ahiret

entry87 galeri9
    26.
  1. inanana adisyon ödemek gibidir, inanmayanın hesabı önceden öndenmiştir.
    1 ...
  2. 27.
  3. ya bazıları öylesine koşulsuz inanmış ki bu kavrama, insanlara " sen takıl bakalım, ahirette görüşücez ehehehe" tarzı laflar ediyorlar. tamam güzel kardeşim, sen inanıyor olabilirsin de, bunu dile getirdiğin de benim rencide olduğumu, üzüldüğümü falan mı düşünüyorsun? inanmıyorum evladım ben, hani entrymin silinmeyeceğini bilsem inandığın tüm kavramlara saatlerce sövebilir, beni bu tip kavramları meze ettiğin yöntemlerinle rencide edemeyeceğini sana anlatabilirim. neyse, belki bir kaçınız bunu okursunuz da, adam olursunuz.
    1 ...
  4. 28.
  5. dinin, inanmayı şart kıldığı ütopyadır.
    1 ...
  6. 29.
  7. bu dünyayı parselleyen hakimlerin, sömürdükleri kitleyi sürdükleri zihni alan.
    2 ...
  8. 30.
  9. 31.
  10. 32.
  11. insanların inandığı en büyük yalanlardan biridir.
    1 ...
  12. 33.
  13. Sonsuza kadar yanacağım yerdir.
    hesap günüdür. Müslümanların inanışıdır. Bozulmayan isevilikte de bu inanış vardır. Saçmalayan versiyonda var mıdır bilinmez.
    1 ...
  14. 34.
  15. insanın hayattan aldığı zevk bambaşkadır, zaten hayata dair zevklerden başka zevkleri algılayamaz. algılayamadığından dolayıdır ki bu hayattan başka bir hayat, insan bedeninde ki mevcut duyumlarla söz konusu olamaz. ama ya ölüm? ölüm korkutur insanı, ve insan orada aslında ölümden değil, hiçliğe düşmekten korkar. belki bu yüzdendir ki 'ölümden sonra yaşam' algısı çıkmıştır ortaya.

    ahiret insanın yaşama olan bağımlılığının kendisidir bir bakıma. doğruluğunu yada yanlışlığını tartışmayalım şimdi, ki algılamadığım sürece varlığından da yokluğundan da bahsedemem.

    her dinin kendine özgü ahiret inancı mevcuttur ama ortak olan tek şey var. 'ruhun ölümsüzlüğü'. insan neden kendini ölümsüz kılmak ister ki?
    0 ...
  16. 35.
  17. öteki taraf. öteki dünya. öteki burası, burada olanlarla ne alakası olabilir. burada olanlara bağlanacak kadar vahim bir yer mi burası.
    benim burada dikkatimi çeken bir şey de kötülerin cezalandırılacağıdır. kötüler, burada kötülük görecekler, acı çekecekler, yaptıklarının hesabını verecekler. ödüllendirilmekten daha kafa karıştırıcı bir şey.

    adalet nasıl bir şeydir? sokrates der ki; şu dağın arkasında bir hekim var ey halk bu hastalığı hemen tedavi eder. halk hemen oraya yönelir, sonra derki; şurada ki dağın arkasında daha iyi bir hekim var ey halk. halk bu seferde oraya yönelir hemen. en sonunda sokrates yine der ki; 'şu dağın arkasında daha iyi bir hekim var ey halk o insanlara hasta olmamayı öğretir.' adalet de buna benzer bir kavramı kendi içinde barındırır,hatta barındırır ne demek direkt onun kendi hakikatidir. adalet göreceli bir kavram değildir onun böyle bir hakikati vardır fakat insanlara başka yutturulmuş, olabilecek en iyi hali budur denmiş. kötüler yaptıklarının sonucuna katlandırılacak onlara da acı çektirilecek, onlarda ızdırap içinde kalacak.

    günümüzde azıcık aklı olan insanoğlu şunun gerçekliğini kabul eder. kötüleri cezalandıralam mı yoksa kötülük yapmayacak insanlar mı yetiştirelim, onlara güzel eğitim, iyi bir ahlak, empati kurma yeteneği mi aşılayalım. tabikide bu azıcık aklı olan insan bile ikinci seçeneği tercih edecektir. kötülük yapmayan bir insan olmasını isteyecektir. ona bu düşünce kalıbını entegre edecek bir sisteme ve eğitime itilmesi gerektiğini söylecektir.

