adamın selaaam olsun xx'lere ya da selaam olsun xx doğuran analara demediği grup kalmadı. bir ara güney tayland'daki Barisan Revolusi Nasional'e bile selam göndereceğini bekledim.
selam verdi diye adamı pkklı sanmak, akpye karsı her hdpye oy verenleri pkklı sanmakla aynı mantık seviyesindedir. politikacı adam bugün a der yarın b yapar. az cok hepimiz gercekten ne oldugunu bılıyoruz. akpyi gercekten elestirmek icin bunlar aslında islam karsıtı, pkk taraftarı gibi ideolojik argumanlar sunmak yerine daha mantıksal ekonomik argümanlar sunmak daha faydalıdır ama akp secmeni her sekilde anlamayacagı icin cok da bir sey fark etmez.
normalde kuruyemişçide yer süpüremeyecek adam nasıl bir sürü basamak "şüpheli" bir biçimde tırmandırılarak sırayla akademisyen, siyasetçi, vekil, bakan, başbakan yapılır?
düşün bi neden?
havuz medyası cici çocuk olduğundan yazmıyor öyle şeyler ama bu beyzade uzun süredir yabancı basın ve politikacıların "neş'e kaynağı"
en kibarları "hayalci" derken kimileri "ne tür bir eğitim aldığını anlamak güç" diyor. "muhatabımı daha önce görmemiş olsaydım konuşulanlar karşısında bir kamera şakasına kurban gitmiş olabileceğimi düşünürdüm" diye odunu veren de var.
"tipk bir 3. dünya politikacısı. açgözlü ve cahil" diye yazdılar bunun için bizim basın "dünya davutoğlundan korkuyor" diye yazdı... katıldığı işbirliği toplantısında muhataplarından yolsuzluk ve insan kaçakçılığı konusunda fırça yerken bile sırıtıyor bu tip. konuşulanları anlamıyor, söylenenlere geç tepki veriyor etrafında arkasını toplayan en az 15 - 20 kişilik "full time" mesaili danışman olmasına rağmen gaf üstüne gaf yapıyor. bu adam sözde diplomasinin başındaydı ama daha hangi çatal bıçağı kullanacağından haberi yok. diplomatik yemek vs olduğunda omuz başına adam dikiyorlar "şu çatal, bu bıçak, tatlı için şu kaşık" diye ikaz etmek için...
tek misyonu ortadoğuda kurulması için on binlerce kişinin kanı dökülen, yoksul halklardan milyar milyar dolarlar çalınan israil kuklası büyük kürdistan'a giden yolun taşlarını döşemek...
varedilme sebebi budur...
yoksa eline bir tepsi çay versen dökmeden mutfaktan salona gidemez. kendisiyle ilgili böyle bir misal vermemin sebebi siyaset, sosyoloji, ekonomi ve hatta din konusunda bırakalım fikir üretmeyi iki cümle kuramayacak kadar vasıfsız olması nedeniyledir.
ele eldiven gibi geçirilen kuklalar gibi bir şey işte. arkasından sokulmuş elin parmakları çenesini oynatırken ses ise perde arkasından gelmektedir...
