arapça hulk kökünden gelir ve yaradılış demektir. Yani insanın yaradılışından ve özü itibariyle sahip olduğu bir olgudur. Bu olgu farklı tezahürlerle insana hatırlatılmıştır ki bunlardan en önemlisi dindir.
Din, insanın yaradılışının bilgisini bilmediği zamanlarda ona yaradılışını anlatma maksadıyla oluşturulmuş mistik ve bizim batınen kolayca anlayamayacağımız bir kavramdır.
Binaenaleyh ahlakın kaynağı yaradılıştır. Yani ahlak zaten sahip olduğumuz, o tek organizmadan ayrılmadan önce bizi biz yapan şeylerden biridir.
Ancak şu gerçeğin de ayırdına varmak gerek; evrensel yasalar gereği ahlakın ayrımına varabilmemiz için ahlaksızlığın da olması gerekir.
Toplumdan topluma farklılık gösteren hatta bireyden bireye dahi anlayış nüansları gösteren bir olgu olup, davranışları şekillendiren bir yapıya sahiptir.
Örneğin:
Bir toplumda erkekle kızın evlilikten önce cinsel birleşimi ahlaki kabul edilebilirken başka bir toplumda bu ahlaksızlık olarak nitelendirilmektedir.
insanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan mânevî nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya konan iradeli davranışlar bütünü; bunlarla ilgili ilim dalı.
kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur." Yahu şu saçma sözü paylaşıyorlar irrite oluyorum. Ahlaksızlar da kendine iyi kılıf buluyor. Bunların kafaya bakarsak kimse doğruları söylemeyecek. Herkes her haltı yesin kimse doğruyu söylemesin.
akıl pazara çıkmış, herkes kendi aklını beğenmiş. ahlak gibi bir kavramın öznel değer yargıları olmaz, nesnel ve kapsamlı ilkeleri vardır. en başta din gelir, kültürel v toplumsal normlar farklı olabiliyor.
"Din" ahlakını unutacağını zannedenin iddiasıdır. Ahlak'ın temeli hiçbir nesnel yada öznel duruma mal edilmeksizin "aile"yı temsil eder. Eğer "aile" dinlerin iddia ettiği gibi yok ise, ispata mecbur olan dinlerin Ta kendisidir.
Ailelerini sokakta bulmuşçasına şu alçak dünya şart ve koşullarına layık bulanlar için ne söylesense az.
Böyle bir dünyayı ahlaken aklayabilmek, gerçekten ahlaksızlığın sınırlarını zorlamaktır.
Ahlaksızlık kavramını ikiye ayırıyorum. Dindarlar için ahlaksızlık ve sekülerler için ahlaksızlık kavramı. Dindarlar kendi inanç ilkelerine aykırı her şeyi ahlaksız bulur ama kendi dindarlar çatısı altında da ahlak kavramını bölüştürürler bunlar da dinde ortaya çıkan mezhepler ve ilkelere göre değişir. Bu insanlar için örtük, inanç farzlarını yerine getiriyor olma, helal para kazanma gibi ortak noktalar olsa da yine birbirinden ayrılırlar. Bunlar kendi içlerinde başörtü bağlama şekline kadar doğru yanlış etiketlemeleri yapıp doğru- yanlış ahlaki normları oluşturlar.
Örtünme örneğin. Burka, çarşaf, ferace, tunik… yani burka kullanan bir kadın takmayanı yanlış bulabiliyor. Çarşaf giyen feraceliyi, ferace giyen tunikliyi o da pantolon giyen bir kadını gibi.
Kadına değer biçmede yine dindar bir kesim eşlerinin çalışmasına, sosyal hayatına, giyiminde ya da farzlarını yerine getirip getirmeme konusunda esneklik sağlayabilirken diğer bir kesim ise daha katı olabiliyor. Kadınlar evden çıkma, belirli mesafenin dışına eşsiz gidememe ya da çok erken yaşta sadece dini eğitimi zorunlu tutma ve dışarıya kapalı olmakta ısrarcı olabiliyor.
Seküler ahlak çizgisiz bir ahlak fakat kesinlikle toplumun ilkelerinden dolayısıyla dinin ilkelerinden etkileniyor.
Dindar ahlak sekülerliği kafirlik, kıyamet alameti olarak görüyor aykırı yaşayanlara büyük öfke duyuyor. Seküler ahlakta din ahlakına baskıcı, sıkıcı insan doğasına aykırı, pasifize edici ve zorbacı bir yapıda olduğunun farkında.
ahlak bir insanın suç teşkil etmeyen özgürlüklerini kısıtlamamak ve hoşgörüyle yaklaşmayı bilmektir aynı zamanda.
gerektiği kadar geniş çerçeveden değerlendirilmediği düşünülendir bu yüzden.
1. eline dikkat et: misal isyerinde bu kıza binlerce dolar teslim etsek sag salim bize getirir guveninin olması cok onemli. calmayacaksın. cıpmayacaksın. baskasının malına goz dikemyeceksin
2.sadakat ve vefa: ne anlıyorum bundan? bu kız kotu gunumde iki eli kanda olsa yetisir dusuncesinin yakın cevremde olması benim icin onemli. bu kızda kıskanclık yoktur, bizim mutluluklarımıza kendi mutlululugu gibi sevinir dusuncesi onemli.
3: iyilik: iyi tarfının gani gani kotu tarafından agır basması.
ama onun dısında ufak defek yalanlar soylenmis: its ok with me
capkınmıssın, zampikmissin: kendi tercihin. its ok with me.
ahlak bekcilerinden nefret ederim.
kendi bahcesinde bitki olamamıs, gelmis bana agaclık taslıyor.
Zamaninda aristo, zeusa inanmadigi icin ahlaksiz olmakla ve genclere kotu ornek olmakla suclanmisti. kimi zaman, yalnizca ayni dongu sursun diye konulan kurallar da, sozde insanligin iyiligi icin ozde kendi saltanatinin surmesi icin de ahlak tanimi da yapilabiliyor.
gavsın güneşin hareketini himmetle durduğuna,
müritlerini cennete kibrit kutusuyla taşıyacağına,
cübbelinin sattığı kefeni alınca cehennemde yanmayacağına inanmak da bu emir ve yasakların bir parçası mı?