bundan dokuz sene önce çalıştığım şirketten son maaşımı alamadım. çünkü iflas etmek üzereydiler ve ben bu durumu anladığımda üç adet masaüstü pc, iki adet de telsiz telefon arakladım. benim maaşımın karşılığı bir adet pc ediyordu ama açgözlülük işte, düşene bi tekme de ben vurayım dedim. allahtan depo sorumlusuydum da kimse farketmedi.
şimdi vicdanım hiç rahat değil, cezamı çekmek istiyorum ama emniyete gidip anlatmaya da götüm yemiyo. hapislerde çürüyeceğime başka bir güce sığınıyorum beni yargılasın diye. en azından üç beş yanarız, sonra gelsin huriler.
şimdi sorarım ahiret inancı olmayan arkadaşlarıma; ben kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi, başkasına yapmamam gerektiği kanısına akıl yoluyla varamıyorsam, hangi kitap bana bunu öğretebilir? varın gerisini siz düşünün.
cevabının verilemediğini iddia edenler tarafından -genelde- "tanrı olmasaydı istediğimizi yapardık, yaptığımız her şey de yanımıza kar kalırdı, her şey kaka olurdu" diye cevap verilen soru. evet, futbol enteresan bi oyun.
ne sormayı bilmediğimiz için ortaya çıkmış, ahlak yönünde uzamaya giden, saptırılan bir sorudur.
"ben tecavüz ettim ama vicdanım rahat. ne olacak ? bu mu lan anti-tez" (#8506689)
ahiret ve vicdan üzerine yapılan mühasebenin ya da ahiret inancının üzerine yapılan yorumlar, "ahlak felsefesi" ile birleştirilir ise, soruya mantıklı bir cevap aramaktan çıkmış olacaktır durum. sorulan soru "ahlak" kavramı ile alakalı geniş bir alanı kapsamıyor. ahiret üzerinden iyilik ve kötülükten bir cevap aranıyor burada. o yüzden soruya verilen pek çok cevap için "anti-tez bu mu ?" diye sorup, ahlak felsefesine yön değiştirmek demagojiden başka bir şey değildir.
bu "anti-tez bu mu lan" mantığı ve aranılan cevap, ahiret değil ise, senin bahsettiğin "ahlak" felsefesine girer ve bunun tartışılacağı konu bu değildir.
iyilik ve kötülük ahiret olduğu için olmadığından kafadan sakat bir sorudur. soruya göre istenilen cevap;
mükafat ve ceza korkusu ile insan kendini sınırlıyor ise, bu zaten mantıklı bir yaşam tarzı değildir.
eğer ki "benim için tecavüz ahlaki bir değer" diyerek yeni bir argümanla soruna destek çıkmaya çalışıyorsan, bu desteğin soru ile alakası yok ve anlatmaya çalıştığın "ahlak neye göre?" sorunsalının tartışılacağı yer bu başlık değil.
buna inanalar olarak nefis deriz, inanmayanlar olarak vicdan deriz fakat farketmez, inanan yaptığından sorumlu olduğunu imanıyla, inanmayan ise benimsediği humanizm kaynaklı etiğe göre bir ölçü barındırır içinde. ancak, hangi inanca mensup olursa olsun bu ikisinden mahrum olanlar zaten istediklerini yapma hakkını çoğu zaman bulurlar kendilerinde.
kendi felsefeme göre: her nereden öğrenmiş olursa olsun, iyiyi, kötüyü; bilen insan her zaman doğru olanı yapar ve yapacaktır da, dış kuvvet etkisinde kalmadıkça.