chp'yi parçalayanın önder sav ya da kılıçdaroğlu olmadığını aksine atatürk'ün ilkesizliği olduğunu söylemesi ve buna dair yazı yazmasıdır.
chp'nin içişleri beni ilgilendirmez de katıldığım tek nokta şu;
atatürk'ün zamanı 1920 ler 30 lar'dı. sen şimdi yeni bir şeyler üretip üzerine koyacağına, 70 yıl öncesini baz alarak insan yönetmeye kalkarsan böyle döt gibi kalırsın ortada.
ahmet altan ı kadın yalakalığı kesmez oldu.
nesildaş yazarlarını örnek alarak, türk e ve türklüğe söverek nobel alacağı kanısına varmış olmalı ki, saldırıya en dikkat çekecek insandan başladı.
çıkacak sesi, nobel komitesinin türk düşmanı üyelerinin duymaması mümkün değil diye düşünmüş olmalı.
kendisine sahip olamadığı değerlerin, onlarca nobel ödülünden daha önemli olduğunu hatırlatmak isterim.
hani bir laf vardır;
bilmem ne olmuşsun ama adam olamamışsın, der atalarımız.
atası değilim allah tan ama şunu söylemeden de edemeyeceğim;
yazar olmuşsun ama adam olamamışsın, ahmet.
kendine gel, ahmet.
adam ol, ahmet.
bu çayır, bildiğin çayır değil, ahmet.
burda seni otlatmazlar ahmet.
burada senin gibilere, unutamayacağın ayarlar verirler ahmet.
çayıra çıkmışsın ama bu millet karı kılıklı yalakalara el ense çekmez ahmet.
başka çayıra ahmet.
bu çayırın otları, haram olsun sana ahmet.
eninde sonunda birinin cesaret etmesi gereken sözleri söylemesidir.
çoluk çocuk da beyinlerine devlet eliyle kazınmış şeylerin doğru olmadığını eninde sonunda öğrenecekler. 3-4 adet sloganla ülke tarihi özetlenemez.
biri atatürk ilkesi diye birşey yoktur diyorsa, küfür etmeden önce ne dediğini bir dinleyin.
biri kemalizm içi boş bir ucubedir diyorsa, küfür etmeden önce ne dediğini bir dinleyin.
biri atatürk hırsına yenik düşmüş bir diktatördü diyorsa, küfür etmeden önce ne dediğini bir dinleyin.
dinledikleriniz hoşunuza gitmezse sonra yeniden küfredersiniz ama kırmızı görmüş boğa gibi sağa sola saldırmayın.
--spoiler--
aziz nesin türk düşmanıydı.
uğur mumucu türk düşmanıydı.
musa anter türk düşmanıydı.
nazım hikmet türk düşmanıydı.
ahmet kaya türk düşmanıydı.
orhan pamuk türk düşmanıydı.
cem ersever türk düşmanıydı...
gaffar okan türk düşmanı.
ve şimdi ahmet altan türk düşmanı...
--spoiler--
değil fikren, cismen bir araya bile gelmeyecek adamları aynı kefeye koyan zihniyetleri görmemizi sağlayan adamdır. nasıl bi hastalıklı düşünce yapısıdır bu? bir de demiş ki:
--spoiler--
siz kimin dost ve kimin düşman olabilciğini sezecek kadar düşünen varlıklar değilsiniz. siz özelsiniz...
--spoiler--
kendisi düşünebiliyormuş. eğer böyle bir düşünceye sahip olunacaksa biz düşünmeyelim adamım. sen devam et...
herkesin bir şeyler üretip ya da fikir vereceği yerde boş beleş kafadan atıp tutmasıdır.Bundan yıllar önce bir milletin tarihine giren kahramanları ölümünden yıllar sonra kendini savunamayacağını bildiği için arkasından gereksiz yere atıp tutmak,dikkat çekmeye çalışmak ilgi çekmeye çalışmak adına saçma sapan yere karalamak ne kadar doğru?Bence herkesin bir şeyler yazıp çizmesi için önce bir şeyleri aşması gerekiyor ne yazık ki yazar bu yazısında seviyenin çok altında..
