bu durum kuran-ı kerim'i sadece bir ahlak kitabı ve namaz hocası olarak gören zihniyetin ürünüdür.
kuran yalnızca bir din kitabı değil, -bazıları kabul etsin ya da etmesin- içinde evrenin sırlarını, bizim daha çözemediğimiz tanrı'nın yaratım ürünlerinin ip uçlarını sunan bir mucizedir.
dindar ya da dindar olmamakla ölçülemez kuran.
inanmak ya da inanmamak da değildir bu mesele.
kuran, incil ve tevrat bir çok ilahi özellik taşırlar.
lakin kuran en bozulmamış olanıdır bu kitaplar arasından.
diğerlerinin bozulmuş olduğunu da haybeden değil o kitapların farklı baskılarındaki farklılıklardan yola çıkarak söyleyebiliriz yoksa onlara inananlara ya da o kitabı okuyanlara bir saygısızlık yapmak değildir bu.
işte bu ve bununda dışında kalan bir çok nedenden dolayı inanmayan ya da o dinin mensubu olmayan insanları ahlaksız görmek belki de en büyük ahlaksızlıktır.
ahlak insanların dünya işlerinde birbirlerine karşı yapmış olduğu hareketleri içeriyorsa o halde bir amerikalı oyuncunun doğal afet yüzünden yara almış bir islam devletine yaptığı yardımdan sonra bu insanın ahlaklı olup olmadığını sadece dindar olup olmamasıyla ya da islam olup olmamasıyla sorgulamak belki de bu konuda yapılacak en büyük yanlışlık, haksızlık ve ahlaksızlıktır.
türkiye'de en sık yapılan hatalardan biridir. dinin ahlakla alakası olmadığını algılamaları çok zordur bazı çevrelerin. büyük bir tabudur ve yıkılması çok zordur maalesef.