türk edebiyatının görüp görebileceği en üretken şahıstır kendisi. edebiyattan(roman, hatırat, hikaye, oyun, monografi vs.) tutun da eğitime, ekonomiye, tarihe, dine kadar bir çok konuda 230a yakın belki de geçkin kitabın yazarıdır. batıda çıkan yeni bir bilgiyi hemen türkçeye çevirir, eğlenceli sayılacak bir romanının ya da uzun hikayesinin içinde "burada biraz duralım ey kari!"(kari okuyucu demektir) diyerek hemen o bilgiyi uzun uzadıya aktarır. birden nerede kalmıştık diyerek olay örgüsünü işlemeye kaldığı yerden devam eder. buradan anlarız ki edebiyat onun için sadece bir eğitim aracıdır.
midhat efendi kendi değimiyle poligraf bir muharrirdir. vapura binmişken tercüman-ı hakikat için yazması gereken yazıyı hazırlar, daireye vardığı an dizgiciye hazır biçimde yetiştirir. aynı şekil evde kurduğu matbaada ailesini çalıştırır kızı forma kırarken, karısı harf dizer, kendisi de bunları götürüp satar. bu hıza rağmen yazıları çok az anlatım bozukluğu içerir. halk için yazar. bir görev belirlemiştir kendisine: halkı, 19. yüzyılın sancıları sürerken doğru biçimde batılılaştırmak. o yüzden felatun bey vardır ve ahlaken rakımdan farkı olmamasına rağmen ekonomik olarak düşüncesizdir. tüketime dayalı batıyı hazmedecek kabiliyetten yoksunuzdur çünkü.
o türkiye'ye doğru ilerleyen osmanlı enkazında çok önemli bir görevi yerine getirdi: okuma mekanizmasını harekete geçirdi. ailelerde okuma saati denilen mefhum onun sayesinde ortaya çıktı. daha sonra gelecek olan, servet-i fünun, genç kalemler nesillerini, genç cumhuriyetin fikri hazırlayıcılarını, o zamanın halkı, ahmed midhat efendinin onlara kitaplarıyla kazandırdığı alışkanlık sayesinde okudu. ya da bu akımlar, yazarlar ve düşünürler onun sayesinde yazdıklarını okuyacak birilerini bulabildiler.
türk romanının kronolojisine baktığımızda ilk usta romancı halid ziyanın ilk romanına kadar yazılmış 50 küsur roman içerisinde 30a yakın ahmed midhat romanı olduğunu görürüz. bu romanlar şimdi o kadar büyük bir önem arzetmiyor, ayrıca anakronik bir okumaya dayanamayacak kadar roman dışılar. alfabetik olmayan ansiklopedi gibidir. ama o dönem koşullarında yetişmiş böylesi birisinin o sancılı yüzyılda kültür hayatımıza yaptırdığı sıçramayı da asla inkar edemeyiz.
kendileri servet-i fünunculara geriye giden gerileyen anlamına gelen dekadanlar diyerek suçlamıştır aynı isimdeki makalesinde. fakat tam tamına 3 yıl sonra teslim-i hakikat adlı makale yayınlamış ve haklarını teslim etmiş onları övmüştür. devrin en büyük edebi otoritelerinden biridir. ayrıca ahmet mithat efendi nin doğru yazılışıdır.