ahlak için dine ihtiyaç vAr diyen insan aslında şunu söylemek istiyordur :
"ben aslında lanet olası serserinin biriyim, sürekli kötülük yapmak istiyorum, tanrıdan korkmasam ortalığın amına koyardım ama dua edin ki tanrı var, yoksa size çok pis şeyler yapardım."
işte bir dindarın hayata bakış açısı bu şekildedir.
ahlak dediğiniz hayatla ilgili görüşünüzden ibaret.
nasıl bi insan olmak istiyorsanız, ahlakınızı da kendiniz belirlersiniz. ahlak kuralları toplumun bi dayatmayı ve bu kurallara uymayanları cezalandırmaları ya da dışlamalarının sebebi onların istediği gibi yaşamanız için sizi zorlamaları. uymayanlar ise ahlaksız/kötü insan olarak nitelendirilip dışlanıyor. yani benim istediğim gibi olmayan kişi her zaman kötüdür mantığıyla hareket ediyorlar.
bana dini kullanarak her istediğini kabul ettirmeye çalışan birilerini hatırlatıyor bu ama ismi neydi, tam hatırlayamadım.
rönesans aydınlanması bize göstermiştir ki insanın toplumsal ahlak kurallarını ortaya koyabilecek yegane şeyin kilise veya din değil insan aklı olduğudur. asırlardır kilisenin yapamadığını aydınlanma hareketi yapmıştır. dönemin aydınlanma slagonıdır bilmeye cesaret etbilgine güven cümleleri.
ahlak kurallarının tek kaynağı insan aklıdır. Ahlakdışı bir eylemin ne olduğunu kişinin bireysel yargısı ve vicdanı belirler. insan aklı tarafından sorgulanmamış hiçbir toplumsal veya dini kural toplumlara uygulanabilecek evrensel ahlak yasası haline getirilemez. sözümona din savaşlarının yaşandığı günümüz toplumları için söylemek gerekirse; öldürmemek savaşmamak bir devrimdir insanın aklını kullanması bağlamında.
bizatihi din adamları tarafından ideoloji haline getirilmeye çalışılan din/dinler/mezhepler karşısında insanın yeniden aklını kullanarak evrensel ahlak kurallarına sarılması dünyanın tam da günümüzde ihtiyacı olan ortadoğu aydınlanması olacaktır fikrimce.