterisi olarak görüşmeyi kabul ettik" breh breh breh. lütfetmiş sarkisyan. e hani sıfır sorun hocam? sınırı açalım, adamlar bizim lehimize hiçbir koşulu kabul etmesin ama sıfır sorun. oldu olacak bir de soykırım anıtı dikelim ha ne dersin? tazminat falan ödeyelim. al işte mis gibi sıfır sorun.

    iran; pek bir sorunumuz yok rejim tartışmaları dışında. o da eskilerde kaldı, hizbullah'ı desteklemeler, ülkede çalışmalar yapmalar falan filan. abd'nin gazıyla fazla yanaşmıyoruz da kendilerine. herhangi bir savaş durumunda ise yanlarında olmayacağımız kesin.

    ırak; sorunumuz dağ gibi. adamlar pkk yöneticilerini teslim etmiyorlar hatta 2003'e kadar türkiye cumhuriyeti'nin verdiği diplomatik pasaportla gezen adam "bir kürt kedisini dahi vermem" diyebiliyor. bölgesel reis barzani istediği gibi postasını koyabiliyor. "biz kandil'e hakim değiliz" deyip, kara operasyonu yapalım dediğimizde ise "ırak'ın toprak bütünlüğü var, egemen bir devlettir vs." edebiyatı yapıyorlar sanki 1 milyona yakın insanlarını biz öldürdük, yaladıkları postallar abd postalı, ingiliz postalı değil. fiili olarak zaten 3'e bölünmüş halde. abd çekildiği anda iç savaş kaçınılmaz, bu yüzden abd kuzey ırak'ı korumak için bizi sürüyor. fırına sürülen hamurmuşuz gibi hisediyorum şahsen. sıcak, daha sıcak.

    suriye; adamlar ile atilla ateş paşa reyhanlı'dan postayı koyup tehdit ettiğinden beri zaten sorunumuz yok. nerden baksan 12 sene. pkk'yı suriye kendilerinden önce def etti zaten. 1999'da neyse, bugün de aynı. ha arada beşar esad avrupai karısını da alıp bizimkilere misafirliğe geliyor çay içmeye, bizimkiler de gidiyorlar arada. o kadar. israil ile suriye arasında arabulucu olmamızı istiyorlar ama israil'in pek kazıdığı yok.

    güney kıbrıs; komşu sayılırız kendileriyle. sorun deseniz 2002'den beri kat be kat arttı. konjektür değişti davutoğlu hocamız sayesinde. çok derin düşünerek(!) iyi niyet gösterisi olarak taviz vermekle avrupa'nın gözünde yüceleceğimizi zannedip ab direktiflerine "he" dedik hep. referandumda "evet" dedirttik falan sonuç? ne ambargolar kalktı, ne devlet olarak tanındı. ayrıyeten, sanal bir "müzakere süreci" sözüne güney kıbrıs'ın mevcut anlaşmalara ve dolayısı ile uluslararası hukuka aykırı şekilde ab üyesi olmasını mahkemeye taşımadık! dediler ki, "sizle de müzakere yapacaz lan" sonuç? havai fişekler. havai fişeklerin ardından geçen 5 sene? açıldığı gün geçici olarak kapatılan bilim ve teknoloji başlığı dışında hiçbir başlığı kapatamamış ve yeni başlık açamamış olmamız ve 31 aralık 2009'a kadar süremiz olan şeyler. limanları açacağımıza dair anlaşma imzalamamız ve ardından sözlü deklarasyon yayınlamamız iç politikaya yönelik. güney kıbrıs'ın petrol sahaları ihaleleri açma girişimleri falan. kuzey kıbrıs için 2002'den bu yana değişen nedir? peki ya bizim değiştirdiğimiz pro-aktif olarak verdiğimiz tavizler nelerdir? aldıklarımız nelerdir? çok şey verdik ama malesef elde var sıfır.

