1993 de bir dava için ankaraya döner birgün sonra birileriile buluşupçoköneml bilgiler aktaracak ve o zaman ki son kitap çalışmalarını tamamlamış derlemesini hazırlamış bu bilgileride muhtemelen bu şahsa teslim edecekti,kitabının muhtemelismi şamdaki kemnacı idi. tam bunları hazırlarken kendisinden cevap alınamadı. esiitirafcı yardımcısı endisi ve sevgilisi tamda benzer durumu andıran kitap başlığındaki gibi "üçgendeki tezgah" üçgen şekilde üçfarklı noktada faili meçhul!!! katledilmiş bulundu.
kendisiçok değerli ir geçmişi bulunan, kilit görevlerde bulunmuş, devletin bekası ve milletinin hayrı için gözünü budaktan esirgeemiş, bizler sıcak yatakta yatalım diye soğukta kalmış yegane kişilerdendir.
günümüzde popüleritesi artmış durumda bulunan, vatan ve milleti için kendisini hiç düşünmeden ateşe atanları katil diye adlandırma ve teröristmiş gibi suçlananlar furyasında bulunan kişidir.
sevgi ve saygı değer arkadaşlarım, unutulmaması gereken birşey vardır. devletin ve milletin bekası söz konusu olunca içinde bazı yanlışlıklar veya hatalar görünen vakalar vuku bulunabilir, bu gibi durumları yargılayarak sonca ulaşmak bizlerim görevimizdeğildir. bunu yapan veya yapması gerekenlerde bizler değiliz. bizim için canını veren kişilerin gerçeğini bilmeden suçlamamalıyız.
sen yanmazsan ben yanmazsam biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?
hak edene hak ettiğini yapmış, doğruları ve yanlışları ile ölmüştür. nihayetinde binbaşı rütbesine sahiptir. türk silahlı kuvveleri nezdinde türk milletine hizmet vermiştir. arkasından çok konuşulmuş, yazılmış, çizilmiştir. burada yapılacak tüm yorumlar yer çekiminden bağımsız, havada kalacaktır.
Türk intikam Tugayı'nın liderliğini yapmış binbaşı emeklisi. Bölgede lakabı testere imiş. Ayrıca yaptığı temizliklerden! dolayı çamaşır suyu markasından esinlenip ace diyormuş kendisine. Büyük bir olasılıkla aynı kontrgerilla oluşumunda rakip olarak bulunan ve fikir anlaşmazlıkları içinde olduğu kişilerce her konunun gerçeğini bildiği için öldürülmüştür.
yazdığı "üçgendeki tezgah" ve "kürtler, pkk ve abdullah öcalan" isimli kitaplar yeri doldurulamaz kaynaklardır çünkü bizzat en yoğun terör günlerinde en yetkili kişi tarafından yazılmıştır. öldürüldüklerinde arkadaşları ile ankara'nın üç çıkışına konan cesetleri yazdığı üçgendeki tezgah başlığından esinlenilmiş, bir şey anlatılmaya çalışılmıştır ama bu olay aydınlatılamamış, devlet kendini kellesini ortaya koyarak korumaya çalışmış bir nefere daha sahip çıkamamıştır.
barzani ve talabani için; dün kapımızda kırmızı pasaport için yalvaran bu siyasi fahişeler, bugün bize rest çekebiliyorsa hata bizdedir, şeklinde beyanat vermiş terör uzmanı.
jitem fikrini ortaya atan ancak, kurucusu olmayan kişidir. jitem asker temmelli bir oluşumdur. üst düzey komuta birimleri tarafından kurulmuştur (böylesine önemli bir birimi devlet, binbaşı rütbesindeki birine kurdurtmaz). soner yalçın'a etmiş olduğu itiraflarda jitem'i kendisinin kurduğunu belirtmiştir ancak bunu kendisinin dışında kimse söylememiştir.
jitem ilk oluşum sürecinden sonra özel harp dairesi'ndeki yapılanmaya benzer bir şekilde sivilleri de kabul eden bir yapılanmaya gitmiştir. jitem mensuplarına istihbarat eğitiminin yanısıra, kontrgerilla eğitimi de verilmektedir. illegal bir kurum değil, yeraltında bulunan yasal bir kurumdur.
kamuoyu tarafından jitem olarak bilinen istihbarat kurumunun kurucularındandır. yanılmıyorsam 92'nin mart ayında binbaşı rütbesindeyken kendi isteğiyle emekliye ayrılmış kasım ayında ise sevgilsi muhaberat ajanı neval boz ve itirafçı kadrosunda ki mustafa deniz ile birlikte kimliği belirsiz kişi veya kişilerce sorgulandıktan sonra öldürülmüştür. Cesetleri ankartanın üç farklı noktasına bırakılmıştır. Ayrıca üçgendeki tezgah ve pkk,kürtler ve öcalan kitaplarının yazarıdır.