Ayrıca şurada bir dinleyin lafı altında marjinal olmaya çalışmak kadar saçma sapan bir şey yok?Tamam arkadaş popülariteye karşısında senin bu gereksizliğinin bedelini niye Mustafa Kemal Atatürk çekiyor?Bence siz eleştirmeye başlamadan önce bi dinleyin bi anlayın..Tabi yapabiliyorsanız..Bi deneyin??
hürmetler.
herkesin görüşüne saygı duyma gerekliliği sebebiyle kendisine "verip veriştiremiyorum". başarısız ve etkisiz siyasiler yüzünden atatürk'e nefret kusmasını anlamış değilim. bir de şöyle bir çelişki var "geçen yüz yılda olanlar geçen yüz yılda kaldıysa" nedir bu nefret ? eğer bu gün kendisi bu kadar özgürce bir şeyler yazabiliyorsa bu nefretin kaynağına teşekkürü bir borç bilmelidir. kendisinin iki yüzlülüğü maalesef belli başlı kitleleri yanına çekecektir.
Terbiyesizliktir.Bir merhumun arkasından gıybet yapmak ancak böyle bir liberal zihniyetteki insandan beklenir.Adamlar liberal arkadaş geniş insanlar ne de olsa.
atatürk'ün ölümünün üzerinden 72 sene geçtikten sonra uygulamaları hakkında birtakım eleştirilerde bulunmak kesinlikle merhumun arkasından gıybet etmek değildir.
atatürk kendi halinde, etliye sütlüye karışmamış bir insan değildir ve yaptıkları milyonlarca insanı olumlu veya olumsuz etkilemiş bir insandır. sevenlerinin ne kadar konuşma hakkı varsa kendisini eleştirmek isteyenlerin de o kadar konuşma hakkı vardır.
dersim'i bombalamasını söylemesi terbiyesizlikse evet büyük terbiyesizlik yapmış. dindarları-kürtleri-koministleri kullandıktan sonra bir kısmını asıp bir kısmını kenara ittiği gerçeğini söylemesi gerçekten büyük terbiyesizlik olmuş.
bak altan, o zaman koşullar bunu gerektiriyordu, bugünde olsa aynısını yaparız, yapmadığımız şeyde değil.
"Kürtler kimliklerini, Sünni dindarlar inanç hürriyetlerini, Aleviler ibadethanelerinin resmen kabulünü, solcular düşünce özgürlüklerini istiyor." diyerek amacını belli etmiş yazardır.
atatürk'e diktatör demiş. sanki atatürk demokrasiyi getirse memlekete, halk bunu hemen benimseyecek ve ilk seçimlerde kendisini iktidara getirecekti de atatürk iktidar hırsından, bencilliğinden bunu yapmadı. o zamanı o günün şartlarına göre değerlendirmek lazım. atatürk'e pragmatik demiş. e öyle olmasa ülkeyi nasıl, dağıtmadan bir arada tutacak, nasıl ingilizlerle mücadele edecekti ki? ruslar yardım etmek isteyince elbetteki kabul etmiştir. yunanla nasıl savaşacaksın, neyle top, tüfek alacaksın? kolay mı çöken bir imparatorluğu, küllerinden yeniden inşaa etmek. atatürk'e şunu astırdı, bunu kestirdi demiş. e iç savaşı nasıl bastıracaktı? ne yapsaydı, isyancılarla uzlaşmaya mı çalışsaydı?
koskoca bir imparatorluk gitmiş, elde kalan topraklar (sevr'de) bir avuç. halk bıkkın, halk dediğin 72,5 millet. bunları toparlicaksın, türk üst kimliğini aşılicaksın, yoksa en ufak bir darbede parçalanmaya devam edersin.
iktidarında herkesin gözü var, önce kendini sağlama alacaksın. sonra toplu bir savunma ve saldırı yapacaksın, sonra kafandaki devrimleri yapacaksın. hemde o devrimlerki, söylediğinde en yakınların bile ilk başta ciddiye almiyacağı, zamanına göre çok uçuk fikirler.
e ne yapsaydı atatürk, nasıl yol alsaydı? bunu da söylesinler bari. mesela desinler ki, serbest fırkayı kapatmasaydı. ona göre tartışalım. kimse konuşulmasın, atatürk eleştirilmesin demiyor ki; bir avuç radikal kemalist hariç. ama bu adamın hiç mi doğrusu yok kardeşim, bütün kabahat atatürk'te mi yani? neredeyse memleketi kurtarmasaydı, cumhuriyeti kurmasaydı daha iyiydi diyecekler.
bugün okuyup "böyle olacaktı zaten" dediğimiz, yazıdır.
bunlar kalem silahşörü, ve "emir eri". ben böyle bir yazı okuduğum zaman, bu yazıyı yazma zamanının geldiğini, "okey olm ahmet yaz yazıyı" diyen kimdir onu merak ederim.