    yunanistan; "dostum karamanlis" adlı babayiğitin tayyip babanın evlatcığının şahidi olması dışında pek bir şey yok. ismail cem de papandreu ile sirtaki yapıyordu. yunanistan hala 12 mil inadında, hala balıkçı teknelerimizi sahil güvenlik botları ile taciz etmekte, uçakları hala hava sahamızı ihlal etmekte. bir somut örnek vermek isterim, 26 mayıs 2006'da bir yunan savaş uçağı, bir f-16'ımıza arkadan ve alttan çarparak düşürmüştü hatırlar mısınız? ben hatırlarım fil gibi hafıza vardır. dönemin savunma bakanı vecdi gönül, uluslararası mahkemelere gideceklerini açıklamış, dönemin dışişleri bakanı pek sayın abdullah gül de "ne yapacağımızı tüm dünya görecek" diye postasını koymuştu. sadece nota verildi, nota da reddedildi. 3 sene geçti ne oldu uçağımız? alabildik mi tazminat? ha ahmet hocam, o dönem danışmanıydın abdullah gül'ün, ne yaptık söylesene? bugün ne yapıyoruz milyonlarca dolarlık uçağımız için? hani "tüm dünya görecek!" potasının arkası? bir aslan miyav dedi değil mi? allah'tan pilotumuz atlamayı başarmıştı. velhasıl, yunanistan bugünlerde bakoyanni'nin giderek sertleşen üslubuyla ön planda.

    bulgaristan; pek bir sorunumuz yok kendileriyle zaten. hak ve özgürlükler hareketi de geçen dönem iktidardı. velhasıl, bulgaristan ile kayda değer bir şey yok.

    ab ülkeleri ile durumumuz, "imtiyazlı ortaklık" eksenine dönmüş durumda neredeyse. sarkozy "imtiyazlı ortaklık" diyor bağıra çağıra, merkel ona keza bizimkilerden tek söz, tek tepki yok. 2-3 gün sonra bir gazeteci sorarsa eskaza konuşuyorlar. hatta abdullah gül sarkozy'yi "vizyon darlığı" ile suçlamıştı da çok gülmüştüm. zira sarko'nun söylediği cümlelerin benzerlerini 15 sene kadar önce kendisi, hem de meclis kürsüsünden haykırmıştı. artık vizyona gergi kolu mu soktular ne olduysa birden bire cumhurbaşkanımızın vizyonu genişlemişti.

    velhasıl, hocam sen okula dön, öğrencilere ders ver. bak akademisyenlik sökmüyor. sen herkesi kendin gibi zannediyorsun. kafanda 40 tilkinin dolaşıp, bu tilkilerin kuyruğunun birbirine değmemesi gerekirken, sen 2 tilkiyi bile dolaştıramıyorsun. bırak kuyruk temasını, paso burun burnalar. stratejik derinlik iyi kitap güzel kitap. birkaç konferansında da bulundum oradaki konuşmalar da güzel ama bak mehmet öz'e, fındık yiyin diyor, ekmek alacak para yok, adam fındık diyor. onun gibi sen de o zamanlar iyi konuşuyordun ama pratikte pek yoksun be hocam.

    iddia ediyorum en iyisinden en kötüsüne hiçbir şekilde farklı stratejilerin yok komşularımızla ilgili. hep iyi niyet, hep iyi niyet "o bunu yaparsa, ben de bunu yaparım" gibi 3-5 farklı stratejin yok. böyle olunca stratejik derinlik de yeteri kadar derin olmayı geç, suyun üzerinde ada gibi kalıyor hocam.

    hesap ortada, 2002'den beri değişen ve değişmeyenler ortada. açık ve net olarak belli ki, aleyhimize değişim gerçekten çok fazla.
    9 ...
  2. 27.
  3. adnan hoca'nın sevdiği adamdır.

    müthiş stratejiler geliştirir "komşularla sıfır sorun" gibi. becerebiliyorsan yap. sorunlarımız sanki öyle iki günde çözülebilecek şeylermiş de önceki iktidarlar yapmamış görüntüsü vermeye çalışıyor aklınca. bu tavrın müşterisi de çoktur.

    güney kıbrıs tıkadı müzakereleri adamlar "limanlarını bize aç" diyorlar. açmak bir çözümdür. kuzey'e tüm dünya ambargo uygularken biz güneyi desteklersek bu bir çözümdür. yok yapılmayacaksa neyin sıfır sorunu? tuğla gibi durur o sorun öyle. en komünisti bile faşist rumlar avrupa'yı da arkalarına almışken.

