ahlak gibi muglak bir kavramin cekistirile cekistirile düzenbazliklarin üstünü kapatma kılıfına dönmesinden kelli pek hoş bakılacak bir olgu değildir.
ortak payandasi format denilen sözlesmeye uymak zorunda kalan -yoksa silik yersin amigo- varolan kurallari elestiyikitine dayanarak çoğu işi kilifa uydurarak yazip gidiyoruz.
gelgelim ki bu sözlükte su kadar küsür entry yazma, okuma, baslik acma tecrubelerime dayanarak diyebilirim ki vasatliğin altina teslim olmusuzdur.
misal vermek gerekirse hala bilmem ne gazetesinde bilmem haberine istinan yapilan bir yoruma cevap verir tarzda kullanicilik ile sözlük kullaniciliği arasinda dağlar kadar nüans farki vardir.
sen tutar özel mesajda yazilmasi gereken bir kelami tutarda nasil ettim, nasil kodum lafi demek için tutar nick altina, yazar basliği altina yazarsan ve sol frame'in anasina atlarsan sözlüğü çöp tenekesine cevirirsen modun ahlakını bozarsin önce entryini sonra da seni siler. -isteyen l'yi k yapsin öyle okusun-
bu demek değildir ki modlar her daim haklidir. elbette haksiz oldugu taraflar coktur. bunlara yeri-sirasi zamani geldikce beyan edeceğiz. ama öncelikle yazar ben ne yaptim da bu oldu diye kendisine sormalidir. sonra da ilgili mulki amirlere pardon modlara belli bir saygi cercevesinde ve uslubla niçin sorusunu sormalidir.
yoksa hep ben haklıyım diyene hakli oldugu vakit bile hakli olaraktan sen haklisin denmez bilakis cezasi katmerlenerek verilir. bu iş böyle yürür.
esas konumuz olan ahlak bekcisi modlara, biliyorsunuz çesit cesit insan vardir hatta bu cesitlilik dünya üzerinde ne kadar insan varsa o kadar karakter vardir düstürüyla düsünüldüğünde karmakarisik bir durum cereyan eder.
çünkü ahmet'in ahlak görüsü ismail'e uymaz, ismail'in görüsü tom'a uymaz, tom'un hans'a hans'in pepe'ye uymaz. eh bunlarda karsilarindakini anlamaktansa yargilayip biz siz ayrimina düserek ya beni gibi düsün ya da geber derseler iste orda gümbürtü kopar.
eh bu suretle bas üstünde bas, taş üzerinde taş kalmaz. ama olan yine bağin içine sican kişilere olur ve sonuc olarak sarap içmeye geldiğimiz bu alemde susuzluktan gebeririz.
herneyse bendenizin ahlak beyan edeyim ve bu sevimsiz basliktaki entryimi nihayete erdirerek sarabimi yudumlayayim.
efendim bendeniz görünüsü kurtaran yalanli dolanli sahte ahlakliğin ahlaksizliktan beter zarara ugrattiğini savunurum. heşeyden önce gerek duygusal, gerek manevi, gerek iktisadi yönüyle en derin samimiyete ve samimiyetteki namusa inanirim. ahlakib halk içinde bilinen adiyla namus'un göstermelik, sözgelişi namuslara, toplum baskisindan doğan namuslara inanmam. bu suretle her insani kendi gerçekliğinde değerlendirim.
fakat bireylerde yasanilan kalitesizliğin zaten seytan ücgeninde kahve kültürü ve gün kültürü ile kulac atarak vade dolduran meraksiz, hobisiz kalabaliklardan ötürü fevkalade sinir bozucu cereyanlarin bireylerin kalite citasini yükseltmediğini tersine daha da düsürdüğünü hergün görüyorum. bu suretle laga lugalardan ve sinir bozukluklarindan dolayi nihayi hedef olan bireysel kalite citasinin sümüklü böcek hiziyla yükseldiğini görüyor ve hissediyorum.
sinif ayrimi yapmadan, cinsiyet ayrimi yapmadan boş böbürlenme ile hırboluklarin tam gaz gittiğinden kelli içimden garip bir ses al basini git diyor. fakat nereye diye sual edince global anlamda davarliğin girla gittiğinden kelli otur yerine bok yeme diyorum kendi kendime.
pek direk tanım manım yapmadik işte tanim bu entrynin içindedir, biraz kafa işletin yahu herseyi de yazardan beklemeyin. bu entryde ne anlatilmak istediğini anlamayanlar anlayanlara sorsun bir zahmet. ulan sözlük yazari miyiz ilkögretim okulunda muallim miyiz anlamadim arkadas.
edit: 10 saniye sonraki durum hasbi al-i için; (#2985557) *
