sevgili günlük. bugün tam türk kadınlarının meme ucu büyüklükleriyle ilgili detaylı bir yazı yazacaktım ki, şu bizim mirgün yine canımı sıktı. ben ne zaman gerçek işimle uğraşacağım allahım? mirgün çıkmış demiş ki küçüklerden öğreneceğin çok şey var. ulan mehmet (baransu), bu çocuğu sen madara ettin başıma, sana kaç sefer söyleyeceğim evladım, şu haberlerini iyicene araştır diye. benim meme uzmanı olduğum kadar sen de şu istihbarat işinde uzman olsan, satışlarımız çoktan patlamış, medya grubumuzu kurmuş, hatta penthouse un türkiye baskısını çıkarıyor olacaktık.
arkadaş nasıl hesaba katmadık biz şu gmt olayını yahu? hadi biz neyse de şu bizim yasemin in de mi hiç aklına gelmedi, yıllarca usa da yaşadın, gmt denen şeyi nasıl unuttun be kadın?
off günlük of, yarın ben yazacağım şimdi köşemde? şu asitmetrik savaşı bi beceremiyorum be arkadaş, yüklediniz boynuma, şunu yaz ahmet, bunu yaz ahmet..yazıyoruz da ne oluyor, tsk yine olduğu gibi duruyor yerinde arkadaş..şimdi benim anlamadığım, biz bu ntv ye niye çattık yahu. adamların orduyla ne alakası var? ulan mehmet, hep senin yüzünden bunlar.
30 şubat 2010
ropdöşambr ımın üzerine döktüğüm peperonili pizzamı yerken aklıma gelen, demokratik çözüm yolunda dönen her pkk militanına bir yeşil kart, kırmızı pasaport, sarı araba paket projemi hemen başbakanıma ilettim. çok beğendi. zaten yaptığım bütün işlerimi beğenerek takip ettiğinden bahsetti. bir ara kahve içip sohbet etmeye çağırdı. sohbet toplantılarına yoğunluktan katılamadığından bahsetti. üzüldüğümü belirtip bu kadar çalışmamasını rica ettim. size birşey olursa bizim babasız kalacağımızdan bahsettim. gülümsedi. paraya ihtiyacın var mı dedi. yok dedim ama bizim bir akraba bakanlıkta gezerken müdürlüğü çok beğenmiş, canı istemiş. üzülme dedi, olmuş say yarın gitsin başlasın işine dedi. büyük adam dedim içimden. sonra aklıma üniversiteden semiha geldi. çok güzel kalçaları vardı. acelelyle banyoya gittim. duşumu alıp hediye gelen patek philippe saatimi takarak gazetemin yolunu tuttum.