jitemi kuran ve uzun bir zaman periyodu içinde yöneticiliğini yapmış, doğuda bir çok operasyona bizzat katılmıs, kod adı ace olan bu kod adını girdiği çatışmalarda karşı tarafta yaptığı temizlikten ve ayrıca adının baş harflerinden esinlenerek alan, 1993 te görevinden ayrılıp türkiyenin kürt politikasını eleştirmeye başlayınca abdullah çatlı ve ekibi tarafından kaçırılıp ankara polis poligonunda sorgulandıktan sonra infaz edilen jandarma genel komutanlığı mensubu eski subay.
bir yığın insanlık suçu işlemiş terorist. jitemin kurucusudur abdulkadir ayganın itiraflarında yaptıkları ve yaptırdıklarıyla insanlığımızdan utanmamıza sebebiyet vermiştir. şu vakitlerde zebaniler ve kayganlaştırıcılarıyla mutlu olduğunu umduğumuz şahıs.
binbasi ersever in itiraflari isimli soner yalçın kitabındaki röportajıyla tüm ülkeye kendini tanıtmış milliyetçi kontrgerilla. adı geçen kitapta gayet iddialı açıklamalar yaparak ne kadar da karanlık bir kontrgerilla olduğunu nezaketen ortaya serdiğini düşündüğüm bazen de askeri idarenin pkk denen illet karşısında neden bu kadar güçsüz kaldığını sık sık sorgulayarak kafa kaşırtırmış eski ordu mensubudur kendisi.
takma isimle kendi kitaplarının da olduğunu öğrendiğimiz ama yine de kendisi hakkında kesin bilgiye "binbaşı ersever in itirafları" isimli kitaptan daha fazla ulaşılabileceğinizi düşündüğüm milliyetçi askerlerden sadece biri. kitaptaki ilginç yanlarından biri ülkeden bahsederken devamlı tc kısaltmasını kullanması idi.
ace kod adıyla operasyonlara katılmış, soner yalçın'ın kitabında röportaj vermeden hemen önce ordu'nun terörizm konusunda yeterli olmadığını, taktik hatalar yaptığını öne sürerek görevinden istifa etmiştir. sanırsam kitapta yeşil kod adlı mahmut yıldırım hakkında bilgiler verdikten sonra kasım 1993'de ankara'nın çıkışında ölü bulunmuştur. ülkemin derinlerinden, karanlıklarından biridir kanımca.
Ahmet Cem Ersever, 1950 Erzurum, Kerkük Türkleri'ndendir. Resmi adı istihbarat Grup Komutanlığı olan, halk arasında Jandarma istihbarat ve Terörle Mücadele adıyla anılan biriminin kurucusu ve komutanı olan Jandarma subayı (E. Binbaşı).
Ersever, Güneydoğu Anadolu'da PKK ile yapılan gerilla ve istihbarat çalışmalarının tümünde yer almış, silahlı çatışmalara bizzat katılmış, tüm faaliyetleri yönetmiş, PKK'ya yardım ve yataklık eden kişi ve guruplarla iritbat kurmuş, bunları tam yetkiyle ve Komutanlığa doğrudan bağlı olarak yürütmüştür.
Ersever ile Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu arasındaki ilişki olduğu ve Ersever’in Velioğlu’ndan çok iyi istihbarat aldığı, avukatı Emin Emir (MHP'nin eski lideri Alparslan Türkeş'in de avukatı) tarafından ifade edilmiştir. Özellikle 1989-1990 yıllarında bu ikilinin çok sık görüştüğünden bahseden bahseden Emir, Ersever’in o dönem ‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ ilkesiyle hareket ettiğini ve ayrıca Hizbullah'ın devlet tarafından kurulduğuna dair Ersever'den herhangi birşey duymadığını da belirtmiştir.
24 Ekim 1993'te Ankara'ya bir dava için gittikten sonra kayboldu ve 4 Kasım 1993'te öldürülmüş olarak Ankara dışında Jandarma bölge sınırında bulundu.
tr.wikipedia.org
--- spoiler---
yaşamı gibi ölümü de karanlıkta kalmıştır, üç arkadaşıyla birlikte ankara'nın üç ayrı çıkışında cesetleri bırakılmış, nüfus cüzdanı da soner yalçın'a gönderilmiştir...