    "akp iktidardan düşene kadar dünyayı gezip göreceğim. çok tepki gelmezse bazı tavizler de verebiliriz" diyemiyor. böyle söylüyor.

    sanki daha önceki iktidarlar komşularla dövüşeceğiz diye kararlıydı.
    4 ...
  4. 26.
  5. büyük düşünen adam gariba ama yorum yapmak için erken.
    4 ...
  6. 25.
  7. Gelmiş geçmiş en birikimli, konusuna hakim ve entellektüel dışişleri bakanı.
    9 ...
  8. 24.
  9. çin'in "uygurlara yardim ederseniz biz de pkk ya yardim ederiz" ultimatomuna nasil cevap verecegini merakla bekledigim bakan.

    umarım oylece bakmaz.
    2 ...
  10. 23.
  11. pro-aktif dışişleri bakanı'dır. yani bazılarının anlayışına göre öyleymiş.

    "çin dostumuz, uygurlar bağımız" ee başka? yok. hiç konuşmasan daha iyiydi be sayın bakanım. biz de bir şey olacak sanmıştık. vallahi "uygurlar hadlerini bilsinler" deseydin bile bir "duruş" gösterdi derdim ama bu ne menem bir açıklamadır sayın bakanım? stratejik derinlik böyle mi oluyor sayın bakanım?

    halid meşal'e sahip çıktığın kadar, rabia kader'e de sahip çık da görelim pro-aktifliğini sayın bakanım!
    6 ...
  12. 22.
  13. müthiş bir birikim var doğru, kitaplarından belli ama icraatte müthiş başarısızlık söz konusu. bebecan'ın arkasını toplamak kolay değildi bakalım kendi neler yapacak? ama şimdilik küresel sermaye ile uyumlu ve batıcı bir politika izleyeceğe benziyor.
    4 ...
  14. 21.
  15. babacan embesilinden en iyi alternatifiyle kurtulan tc'nin dışişleri bakanı.eli öpülesidir.suriye ile sınırları kaldıran fikriyatın müsebbibi.

    lakin lakin eğer israille suriye arasındaki husumet bu bakan marifetiyle giderilirse, o zaman hem bu dünyada hemde öteki tarafta hesabı sorulur.

    şimdilik böyle bişi yoktur.azerbaycanı da, eski kgb başkanı olan cehennemin dibini boylamış aliyevin oğlundan kurtarılmasına yönelik projeler üretebilirse, türkiye yukarıya doğru ereksiyonel olarak yükselecektir.

    -demirel bu duruma üzülür mü dediniz anlayamadım?
    -yok paşam ne demek.
    -üzülürse üzülsün çok da sikimdeydi.
    4 ...
  16. 20.
  17. geçtiğimiz haftalarda bilim ve sanat vakfı'nda kademe grubuna yaptığı sohbet-konferans'ı dinlediğim, müthiş derecede entelektüel birikime sahip ve düğünüme gelmeye söz vermiş yeni bakanımız. bakanlığı fazlasıyla hakediyordu orası tamam ama, yine o içinde bulunmak istediği ve hayaliyle yanıp tutuştuğu akademik ortamdan uzak kalmasına üzüleceğim ben. inşallah bu ülke o'nun kıymetini bilir, türkiye için büyük bir şans.
    5 ...
  18. 19.
  19. pro-aktif dışişleri bakanı.

    öylesine pro-aktif'tir ki, merkel ve sarkozy "türkiye'nin avrupa'da işi yok" cümlesine karşılık halen bir açıklamada bulunmamıştır.

    yıllarca danışmanlık yaptığı cumhurbaşkanı abdullah gül ve başbakan recep tayyip erdoğan'ın da merkel ve sarkozy'nin açıklamalarına ses çıkarmamaları ilginç olmakla beraber, artık kabineden arkadaşı olan başmüzakereci egemen bağış'ın da herhangi bir tepki göstermemesi tuhaftır. hayır bu adamlar değiller miydi müzakerelerin başlama tarihi alınınca havai fişekli kutlama yapıp, savaş kazanmış komutan edasıyla ankara caddelerinde zafer turu atan? şimdi neden ses seda yok türkiye'nin üyeliği konusunda birliğin en güçlü iki ülkesinin birinci ağızlarından çıkan bu sözler için?