elma mevsimi gelmeden çiçek açmaz. oluşup erginleşmez. bu da aynen böyle...kendilerince işin artık sonuna geldiler. kendi mevsimlerinin geldiğini düşünüyorlar. ne diyorlardı ? "demokrasi bizim için bir tramvay gibidir, ineceğimiz durağa geldiğimiz de düğmeye basar, ineriz"...demek ki kendilerince o durağa gelmek üzereler. referandum´dan önce, hatta ikinci seçimden önce ahmet altan hangi dili kullanarak yazılar yazıyordu, şimdi hangi dili kullanarak yazıyor, bunları kıyasladığımız zaman, kimlerin "demokrasiyi tramvay gibi gördüğü" tespitini yapabiliriz. tramvayda da ne yaparsın, ineceğin durağa daha çok varken, oturur gazeteni okur oralı olmazsın, harekete geçtiğin zaman, oturduğun yerden kalktığın zaman, ancak tramvayın senin durağa yaklaştığı zamandır.
bunlar da böyle işte. türkiye üzerinde büyük oyunlar oynanıyor. halk bu oyunların farkına varıp ona dur demezse, "birilerine" esir olur. ki görünüşe göre de olacak.
ahmet altan´a yanıt ; partiler kendi içinde devrimler gelişimler yaşar, bu normaldir. sizin bunu atatürk´e sövme aracı yapmanız, ise ayrıca anlamlıdır. bu dünya da amerikan partileri de dahil hepsi mütemadiyen devrimler geçirirler. almanya´da neler oluyor habire, fransa´da neler oluyor, hiç gazete okumuyor musunuz?..bu her ülkede oluyor, demokrasi böyle birşey.
sözlük yazarına not ; enterasan konulardan birisi de türk medyasında bu şekil bir yazıya yanıt verebilecek gazetecilerin, gerek ergenekon cu, gerekse kötü yazar diye mimlenip uzaklastırılmış olmasıdır...o yazarların uzaklaştırılması da, bu yazarların şimdi bu şekil yazılar yazıyor olmaları da hep aynı programın bir parçasıdırlar. sözlük yazarı bunu görmelidir. ve bu konudaki tespitini mutlaka yapmalıdır.
şuan özgün ve özgür, tarafsız bir yazar kalmadı türkiye'de. bu bir yazarlık değildir bu bir çirkeflik, haysiyetsizlik örneğidir.eğer ahmet altan gazeteci ise hasan tahsin neciydi? hasan tahsin'in ve atamın kemikleri sızlıyordur. en çok merak ettiğim şey, ahmet altan'ın şuan kimin kucağında oturuyor olması. içimizde hain yetiştiriyoruz. hukuka olan inancım tam, "keser döner, sap döner, gün olur hesap döner" demişler. herkes birgün ihanetinin bedelini ödeyecek, kimsenin şüphesi olmasın.
hakkında şu yazdığım bir cümlenin bile boşa gideceği bir o.ç için bu kadar kızmaya gerek yok.
asıl kızılması gereken onu adam yerine koyup gündemde yer işgal etmesini sağlayan o.ç larıdır.
ayrıca, 29 ekim'i kutlamayan bir gazetenin baş yazarından ne beklenir ki ?
hayatlarında bir kez nutuğu okumayan insanların ipe sapa gelmez iddalarıdır. onuda geçtimde, hiç mi atatürk inklapları denen şeyi duymamış, şaşırıyorum... atatürk ilkesiz bir insanmışşş... peehh ! ağzı olan konuşuyor arkadaş. atatürkün ilkelerinden bu gün tüm ülkeler yararlanır durumdadır. 2005, 2006 ( yanılmıyorsam ) dünya merkez bankasının başkanın bildirgesinde '' türkiye neden ekonomik buhranlar içerisinde ki ? atatürkün ilkelerini takip etsinler yeticektir. '' dediğinden haberdarmı acaba bu insancık ? ( inanmayanlar araştırabilir yaz googleye çıksın. tarihinde yanılıyor olabilirim. )
atatürk ün yapıp ettiklerine ne kadar hınçlı olduğunu gösterir. kurtuluş savaşı ile derdi mi vardır, zamanında denize dökülenlerden midir nedir bilinmez...
kadın memesine vatan'ını satan adamın, kadınlar ne mal olduğunu anladıkları için, romanları satılmıyor. şimdi türkiye
düşmanlarına yalakalık yapıyor. çok yeteneksiz, bunda da başarılı olamayacak. bakalım bundan sonra neyini satacak.
bu zavallı cehennem'e girmeden yananlardan. şeytan azapta gerek.
verme veriştirme konusunda acaba kendine yönelen veriştirmelerin ne kadarını tahayyül edebilmektedir sayın altan?
diye kendi kendime sordurtan giriş şeysi...