herhangi bir başbakanlık vasfı taşımayan, dünyaya karşı dik bir duruş sergileyemeyen, Avrupa'nın ikinci sınıf devlet yöneticilerinin yanında bile pasif kalan, değişen dünyanın sözde "yeni süper gücü" türkiyemizin başbakanı Ahmet davutoğlundan, gösterdiği acziyetten dolayı utanma durumudur.
bu adam bu ülkenin başbakanı olduğu sürece, uzatılan eller havada kalır, Türkiye arkaya itilir, iyi kötü (genelde kötü) sağladığı itibarı da kaybeder.
şahsım adına söylüyorum, son günlerde davutoğlu'na bakış açım çok değişti. top oynayan mahalle abilerinin yanında oyuna alsınlar diye bekleyen küçük çocuktan farksız, Avrupa'nın liderleri karşısındaki duruşu...
azıcık da acımanın eşlik ettiği duygu. hafif de kılıçdaroğlu'nu andırır falan. emekli maaşını alıp torunlarına şeker dağıtması gerekiyor gibi tarzları vardır.
şu an içinde bulunduğum ahval. seri ingilizce konuşması white sea'den sonra ilaç gibi gelmişti ama şimdi uzun adamın hiç yoktan boyuyla dikkat çektiğini farkettim.
Adamın tüm yüzü lens amk. konuşurken, gülerken, ağlarken, kızarken hiç mi o yüz değişmez, mimik olmaz mı insanda ya? biyiklari dahi sabit sadece çok iyi dikkat edince alt dudagi kipirdiyor.
not: ezik olması, pasif olması, kukla olmasını falan geçiyorum.