    stratejik derinlik adlı eserinde çok doğru tespitlerde bulunan hocamızın, hem danışmanlık ettiği kişileri yönlendirerek daha önce içine düştüğümüz komik durumlar, hem de -her ne kadar taze bakan olursa olsun- merkel ve sarkozy'ye tepki göstermemiş oluşu gösteriyor ki, teoride bir şeyler sunmak, pratikte aynı şeyleri yapmak anlamına gelmiyor.

    yani türkiyemdeki akademisyen olgusunu bir kez daha doğrulamıştır davutoğlu hoca. teoride bir şeyleri bilmek demek, pratikte teorisini becerebilmek anlamına gelmiyor.
    8 ...
  20. 18.
  21. görünüş itibariyle şahsıma wolverine'in hafif yaşlanmış ve mütedeyyin bir hayatı seçmiş halini anımsatan kişidir. şirin ve sevecen bir duruşu vardır.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/569696/+
    5 ...
  22. 17.
  23. Necmettin Erbakan'ın da bir dönem dış politika danışmanlarından olan şahsiyet. Derin bir adam. ilerleyen dönemler de hakkında bir çok entry girileceğinden eminim.
    7 ...
  24. 16.
  25. meclis dışından seçilen yeni dış işleri bakanıdır. kendisi soğuk savaş sonrası yeniden yapılanan dünyada türkiye'nin rolünün değişmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

    davutoğlu'na göre türkiye, artık soğuk savaş döneminin güvenlik algısı ve buna bağlı olarak salt jeostratejiye bağlı uluslararası ilişkiler yaklaşımının artık değişmesi gerektiğini vurgulamakta; bunu yaparkende türkiye için soft power, bölgesel merkez ülke gibi kavramlarla yeni dış politikayı formule etmektedir.

    ona göre türkiye artık ortadoğu'daki sorunların çözüm adresi olmalı; bunu gerçekleştirebilmek için çok taraflı bir dış politika izlemelidir. eski osmanlı mirasına ve bunun kültürel etkilerine sürekli vurgu yapan davutoğlu, türkiye'nin bölgedeki model ülke olduğu söylemini kullanmaktadır.

    çok taraflı dış politika izlemek sanıldığı gibi abd'nin ekseninden kopmak anlamına gelmemektedir. çünkü 90'ların başından itibaren uluslararası sistemin türkiye'ye biçtiği rol zaten model ülke rolüdür. bu bağlamda abd, sürekli olarak türkiye'nin avrupa birliğine girmesini desteklemekte; türkiye'yi ( abd'nin deyimiyle) ortadoğu'nun islamcı yapılarına karşı halkı müslüman yönetimi laik ve demokratik bir ülke olarak sunmaya çalışmaktadır.

    ayrıca davutoğlu'na göre uluslararası ilişkilerde 1970'lerin yaklaşımı olan bağımlılık teorisi değişmiş ve karşılıklı bağımlılık teorisine dönüşmüştür. yani artık sadece çevre ülkeler, merkez ülkelere bağımlı değildir; merkez ile çevre arasında karşılıklı bağımlılık söz konusudur. ayrıca çevre ülkelerdeki sermaye sınıfının niteliğide değişmeye başlamıştır: önceden kompradorolan çevre ülke burjuvazisi, artık uluslararasılaşmaya başlamıştır.

    (bkz: stratejik derinlik)
    4 ...
  26. 15.
  27. 14.
  28. kitaplarını okumuş, seminerlerini takip etmiş biri olarak çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, kendisi türkiye'nin en iyi uluslararası ilişkiler uzmanıdır. Ve böyle bir dehanın dış işleri bakanı olması da Türkiye için çok büyük bir şanstır.

    diplomatik kriz çığırtkanları için özellikle bakınız, satın alınız, okuyunuz, anlayınız:

    (bkz: Stratejik derinlik)
    25 ...
  29. 13.
  30. gün itibari ile kabine revizyonu sonrasında dışişleri bakanı sıfatı kazanmış kişi.