    ama tanrı bunu yapmamıştır. tanrı direkt insanlara bir kader çizmiştir. gönderdiği bir kitapta kendisine ibadet ve sadakatin onu kurtaracak bir yol olduğunu göstermiştir. o kötülükleri engellememiştir. var etmiştir ki kendi kurduğu sistemin çarkı dönsün. eğer kötüler olmazsa o kötüleri yakmaz se iyilieri cennete atmaz ise onun ne anlamı kalır ki bu insanoğlunun düşüncesinde. onun ne önemi ne değeri kalır.

    benim failim cezasını çekeceği zaman benim pek de umurumda olmaz ki o. eğer sonsuz bir boşluğa düşmüş olsaydık inan hiç bir farkı olmazdı. çünkü ben bir insanın acı çektiğini görmekten hoşlanmam. bu failim olsa bile. sen bunu engelleyecektin ceza vermen farketmez. öteki tarafın iyi değil senin. kaç madalyonun kaç yüzü var senin?
    1 ...
  18. 36.
  19. muhayyel sınırları zorlayan, ilginç bir olgu.

    ölümsüz olarak geçirilecek ilk 10, belki 100, 1000 yıl iyi olabilir; ama cennetteki sonsuzluk sıkıcı olsa gerek.
    ama bu daha başlangıç..

    altı milyon sekiz yüz doksan bin üç yüz yirmi altı yıl yaşıyorsunuz ve daha önünüzde koca bir sonsuzluk var..
    din denen olgu bundan var.. ölümü kabullenmek istemeyenlere bir alternatif vaadediyor.
    1 ...
  20. 37.
  21. Genelde Ortadoğu kökenli bazı dinlerde ölümden sonra gidileceğine inanılan sonsuz yaşam âlemi. Birçok dinde ahiretin ortak noktası iyilerin gideceği bir cennet ve kötülerin gideceği bir cehennem bulunmasıdır.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%82hiret
    0 ...
  22. 38.
  23. insanın bu dünyada iyi işler yaparsa mutlu olacağı tek yer.

    dostlarım bazen hakikaten düşünüyorum. çok ciddi bir şekilde. neden yaşıyoruz? neden geldik bu dünyaya? amacımız ne?

    insan olgunlaştıkça bazı şeyleri daha iyi anlıyor. boşuna gelmedik bu dünyaya. yaradan hepimizi bir amaç için seçti. biz insanlar ona kulluk edelim diye yaratıldık. malesef halen bunun farkında olamayanlarımız had safhada.

    bu dünyada ki hazlarımıza, zevklerimize yeniliyoruz. özellikle bu aşk konusunda çok canımız yanıyor. niye bu kadar önemsiyoruz ki aşkı. zaten ölüp gitmeyecekmiyiz. neden yani neden...
    neden vazgeçemiyoruz bazı şeylerden. özellikle çok sevdiğimiz bir insandan. bunlar anlıyorum ki bir sınav. allah'ın bizleri sınadığı bir sınav.

    hepimiz özgür yaşıyoruz. seçimlerimiz, tercihlerimizi özgürce yapabilme hakkımız var. zaten dinimiz islam'da da geçiyor ''dinde zorlama yoktur'' diye. ister inanırsın, ister inanmazsın. senin dinin sana benim dinim bana. dolayısıyla nefsimize yenilmeyelim. şeytanın oyunlarına gelmeyelim. insanlar güçlü varlıklar, bizim isteyipte yapamayacağımız şey yoktur.

    irademizi mantıklı olan neyse o yönde yapalım. tabii zaaflarımız da çok. insanın aklını şeytan çok çabuk çelebiliyor. bakın kendimden örnek vereyim. geçen gün hiç olmadık bir şekilde aklıma kumar oynamak geldi. kumar dediğim ''iddaa'' futbol oyunu. neyse kumar kumardır. ben kumara bir buçuk senedir tövbeliyim. zamanında çok oynardım. ama aklım başıma geldiğinde bıraktım. devam edecek olursam, geçen gece işte oynamayı düşündüm yani cebimde para olsa o an gidip oynayacaktım ki allah buna müsade etmedi. niye biliyormusunuz, cebimde beş kuruş para yoktu. anlattıklarım size saçma veya garip gelebilir. ben mucizelere inanan bir insanım. bazı şeyler bazı insanlara nasip, kısmet olmaz. hayatta her an her şey olabilir. bunu bilemeyiz. hayatın nereden süpriz yapacağını da bilemeyiz. bir gün bir bakar, hayatımızın aşkını buluvermişiz. bir gün de bir bakar, hayatımızın hatasını yapıvermişiz.

