insanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bi daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. insanları erdemle ve ahlak kuralları ile yönetirseniz, ozaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar, hemde doğruyu yapmaya çalışacaklardır. konfüçyus
Bazı insanların ahlakı ve ahlak anlayışı vardır, bir kadının saçının telini görünce bile bozulabilecek kadar zayıftır. Bazılarında ise sadece doğru söylemektir ahlak, bazılarında ise tamamen yoktur. Bazılarına göre memeleri açıkta dolaşmak gayet normal iken, bir diğeri carşafla dolaştığı halde ayak bileği göründüğü için ahlaksız olur.
daha önceki entrylerde varlığı ispatlanmış olan şey. ahlak kişinin ailesi, aldığı eğitim, yaşadığı olaylar vb. vasıtası ile şekillenmiştir. yani aslında ahlak tamamen kişinin kendi değer yargıları çevresinde ortaya çıkmış bir kurallar bütünüdür. bugün evrensel ahlak kuralı olarak adlandırabilecek mevzularda bile bir mutabakata ulaşılabilmiş değildir.örneğin adam öldürmek ahlaksızlıktır, ama bir başkasına göre namus cinayetlerinde mesela) adam öldürmemek ahlaksızlık olarak görülebilir. bu yüzden de göreceli olmayan bir ahlak kuralından bahsetmek imkansız gibi durmaktadır. kısaca kişinin yapması gereken kendi ahlak kuralları dışında yaşananlardan uzak durmak olmalıdır.
Ahlak göreceli bir kavra mıdır tartışılır fakat gecici olmadığı kesin. Peki ama hangi davranışlar ahlaksız hangileri değildir? Ahlaksızlık sadece insanların davranışsal boyutlarıyla alakalı bir kavram mıdır? Yoksa içsel yanlarıda var mıdır? Din ne kadar belirleyicidir? Bu soruları bir kenara bırakalım ve birde şunu okuyalım :
insanların ahlaksız olarak tanımlanan davranışlarını genellikle gözlerden uzak yerlerde, yani kendi evlerinde gerçekleştirmeleri gerçeği. Aynı şekilde davranan tüm insanların evlerinden kamusal alana çıktıklarında, inanılmaz bir şekilde aklaklı olarak tanımlanan davranışları sergilemeleri gerçeği.
Böylece konuya bambaşka bir boyut kazandırmış bulunmaktayız.Bu boyutumuzun iyice pekişmesi için çokta iyi bilinen bir örnekle pekiştirelim:
Evde cinsel dürtülerini bastıramayan bir gencin (başka bir seçeneği kalmadığı için) masturbasyon yaparak doyuma ulaşması ve akabinde ailesiyle kahvaltı yaptıktan yarım saat sonra okuluna huzurla gitmesi.
Burada tekrar sorulara dönmekte yarar var. Ahlaksız olarak tanımlanmış davranışlar aslında gerçekten ahlasız dayatmaların bir sonucu olabilir mi?
insanı ahlaksızlığa sürükleyen tüm ahlaksız dayatmalara karşı çıkmalıyız. Nietzsche de başka bir çaresi kalmadığı için doyuma ulaşmak istedi ve ahlakın tümüne karşı çıktı.