    yepyeni diplomatik krizlere hazırlıklı ol türkiyem.
    10 ...
  31. 12.
  32. kabine revizyonun da adı dışişleri bakanı olarak geçmektedir.*
    4 ...
  33. 11.
  34. akp'nin bugünkü dış politikaları için feyz aldığı klavuz.

    klavuzlu bir atasözü vardı neydi, "görünen köy klavuz istemez" ı-ıh yok lan başka bi şeydi ama neydi, aklıma gelmedi şimdi.
    9 ...
  35. 10.
  36. Yeni ABD yönetimine Ermenistan'la sınırı açma olasılığı için dağlık Karabağ sorununun ön koşul olmaktan çıkarılması yönünde siyaset izlenilmesi gerektiği yönünde tavsiyede bulunan cumhurbaşkanı ve başbakanın dış politika baş danışmanı.
    6 ...
  37. 9.
  38. türk dış politikasını şekillendiren adamdır. yazdığı stratejik derinlik isimli kitabıyla adeta "ben bu işin kitabını yazdım kardeşim" demiştir. mit müsteşarı olması tartışılmaktadır.
    6 ...
  39. 8.
  40. 1959 yılında Konya/Taşkent'te doğdu. Ortaöğretimini istanbul Erkek Lisesi'nde tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi ve Siyaset Bilimi bölümlerinden mezun oldu. Aynı üniversitenin Kamu Yönetimi Bölümü'nde yüksek lisans, Siyaset Bilimi ve Uluslar arası ilişkiler Bölümünde doktorasını tamamladı. 1990-1995 yılları arasında yurtdışında görev yaptıktan sonra 1996-1999 yılları arasında Marmara Üniversitesi'nde çalıştı. 1993'te doçent, 1999'da profesör oldu

    ikibin ikiden bu yana başbakan başdanışmanı. Cüneyd Zapsu ve Egemen Bağışla bir ara gerginlik yaşadığı dedikoduları bir ara gündeme gelmişti. Son beş yıldır artan bir önemi var ortadoğuda. Öyle ki gazze vahşeti esnasında bölgeyi ziyaret eden Sarkozy yapacağı görüşmelere katılmasını rica etmişti. Ortadoğuda onsuz bir denklem kurmak neredeyse imkansızdır. stratejik derinlik kitabında geliştirdiği doktirini dış politikada uygulamaktadır. Komşularıyla sorunsuz bir türkiye yakın hinterlandını kuracaktır demişti kitabında nitekim kurdu. hamas siyasi büro şefi halid meşal 'in türkiyeye ziyareti onun eseridir. Onun öngörülerini avrupalılar beş yıl sonra görebilmiştir. Yakında daha büyük hamlelerini göreceğimiz gizli dış işleri bakanımızdır. israil kendisinden nefret etmektedir ki bu nedenle bile sevilebilinir.

    Bütün bu iyi özelliklerine rağmen uluslar arası ilişkiler uzmanı olmasından mütevellit kendisiyle yapılan bazı röportajlarda olayları son derece rutin şeylermiş gibi değerlendirmesi insanda soğuk duş etkisi yapar.

    kendime edit: davudoğlu değil davutoğlu
    11 ...
  41. 7.
  42. bilim ve sanat vakfı'nın duayen hocası ve kurucusu, şu anda ise cumhurbaşkanlığı başdanışmanıdır.
    8 ...
  43. 6.
  44. stratejik derinlik isimli bir kitabı bulunan dış politika baş danışmanı.
    10 ...
  45. 5.
  46. türkiyenin uyguladıgı muhteşem dış politikanın sahibi, strateji kitabı ile, bu politikayı daha önce yayınlamış kişi.
    20 ...
  47. 4.
  48. başbakanlık başdanışmanı.boğaziçi işletmede okumaya başlamış fakat bu bölüm ona yetmemeye başladığı için ekonomiye geçmiş, yüksek lisansını kamu yönetimi alanında doktorasınıda uluslararası ilişkilerde yaparak sosyal bilimlerde el atmadığı alan kalmamıştır.türkiye'nin dış politikasındaki bütün komşu ülkelerle iyi geçinme ve tüm dünyada aktif siyaset fikri ona aittir.
    22 ...
© 2025 uludağ sözlük