Pisliğin tadını en iyi deneyen bilir. Kimse boş yapmasın! Adam doğruyu söylemiş. Bizim insanımız da 21 senedir bu pisliğin tadına bakıyor; fakat ne hikmetse bir türlü tatmin olmuyor.
noktasına virgülüne kadar doğru bir söylemdir. eğer ahlaklı bir toplum olabilsek bu son yaşadığımız depremde bu kadar çok bina yıkılmaz bu kadar çok can kaybı yaşamazdık. silsile yolu ile gidelim sağlamasını yapalım ;
- binayı yaptıran müteahhit ahlaksız daha çok kar edebilmek için malzemeden çalıyor
- binayı inşa edenler ahlaksız bu hırsızlığa göz yumuyorlar ve yapmaları gereken işi eksik yapıyorlar. ulan hiç mi rahmetli münir özkulun "yaşar usta" karakterini izlemediniz ? yok mu inşaat sahibine çürük bina yapıyorsun bu bina yıkılır diyecek kalitede bir işçi/kalfa/usta/mühendis..
- binayı deneltemelesi gerekenler ahlaksız usulsüzlüğü gördükleri halde ses etmiyorlar
- binaya onay verenler ( yerel ve genel yönetim ) ahlaksız onlarda binaları denetlemelesi gerekenleri denetlemiyorlar. birçok müteahhidin kendisine ait "denetim" şirketleri var adam kendisi yapıyor kendisi güya denetleyip onay veriyor bunları biz biliyoruz yönetimler mi bilmiyor ????
- binayı alan ahlaksız 3 liraya alıp toplamda 23 lira kira geliri veya satış karı yapmak istiyor binanın sağlamlığı zerre şeyinde değil dekorasyonuna bakıyor
- binayı alandan kiralayan veya alanda aynı çünkü o da ya yatırım amaçlı alıyor ya da oturmak için alıyorsa bakması gereken şeylere değil en son bakılması gereken şeylere bakarak alıyor
gelelim deprem sonrasına.. insanlar enkaz altında iken yağma yapanlar. geneli suriyeli ama arada bizden de 3-5 kişi var mutlaka. depremzedeler başka illere gidiyor diye çevre illerde kira fiyatlarını hemen 2 katına 3 katına çıkartan namussuzlar. 15 liraya sattığı çorbayı 40 liraya çıkartan ahlaksızlar. bir pet şişe suyu 10 liradan 20 liradan satan vicdansızlar. say say bitmiyor dimi. daha işin siyaset kısmına girmedim bile bak bu sadece normal vatandaş kısmı. işin o tarafına girsem entryi bitirmem 2.5 saat falan sürer..
toplumlardaki genel çürüme her yere sirayet ediyor.. uyuşturucu kullanımı, rüşvet, hak hukuk tanımamazlık ahlaki erezyon almış başını yürümüş. toplumlar bir vücut gibidir. nasıl ki vücudun herhangi bir yerindeki hastalık diğer tüm organları da etkiler, toplumdaki çürüme de ülkenin genelini etkiliyor.
karl popper: "karmaşık problemlerin mutlaka basit bir çözümü vardır ve o çözüm yanlıştır" der.
böyle bir durumda da tek bir reçete, çözüm yolu yok. ama bir yerlerden başlamak lazım. en hızlı ve kolay başlangıç şimdilik temiz siyaset talep etmek. ama illa eğitim ve daha önemlisi temel ahlaki değerleri toplumun tabanına yaymak..