bugün

Açardın,
Yalnızlığımda
Mavi ve yeşil,
Açardın.
Tavşan kanı, kınalı - berrak.
Yenerdim acıları, kahpelikleri...

Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne.
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı
Gözlerin hani?

"To be or not to be" değil.
"Cogito ergo sum" hiç değil...
Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.

içmek,
Gözlerinde içmek ayışığını.
Varmak,
Gözlerinde varmak can tılsımına.
Gözlerin hani?

Canımın gizlisinde bir can idin ki
Kan değil sevdamız akardı geceye,
Sıktıkça cellad,
Kemendi...

Duymak,
Gözlerinde duymak üç - ağaçları
Susmak,
Gözlerinde susmak,
Ustura gibi...
Gözlerin hani?
--spoiler--
kar altındadır varoşlar,
hasretim nazlıdır ankara.
--spoiler--
cumhuriyet dönemi edebiyatı içinde yetişen üç beş gerçek şairden biridir ve bütün gerçek şairlerimiz gibi de rejim muhalifidir, sistemle kavgalıdır...

ayrıca, dün esenyurt'ta gördüm: adı bir caddeye verilmiş, çok sevindim..
bizdir, bizdendir.
''33 kurşun''un feryadıdır.
diyarbakırlı bir kürttür. ne kadar da aykırı değil mi?
Ahmed Arif'in HAYATI 1927 yilinda Diyarbakir’da dogdu, 2 Haziran 1991 tarihinde Ankara’da öldü. Ortaögrenimini Diyarbakir Lisesi’nde tamamladi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Cografya Fakültesi Felsefe Bölümü ögrencisi iken 1950’de Türk Ceza Yasasi’nin 141. maddesine aykiri davranmak saviyla, 1952’de gizli örgüt kurma saviyla iki kez tutuklandi, yargilandi ve 2 yil hüküm giydi. Cezaevi günleri sona erince Ankara’daki gazeteler ve dergilerde teknik islerle ugrasarak yasamini kazandi. Toplumcu gerçekçi siirimizin ustalarindandir. Yasadigi cografyanin duyarliligi ve halk kaynagindaki sesini hiç yitirmeden, lirik, epik ve koçaklama tarzini kusursuz bir kurguyla kullanarak, özgün, tutkulu, müthis ezgili çagdas siirler yazdi.
alıntıdır.
TUTUKLU

Birden

Kurşun yemiş gibi susar

Gözbebeklerine karşı

Susar da

Açılıp yol verir şehir

Sade radyolarda bir gamlı hava

"Elaziz uzun çarşı"



Firarda gözüm yok

Namussuzum yok

Yok pişmanlık bir halim

Yaslanıp bir cigara yakmak isterim

Dumanı cevahir değer



Mağlup mu desem mahçup mu

Ama ikisi de değil

Ben garip sen güzel

Dünya umutlu

Öyle bir tuhafım bu akşam üstü

Sevgilim

Canavar götürür gibi

iki yanım

iki süngü.
şiirinde esen asi rüzgâr,gülümser çocukların gamzelerinde.
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
AHMET ARiF
.........
Nicedir,
Başımıza zindan dünyamız.
Biz ki
Yarınıyız halkın,
Umudu, yüzakıyız,
Hıncı, namusu...
Şafakları,
Taaa şafakları
Hey canım,
Kalbim
Dinamit kuyusu...
bir de hani diyor ya başka bir şiirinde *seviyorum seni, çıldırasıya...
tek kitabı olan hasretinden prangalar eskittim 2009'un kasım ayında 61. kez basılmıştır.
anadolu insanını en fazla etkilemiş şair.

çocukluğumun "şiir baba"sı.

bir rivayete göre; ahmed arif kahveye girdiği sırada biri laf atar:" aha tek kitaplı şair geldi" diye..ahmed arif sakince yerine oturur ve yanındakine, herkesin duyacağı biçimde: "muhammed de tek kitapla peygamber olmadı mı!" der.
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
dizelerinin şairi.
karanfil sokak adlı şiirinde partisini , tip'i anlatmıştır.

not: daha önce illegal tkp'de de bulunmuş ve 51 tevkifatında ağır işkencelerden geçmiştir.
terketmedi sevdan beni,
aç kaldım, susuz kaldım,
hayın, karanlıktı gece,
can garip, can suskun,
can paramparça...
ve ellerim, kelepçede,
tütünsüz uykusuz kaldım,
terketmedi sevdan beni...

demiş şair . bense ;

terketmedi sevdan beni,
aç kaldım, susuz kaldım,
hayın, karanlıktı gece,
can garip, can suskun,
can paramparça...
ve ellerim, kelepçede,
tütünsüz uykusuz kaldım,
farketmedi sevdan beni...

diyorum .
büyük şairdir kendileri, bir tane şiir kitabı vardır, onu da hapis yatarken yazmış...
...seni bağırabilsem seni,
dipsiz kuyulara,
akan yıldıza,
bir kibrit çöpüne varana,
okyanusun en ıssız dalgasına
düşmüş bir kibrit çöpüne...
oy havar sevmişem ben seni.
Çok kişi okur, az kişi anlar ahmed arif'i ve çok daha azı hissedebilir yüreğinde.

Hasretinden prangalar eskittim, şimdiye kadar sevgiliye yazılmış en içten şiir olabilir.
33 kurşun'un dillendirdiği seyfo deresi katliamı kadar yoğundur sesinden dinlediğiniz bu şiir.Katliam 1943'de gerçekleşir. 33 Kürd'ün kurşuna dizilmesi emrini verir 7. ordu komutanı ve vurulur niceleri şu zamana kadar. Anlatmaya ise güç yetirmek zor gözler dolmadan...

33 KURŞUN

Bu dağ Mengene dağıdır
Tanyeri atanda Van’da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karşı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanın seccade Acem mülküdür
Doruklarda buzulların salkımı
Firari güvercinler su başlarında
Ve karaca sürüsü,
Keklik takımı...

Yiğitlik inkar gelinmez
Tek’e - tek döğüşte yenilmediler
Bin yıllardan bu yan, bura uşağı
Gel haberi nerden verek
Turna sürüsü değil bu
Gökte yıldız burcu değil
Otuzüç kurşunlu yürek
Otuzüç kan pınarı
Akmaz,
Göl olmuş bu dağda....
(...)
Ölüm buyruğunu uyguladılar,
Mavi dağ dumanını
ve uyur-uyanık seher yelini
Kanlara buladılar.
Sonra oracıkta tüfek çattılar
Koynumuzu usul-usul yoklayıp
Aradılar.
Didik-didik ettiler
Kirmanşah dokuması al kuşağımı
Tespihimi, tabakamı alıp gittiler
Hepsi de armağandı Acemelinden...
(...)
Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Dom dom kurşunu
Paramparça ağzımdaki...

Bir kısmı böyledir bu şiirin.
Kendi sesinden dinlemek için linke bakınız.

http://www.youtube.com/watch?v=y42r5iijMh0
Seni sevmek,
Felsefedir kusursuz.
imandır, korkunç sabırlı.
ip'in, kurşun'un rağmına,
Yürür pervasız ve güzel.
Sıradağları devirir,
Akan suları çevirir,
Alır yetimin hakkını,
Buyurur, kitabınca...
TUTUKLU

Birden
Kurşun yemiş gibi susar
Gözbebeklerime karşı
Susar da
Açılıp yol verir şehir
Sade radyolarda bir gamlı hava
"Elaziz uzun çarşı"

Firarda gözüm yok
Namussuzum yok
Yok pişmanlık bir halim
Yaslanıp
Bir cigara yakmak isterim
Dumanı cevahir değer

Mağlup mu desem mahcup mu
Ama ikisi de değil
Ben garip sen güzel
Dünya umutlu
Öyle bir tuhafım bu akşamüstü
Sevgilim
Canavar götürür gibi
iki yanım
iki süngü
vurulsam kaybolsam derim,
çırılçıplak, bir kavgada,
erkekçe olsun isterim,
dostluk da, düşmanlık da.
hiçbiri olmaz halbuki,
geçer süngüler namluya.
başlar gece devriyesi jandarmaların...

hırsla çakarım kibriti,
i̇lk nefeste yarılanır cıgaram,
bir duman, kendimi öldüresiye.
biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,
ama akşam erken iniyor mahpusaneye.
ve dışarda delikanlı bir bahar,
seviyorum seni,
çıldırası
her bir şiirinin güzel olmasının yanında özellikle hasretinden prangalar eskittim ve 33 kurşun şiirleriyle edebiyat tarihine adını kazıyan şairlerimizdendir. insan resmen onu kendi içinde halkın içinde hisseder şiirlerini okudukça. ahmet kayanın müthiş bir besteyle renk kattığı ay karanlık şiirini de unutmamak gerekir;

maviye maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine rüzgarda asi,
körsem senden gayrısına yoksam
bozuksam can benim, düş benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlık...
itten aç yılandan çıplak,
vurgun ve bela
gelip durmuşsam kapına
var mı ki doymazlığım?
ille de ille sevmelerim,
sevmelerim gibisi?
oturmuş yazıcılar
fermanım yazar
n'olur gel,
ay karanlık...
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü,
dost gülücüklü
cıgaramdan yanar.
alnım öperler,
suskun, hayın, çıyansı.
dört yanım puşt zulası,
dönerim dönerim çıkmaz.
en leylim gecede ölesim tutmuş
etme gel,
ay karanlık.
öleli 20 yıl olmuş bugün ama umrumda değil, doğalı 84 yıl olmuş... dünyanın en büyük şairlerinden birisidir. iki satırı, ciltlerce kitabın anlatamadığını anlatıverir insana... ruhun şad olsun ustalar ustası...

http://youtu.be/ni8m_kvenve
http://www.facebook.com/p...42&type=1&theater