özellikle modernizme geçişte küreselleşmenin, kapitalizmin, özetle sistemlerin yarattığı yeni dünya düzeninde ortaya çıkan en büyük sorunlardan olan gerçektir. modernizm ile birlikte gelen kapitalizmin yarattığı yeni dünya düzeni, yeni yaşam formları gündelik hayatın ahlak anlayışını doğrudan etkilemiştir. bir de fransız ihtilali'nde ortaya çıkan milliyetçilik akımının 20. yüzyıldan sonra yarattığı büyük etki tüm bunların üzerine eklenince, toplumsal alanda ortaya çıkan değişkenlik yetmezmiş gibi politik anlamda da bir ahlak anlayışı silsilesi doğmuştur.
politik anlamda bakacak olursak; çeşitli ideolojilerin ortaya koyduğu farklı bakış açıları, farklı hayat anlayışları ahlak kurallarının en büyük sıkıntılarındandır. özellikle apolitik olmayan toplum ve bireyler için egemen ideolojiyi benimsememek ahlak kurallarıyla çoğu zaman karşı karşıya kalmak anlamı taşımaktadır. ideolojisine göre ahlaklı olan ile ideolojisine göre ahlaksız olanların çatışması ise bu bağlamda sosyolojik ve toplumsal sorunlar doğurmaktadır. bireyler bu noktada ortak payda olan ''özgürlük'' üzerine birleşmedikçe empati yapmaktan yoksun kalacaklardır. yine batı ve doğu devletleri arasındaki büyük ahlak farkları, bu devletlerin kültür emperyalizmini kullanarak diğer devletlerin ahlaklarına müdahale girişimleri devletler kadar bu devletin vatandaşlarını da etkilemektedir.
gündelik hayata dönecek olursak; özellikle geleneklerin çarpıtılması, sistemin dayattığı kafayla insanlara karşı yaratılan bakış açısı, metafetişist yaşam alışkanlıkları ahlak anlayışının değişkenliğini ve sorunları ortaya çıkarmaktadır. en basit örnekleriyle açıklamak gerekirse; son derece kötü giyinen (bu kötü giyinen diye bakan bakış açısı da anlatılan konuya örnektir) bir kişinin ve son derece iyi giyinen bir kişinin ahlak anlayışlarına onlarla yakınlık kurmadan bakıldığında ortaya çıkan durumdur. kötü giyinen ve bakımsız olan adam, bize bugüne kadar örülen ahlak duvarının etkisi sonucu diğer iyi giyinen adama göre daha az ahlaklıdır. ya da babasının emekli maaşını 12 ay taksite bağlayarak kendisine iyi işlemciye sahip dokunmatik cep telefonu alan metafetişist insan ne kadar ahlaklıdır? teknolojiye ve sınıf farkını yaratan her türlü eşyaya sırf farklı, değişik ve onlardan olmamak için sahip olan insanın ahlakı ne şekilde açıklanabilir? yine günde 12 saat çalışıp, tüm günün yorgunluğu ile evine giderken toplu taşıma aracı kullanan insana, o araçtaki gezmekten gelen yaşlı kadına yer vermedi diye ahlaksız damgası yapıştırmak gerçek ahlaksızlık değil midir? belki de işi gücü olmayan küçük bir adam, ayakta bile durmakta zorlanan kadına yer vermeyerek kimilerimize göre ahlaksızlık da işleyebilir. burada oturan gence ve ayakta duran kadına karşı olan bakış açısı tamamen yaşa odaklandığı ve durumu irdelemediği için bu ahlak anlayışlarındaki değişkenlikleri ortaya çıkarmaktadır. belki de en iyi ahlak, başkalarının ahlaklı olmasını beklememektir.
hep savunduğum, tam savunduğum, savunmaya da devam edeceğim gerçektir bu gerçek.
psikanalatik kuramın ağababası freud'u çoğu adam eleştirir her şeyi cinsellikle bağdaştırdığını düşünür, aslında cinsellik değildir temel konu ya da saldırganlık değil, sadece ve sadece insanların duygu ve düşüncelerini belirli bir süzgeçten geçirip yansıtmasıdır sizlere karşı. iceberg gerçeği çoğu kişinin abartısız kıçına kaçmıştır, inkar ederler, edin lütfen. aptal toplumsal normlarınız, süperego'yla kendini mantığa bürümüş ego olarak yansıtmış, insanlar ne der? şeklinde yaşayıp bunu inkar ediyorsunuz, bir çeşit ikiyüzlülük bu insanlar adına ve utanç kaynağı bana göre...
insanlar ne der diye yaşayın ve kendinizi kandırın...bekaret anlayışı da bu şekilde, normlar farklı çünkü...bir batı ülkesi ya da okyanus ötesindeki amerika'da farklıyken ülkemizde çok farklı. bir kadının bekareti sanki onun her şeyi ki kadın diyorum, o aptal ayrımı yapmadan, kadın-kız ayrımı hani çok sevilen. seksüeliteyi olağan dışı kılan zaten toplumsal normlar, belki toplum erkeklerinin baskısı belki de dini anlayış adını siz koyun.
hanginiz küfür etmedi içinden hocasına? ve edemedi.
hanginiz kız arkadaşınıza çok açık olmak istedi? ve olamadı.
hangi kadın erkek arkadaşıyla yaşamak istediği şeyleri yaşamak istedi? ve yaşayamadı.
hanginizin içinden birini tekme tokat dövmek geçti? ve dövmedi-dövemedi.
sokakta gördüğünüz o takım elbiseli ya da atıyorum güzel giyimli kadınların erkeklerin beyinlerinde içlerinde ne var hiç düşündünüz mü? siz konuşurken onun hakkında ne düşündünüz ve söyleyebildiniz? belki o an onun çok kaba olduğunu, belki çok hoş olduğunu, belki cinsellik ve saldırganlık düşündünüz ve söyleyemediniz, söyleyemediniz.
kısaca, toplumsal normlar bireysel ahlakı siker atar bu kadar basit! insanlar ne der diye yaşayalım, çok mutluyuz...