    bende zamanında çok sevdim birisini. hemde ne sevme. tüm samimiyetimle söylüyorum bunu. ben annemden, babamdan daha çok sevmiştim ilk aşkımı. ama olmadı dostlarım, kısmet değilmiş dedim. ağladım kaç gece, durmadan ağladım. halen aklıma geldikçe ağlıyorum. tutamıyorum kendimi inanamıyorum. 2 sene geçti üstünden, halen neden ağlıyorum, diyorum kendi kendime. şu da bir gerçek dostlarım hepimizin içinde bir yerde mazoşistlik var. acı çekmekten zevk alıyoruz. bunu çok açık dille söylebilirim. şu zamanda bile ne zaman sezen aksu'dan ''seni kimler aldı'' adlı şarkısını dinlesem göz yaşlarına boğulurum. tutamam, bırakırım kendimi ağlarım... diyeceğim o ki dostlarım, olmayacak duaya amin denmez. benim ki imkansız aşk gibi birşeydi. önemli olan ne olduğumuzu bilmektir. ''the matrix'' filminde derki ''kendini tanı'' herşey burada başlar, burada biter. kendini bilmeyen insan hiç birşey başaramaz, hiç birşey elde edemez. ilk aşkımdan sonra da kimseyi sevemedim, kimse olmadı hayatımda...

    arkadaşlar konuyu çok çarpıttım ama bunları anlatmak istedim ki sizde benim düştüğüm hatalara, yanlışlara düşmeyin. lütfen hem erkek, hemde kız arkadaşlarıma şunu rica edicem. her zaman söylerim. sevmeyeceğiniz kişiye umut vermeyin. bu gerçekten çok büyük günahtır. gerçi şimdi ki zamanda kimin eli kimin cebinde belli değil. ama ben inanan arkadaşlarıma, vicdanı olan dostlarıma söylüyorum. tabii ki sevicez birilerini ama o tek kişi olsun. tabiri caizze ''hayatınızın aşkı'' olsun. inşallah.

    son olarak, irade (nefs) ince bir çizgidir. her an kontrolü kaybedebilirsiniz. lütfen bir şeyi yaparken 1000 kere düşünün. hiç bir şey için acele kararlar vermeyin. en önemlisi kendimize bir amaç edinelim. o da Allah için yaşamak olmalı.
    0 ...
  24. 39.
  25. 40.
  26. dünya da ne işlersek karşılığını göreceğimiz yer.
    0 ...
  27. 41.
  28. Rüyadan uyanınca kalkmayı umduğumuz yatağımız.
    0 ...
  29. 42.
  30. "Evdeki hesabımız bile çarşıya uymuyorken, ahiret hesabımızın vay haline."
    Necip Fazıl KıSAKÜREK.
    0 ...
  31. 43.
  32. Dini inanışa göre, insanların öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı'ya hesap vereceği yer, öbür dünya.
    0 ...
  33. 43.
  34. 44.
  35. Ölümün ölmesi, sonsuz yaşam..hakkıya hakkının verilmesi..
    0 ...
  36. 45.
  37. "Evdeki hesabımız bile çarşıya uymuyorken, ahiret hesabımızın vay haline!"
    Necip Fazıl Kısakürek
    1 ...
  38. 46.
  39. Varlığına dair şüphenin insanın bilinçaltından hiç gitmediği fenomen. Eğer şüphe olmasaydı ne diye içiyonuz lan hala içkiyi sıçkıyı, ceza var deniyor. işte burda şeytan bu şüpheyle devreye girip size plase yapmaktadır. Ya yoksa lan. Eğer gidipte dönen olaydı bu cuma müslümanları sabahlara kadar kafayı teheccüd secdesinden kaldırmazdı. Ama iman bu işte koşulsuz inanma yoksa haddinemi ulan o cehennem tasvirlerine rağmen sincity alemine dalma.
    0 ...
  40. 47.
  41. insanlar cennete hep sonsuzluk ve verilen büyük armağan olarak bakıyor.
    olaya ölümsüzlük olarak bakıp mutlu oluyor ama işin asıl trajedisini unutuyoruz. peki ya ölememek...
    1 ...
  42. 48.
  43. 49.
  44. Anne karnındaki bebeğe soru sorulma imkânı olsa, o da dünya için ütopya der idi. Goremedigi icin annesini de inkar edeceğini düşünüyorum.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük